X

Şıpıdık spor gururla sunar: Koşuda Luna sandalet deneyimi

Hep özenirdim şıpıdık şıpıdık dolaşıp ayaklarına sınırsız özgürlük tanıyanlara ama bir türlü yapamadım, giymek istedim, uzun yıllar terlik giyemedim. Sokaktaki tüm kir, toz ayaklarına yapışacak gibiydi sanki. Direkt yere basıyormuşsun gibi bir duygu… “Hayatta yapamam” demeyeceksin hiçbir zaman. En olmadık anda öyle bir alışıveriyorsunki kimi şeylere bir daha ayağından, aklından çıkamıyor. Alışıyorsun, onsuz yapamıyorsun, hatta gün geliyor; “Ben bu şıpıdıklarla ağaca bile tırmanırım neredeyse, neden koşmayayım ki…” deyiveriyosun.

Yonca Tokbaş’ı görüyorsun sonra İznik’te. Bir bakıyorsun 80 km koşuyor, hem de sandaletlerle. Kimse anlam veremiyor bu duruma; köylüler “Yazııık, parası mı yokmuş da alamamış bir ayakkabı” diye aralarında fısıldaşıyorlar.

Zaman geçiyor aradan, yanlış ayakkabı seçimi ve daha bir sürü sebepten dolayı koşu sonrası tırnakları bir bir eline alınca, koşu sırasında ayakkabılardan rahatsızlık duyunca aklın kayıveriyor haliyle o gördüklerine. Olur mu olur… Koşan koşuyor da sen mi koşamayacaksın. Koşarsın elbet.

“Ver siparişi” diyor bir ses, oyalanıyorsun biraz çünkü “Her şeye sıfırdan başlamaya hazır mısın?” demişti ya Yonca, onu hatırlıyorsun. Bekliyorsun, kendini en hazır hissettiğinde, bir arkadaşın da Amerika’ya gideceğini duyurunca hemen veriyorsun siparişi ve geliyor yeni ciciler.

Karar vermek zor, ulaşmak pek kolay oldu Luna sandaletlerime. Birkaç gün ofiste ve evde giydim, pek rahat ettim. Onlarla ilk aktivitem Pazar günü Aydos Ormanı’ndaki 13k’lık yürü-koş antrenmanı oldu. Ne yokuşlara tırmanıldı, nasıl rampalardan inildi o sandaletlerle bir bilseniz… Yağmurun hemen ardından normal ayakkabının tabanı kaydı da Luna “Bana mısın?” demedi.

Görenlerin tepkileri şöyle oldu:

-Deli galiba.

-İğrenç.

-Bu da ne?

-Yok artık!

Güldüm, geçtim, denenmeyeni deneme cesareti gösterdiğim için tebrik ettim bir kez daha kendimi. Tadı damağımda kaldı mı kaldı. O zaman Pazartesi gecenin bir vakti Adım Adım’nın düzenlediği gece koşusuna da koşu ayakkabılarımı almadan gitmeye karar verdim. Belgrad Ormanı neşet Suyu Parkuru başarıyla tamamlandı, yetmedi üzerine bir 3k daha koşuldu ve 9k ile dolunayın hakkı verildi.

Bir tepki de burada geldi:

Arabadan indik, yan arabadaki kız “Siz de mi koşuya geldiniz?” dedi, “Evet” dedim, “Peki ama sandaletler.” dedi. Güldüm. Yoksa evden çıkarken ayakkabılarımı giymeyi mi unutmuştum acaba? Kızcağız soru işaretleriyle koştu, fark ettim.

2 gün üst üste 22k ve ağrı yok, sızı yok, tırnaklara sınırsız özgürlük var, çamura bulanınca şıp şıp sularda temizlenmek var, var da var… Evet, daha alınacak çok yol da var ama biz pek sevdik birbirimizi, bu ilişki daha uzun yıllar devam eder. Her koşulda Luna ile koşabileceğimi sanmıyorum şimdilik, bu yüzden pek sevdiğim ayakkabılarıma da gereken ilgiyi göstereceğim.

‘Nasıl oluyor da oluyor’ diyorsanız, ince detaylar için şöyle buyurunuz…

Aklınıza takılan soruları yanıtlamak çok hoşuma gidiyor ve her zamanki gibi mektuplarınızı bekliyorum: kivergu@gmail.com

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale