X

Sınırlı zamanda daha çok şeyi öğrenmek için bilginin 5 boyutunu gözden kaçırmayın

Bilgi, birbirinden farklı geniş bir çerçeve hakkında hepimizin sahip olduğu bir şey. Nedense insanlarda bilgiyi doğrusal bir şekilde görme eğilimi hakim. Oysa böyle olsaydı, hepimizin sahip olduğu bilgileri aynı şekilde değerlendirilirdi. Bu bakış açısı, sahip olduğumuz bilgileri nasıl öğrendiğimizi öncelik haline getirmemize engel olan, öngörüsüz bir yaklaşım. Eğer gerçekten önemli olmayan şeyleri öğrenerek vakit kaybedersek, hayatta hangi bilgilerin değerli olduğunu kavrayacak vakti asla bulamayız.

İnsan ise bilgiye olan açlığı hiçbir zaman dinmeyen bir varlık. Bu, çocuklukta başlayıp hayatın sonuna kadar devam eden bir arzu. Öğrenmek ayrıca hayatı daha ilginç, coşkulu ve bazen de zorlayıcı yapan bir şey. Bizler öğrenmek için doğmuş ve bilgiye olan merakı ve kapasitesi sınırsız olan varlıklarız.

İnsan bilgiye olan açlığı hiçbir zaman dinmeyen bir varlık.

Öğrenme önündeki en büyük sınır, insanın eksikliğinden değil zamanın yetersizliğinden kaynaklanıyor. Hepimiz, yaşam süremizin uzunluğu kadar öğrenme fırsatına sahibiz.

Bilgiyi öğrenmek için sınırlı zamanımız var ise, yapılabilecek en akıllıca tercih bazı öncelikler belirlemek. Bunu belirlerken, hangi konuların daha önemli olduğu şeklinde bireysel bir bakış açısıyla yaklaşmak yerine, gelin boyutsal bir bakış açısı belirleyelim.

İşte bilginin beş boyutu:

1. Gerçekten bildiklerimiz

Gerçekten neyi bildiğimiz, kişisel algımızla doğrudan ilişkili olduğu için bu konuda tamamen objektif olmak neredeyse imkansız. Bunu ikili bir gruplandırma yaparak daha yerinde olabilir.

Herkes için kesin olan gerçekler: Bu grupta yer alan bilgiler, inkar edilemez bilimsel kanıtlara dayanan
gerçeklerden oluşuyor. Bu kategoriye giren binlerce bilgi kümesi bulmak mümkün. Bilimsel kanıtlara dayanan ve evrensel olarak kabul edilmiş gerçekleri sarsmak mümkün değildir. Örneğin yeni yapılan bir araştırmanın yer çekimi kuvveti gerçeğini değiştirmesi imkansız. Belki bu konuda sahip olduğumuz bilgileri artırabilir ancak yer çekimi gerçeği her zaman aynıdır.

Sadece bizim için doğru olan gerçekler: Bunlar değişebilen gerçeklerdir. Örneğin şu an yaşıyor olduğumuz gerçeği gibi… Bu, bir anda değişebilir. Bu kategoride yer alan bilgilerin düzenli olarak güncellenmesi gerekir.

2. Bildiğimizi düşündüklerimiz

Bu kategori 18 yaş civarında doruğa ulaşır ve sonra yavaş yavaş azalır. Bu azalmanın nedeni, bilmediğimiz şeylerin ne kadar da çok olduğunu anlamaya başlamamız. Bu kategoride yer alan bilgiler, popüler araştırma verileri veya spekülatif bilgilerle oluşur.

3. Bilmek istediklerimiz

Bu son derece önemli bir kategori çünkü eğitimimizin ne yöne gideceğini belirliyor. Hepimizin, öğrenmek istediklerine dair kafasında bir liste var. Bu liste ne kadar büyükse, organizasyon ve sistematik düzenlemelere gereksinim de o kadar fazla oluyor.

Öte yandan öğrenmek istediklerimiz de zaman ile sınırlı. Örneğin 10 farklı şeyi tek bir seferde öğrenmeye çalışırsanız, her bir konu için öğrenme oranınız yavaşlayacaktır. Ancak bir seferde tek bir konuyu öğrenmeye çalışırsanız, öğrenme oranınız yükselir.

Öğrenmek istediğiniz konu başlıkları arasında bir önem sıralaması yaparak da daha hızlı gelişme sağlanabilir. Bu aynı zamanda bilginin güncel olmasını da sağlar.

Gerçekten neyi bildiğimiz, kişisel algımızla doğrudan ilişkili olduğu için bu konuda tamamen objektif olmak neredeyse imkansız.

4. Bilmeye ihtiyacımız olmayanlar

Bu, hızla kalabalıklaşan bir kategori. Aşırı bilgi yüklenmesi, öğrenmeyi de etkiliyor çünkü bu yüklenme yüzünden dikkat ve odaklanma sorunları baş gösteriyor. İnsan zihni, birden fazla görevi aynı anda gerçekleştirebilmek için yaratılmış bir yapı değil. Bir seferde birden fazla görevi yerine getirmek ilk bakışta kulağa hoş gelebilir ancak yürürken sakız çiğnemek dışında, aynı anda birden fazla şeyi aynı özenle yapmak bir şehir efsanesi.

Öğrenmenin kilit noktası odaklanmadır. Odaklanmak, tüm dikkatimizi tek bir şeye yönlendirmektir. Bunu yapabilmek için zihnimizin, dikkat dağıtan her şeyi filtrelemesi gerekir. Aşırı bilgi yüklenmesi ve gürültü kürliliği, öğrenme sürecini baltalayan en önemli etkenlerdir.

5. Önceden bildiklerimiz

Bazı şeyleri unuttuğumuzu sanırız oysa genellikle zihnimiz bir filtreleme sistemi uygulamış ve bazı bilgileri önceliklerine göre sıralamıştır. Bu sıralamada kullanılmayan bilgiler, filtrenin dışında kalıp gerilere itilebilir. Aslında o bilgi hiçbir zaman gerçekten kaybolmaz, sadece anında ulaşım sağlamak mümkün olmaz.

Önceliklerine göre sıralamak aslında bilgiyi kalıcı hale getirmek için kurgulanmış bir program. Bu sayede her zaman en güncel bilgiye sahip olmak da mümkün hale geliyor.

Peki tüm bunları nasıl uygulamak gerekiyor?

– Bildiğinizi sandığını şeylerle gerçekten bildiklerinizi birbirine karıştırmayın. Bunlar iki ayrı kategori.

– Kişisel tercihlerinize göre öğrenmek istediğiniz şeylerin bir listesini yapın. Yaptığınız sıralamaya göre zamanı akıllıca kullanarak öğrenme sürecinizi başlatın.

– Her birimizin beyni, önceliklere göre sıralama yapma konusunda gerçek bir usta. Önemli bilgiyi en üstte tutarak ona kolay bir şekilde ulaşmamızı sağlayıp kullanılmayan bilgileri en derine gönderir. Ancak bu bilgiler de hiçbir zaman kaybolmaz.

Kaynak:
Advanced Life Skills

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

– Öğrenilen bilgileri kalıcı hale getirebilmenin 10 kısa yolu

– Gereksiz bilginin beyinde yarattığı abur cubur etkisi bireylerin öğrenme sürecini nasıl etkiliyor?

– Başarıya ulaşmak için zamanınızı etkili kullanın

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale