X

Sınırlayıcı inançlar nedir? Kurtulmak için neler yapmalısınız?

Sınırlayıcı inançlar olarak adlandırdığımız düşünceler, bireyin yaşamını doğrudan olumsuz olarak etkiler. Yaptığınız her harekette etkisi olan bu inançlar, fırsatları görmenizi engeller ve sizi bir şeyleri denemekten ve sonucunda başarıya ulaşmaktan alıkoyar.

Sınırlayıcı inançlar nasıl oluşur?

İnsan zihni, önemli bir denklemde kayıp bir parça olduğunda rahat edemeyen meraklı bir makinedir. Bu yüzden, hakkında yeterince bilginin sunulmadığı bir durum söz konusu olduğunda, bilgi eksikliğinden kaynaklanan boşluğu yeni inançlar yaratarak doldurmaya eğilimlidir.

Sınırlayıcı inançlar olarak adlandırdığımız düşünceler, bireyin yaşamını doğrudan olumsuz olarak etkiler.

Bazen sınırlayıcı inancın tek nedeni kişinin kendi egosunu ve özsaygısını koruma amaçlıdır. Örneğin kişi, hayatta istediği bir şeyi elde edemediğinde, kendisini iyi hissetmek ve egosunu korumak için şanssız bir insan olduğu inancını yaratabilir.

Sınırlayıcı inançlar oluşturmanın en temel nedenlerinden biri bilgi eksikliğidir. Buna verilecek güzel bir örnek, eski çağlardaki doğa olaylarının yorumlanmasıdır. İlk insanlar gök gürültüsünün Zeus’un öfkesinin bir sonucu olduğunu düşünüyorlardı. Bu inanca göre Zeus, yukarıda duruyor ve elleriyle aşağıya yıldırım fırlatıyordu.

Dolayısıyla sınırlayıcı inançların, genel itibariyle, bireyin yeterli bilgi sahibi olmadığı konuları kendi bulduğu şeylerle doldurması sonucu oluştuğunu söyleyebiliriz.

Birey kendisi hakkındaki sınırlayıcı inançları nasıl oluşturuyor?

İnançlar, yaratıldıktan sonra tekrar yoluyla güçlendirilir. Okulda sürekli arkadaşlarının zorbalığına maruz kalan bir öğrenci, diğer insanlardan daha az değerli olduğu konusunda bir sınırlayıcı inanç yaratabilir.

Grup içinde bir ifadenin sürekli tekrarlanması da bir sınırlayıcı inanç oluşumuna neden olabilir. Toplumda yaygın olan yanlış inançların insanlar tarafından devam ettirilmesinin de nedeni budur.

Sahip olduğumuz sınırlayıcı inançları nasıl keşfederiz?

Sınırlayıcı inançlarınızı keşfetmek için kendinize önce bazı sorular sormanız gerekiyor:

– Hayatımın çeşitli alanlarında elde ettiğim sonuçlar neler?

– Olmak istediğim, yapmak ya da sahip olmak istediğim şeylerle bu sonuçlar arasındaki uyumsuzluk hangi noktada?

– Hayatımın hangi alanını gerçekten geliştirmeye çalıştığım ve birçok şey denediğim halde sonuç alamadım?

Sınırlayıcı inançlarınız, istemediğiniz sonuçlar elde ettiğiniz alanlarda gizlidir. Bu inançlar attığınız her adımı şekillendirir; sizi fırsatları görmekten ve yeni şeyler denemekten alıkoyar. Sınırlayıcı inançlarınızı gizlendikleri yerden çıkardığınızda, artık onlardan kurtulma seçeneğiniz de var demektir.

Sınırlayıcı inançlarınızı gizlendikleri yerden çıkardığınızda, artık onlardan kurtulma seçeneğiniz de var demektir.

İlginizi çekebilir: Korkunun esiri olmadan mutluluğu yakalamanın formülü

Sınırlayıcı inançlarınızdan nasıl kurtulursunuz?

Peki bu inançlardan kurtulmanın yolları neler? Öncelikle kendinize, hayatınızın o alanıyla ilgili ne söylediğinizi düşünmelisiniz. Örneğin, bir ilişki kurmada sorun yaşıyorsanız, kendinize söylediğiniz şeyler şunlar olabilir: “Kadınlar yalnızca çok parası olan erkekleri ister,” veya “Erkekler sadece kendilerinden daha genç kadınlarla birlikte olur.” Kendinize bir şeylerin neden olmadığıyla ilgili söylediğiniz her şey, bir sınırlayıcı inançtır.

Kendinize söylediğiniz bu inançlar size son derece doğru gelecektir. Hatta bu inancın mantıklı ve geçerli olduğunu düşünüp bu düşünceyi destekleyen birçok kanıt bulabilirsiniz. Fakat tüm bunlar, bu düşünce şeklinin istediğiniz gibi yönlendirdiğiniz bir inanç olduğu gerçeğini değiştirmez. Dolayısıyla, eğer hayattaki hedeflerinizden ve isteklerinizden vazgeçmek istemiyorsanız, bu sınırlayıcı inançları kendinizden uzak tutmalısınız.

Bazen sınırlayıcı inançlarınızın farkında olmayabilirsiniz. Olumsuz düşüncelerinizi bastırıp olumlu bir iç sese sahip olmayı başarmış olabilirsiniz. Bu şekilde sizi sınırlayan hiçbir inancı da duymayacaksınız. Fakat hayatınızdaki herhangi bir alanla ilgili duygularınız olumsuzsa, hala sınırlayıcı inançlarınız var demektir.

Örneğin, parasal baskılar nedeniyle çıkmaza girdiğinizde kendinizi nasıl hissedersiniz? Endişeli? Öfkeli? Umutsuz? Bir süre bu duygulardan biriyle kalıp onu kabul ederseniz, arkasından hemen bir sınırlayıcı inancın geldiğini göreceksiniz. Endişeleriniz insanların hakkınızda ne düşüneceğini soracak. Öfkeniz, size hayatın sizin gibi insanlara adil davranmadığını; umutsuzluğunuz ise bu sorunu çözecek kadar güçlü ya da zeki olmadığınızı söyleyecek.

Sınırlayıcı inançlarınızı saklandıkları yerden çıkardığınızda onlardan kurtulmanız da çok daha kolay hale gelecektir. Aşağıda bunun için yapabileceğiniz 4 adımı sıraladık:

1- Sınırlayıcı inancınızı yazın
Duygu ve düşüncelerinizin izini sürerek sizi durduran sınırlayıcı inançlarınızı keşfedin. Bir kağıda yazdığınız bu inançlarla yüzleşin. Her bir inancın ne kadar güçlü olduğunu ve sizde hangi duygulara neden olduğunu da not edebilirsiniz.

2- Bunların ‘inanç’ olduğunu, ‘gerçekler’ olmadığını kabul edin
Bu adım genellikle en zor olanıdır. Çünkü bu inançların gerçek olduğunu düşünürsünüz. İşte tercih yapmanız gereken yer de tam burasıdır. Sınırlayıcı inançlarınızın gerçek olduğunu savunmayı mı, yoksa amaçlarınıza ve isteklerinize ulaşmayı mı istiyorsunuz? Yazar Evelyn Waugh’un da dediği gibi: “Bizi sınırlandıran şeyleri savunursak, onları taşımaya devam ederiz.”

3- Farklı bir inancı deneyin
Hayal gücünüzü kullanın ve istediğiniz şeyle örtüşen başka bir inancı deneyin. Örneğin bunlar “Geçmişte yaşadığım parasal zorluklar bana çok şey öğretti, şimdi onlarla başa çıkmaya hazırım,” ya da “Sağlıksız bir ilişki tecrübem olduğu için, artık beni seven mutlu bir partnerde ne arayacağımı biliyorum,” gibi şeyler olabilir.
Bu inançları dile getirmekten öteye gitmelisiniz. Yeni inancınızın size kendinizi nasıl hissettirdiğini keşfetmeye istekli olmalısınız. Eğer tam anlamıyla yaparsanız 2. ve 3. adımlar, eski inançlarınızdan kurtulma yolunda çok zaman alacaktır.

4- Farklı hareket edin
Bu sizi korkutabilir. Fakat yine de yeni inancınız doğruymuş gibi hareket edin. Örneğin, eğer gerçekten kadınların hayran olduğu bir erkek olsaydınız partilerde nasıl davranırdınız? Kimi bir yerlere davet ederdiniz? Geçmişteki parasal zorluklarınızdan çok şey öğrenen yetenekli biri olsaydınız hangi adımları atardınız? Bu sorulara vereceğiniz cevaplarla uyum içinde hareket edin.

İlginizi çekebilir: Başarısızlık korkusu nasıl yenilir?

Yeni inancınızla ilgili adımlar atmaktan kaçınırsanız, eski inancınızı beslemekten öte gidemezsiniz. Attığınız çok küçük bir adım bile olsa, harekete geçerek yeni inancınızı pekiştirmiş olacaksınız. Ayrıca ilk adımlarınızın mükemmel olmak zorunda olmadığını unutmayın. Bunların sadece doğru yönde olmaları yeterli.

Kaynak:
psychologytoday.com
2knowmyself.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale