Yedi yüzyıldan uzun süren hükümdarlık döneminde, Fransa’yı Kral 14. Louis kadar etkileyen insan neredeyse yoktur. 1638 yılında doğan Louis, 4 yaşında tahta yükseldi ve diğer tüm hükümdarlardan daha uzun süre tahtta kaldı. Krallığın Tanrı tarafından verildiğine inanan 14.Louis, ülkesini mutlak monarşi ile yönetti. Güneş Kral olarak bilinen hükümdar, bu ünvanı yalnızca eski av köşkü olan şatoyu geliştirerek Versay Sarayı’na çevirmesiyle değil, aynı zamanda kendini krallığın merkezi olarak tasavvur ettiği için de almıştır. Güçlü Kral 14.Louis döneminde, Fransa her yerde sözü geçen bir süper güce dönüşmüştür. Öngörüleri ve iş anlaşmalarıyla Fransa’nın ekonomisini geliştirmiş, egemenliğini artırmıştır. Kelimenin doğru anlamıyla 14. Louis için işin ustası diyebiliriz.

Oysa öbür yandan Versay Sarayı, müsrifliğin boyutlarını gözler önüne sermektedir. Dönemin aristokratlarını Paris’ten Versay’a taşıyarak balolara, akşam yemeklerine, partilere davet etmiştir. Tüm bu gelişmeler yaşanıyorken halk ise açlık sınırındadır. Versay Sarayı günümüzün en önemli yapılarından olup, sarayın içerisindeki aşırı lüks eşyalar ülkenin ekonomik saygınlığını ifade etse de, 14. Louis’nin Fransız kültürüne önemli bir iz bıraktığını söylemek mümkün.
Kral 14. Louis, aynı zamanda hükümdarlığı boyunca lüks endüstrisini de yaratmıştır. Her yeri mobilyalarla, kıyafetlerle, takılarla donatmış, Parisliler’in üçte birini emrinde çalıştırmıştır. Ayrıca yeni moda ürünlerin senede iki kere yaratılmasını emrederek günümüz moda sezonlarının temellerini atmıştır. Tahta çıktığında modanın başkenti Madrid iken, tahttan indiğinde Paris olmuştur ve günümüzde de öyledir. İşte Kral 14. Louis ve o döneme ait başka ilginç bilgiler:
İlginizi çekebilir:
Kaynak: robbreport.com

Sarayın en güzel yeri ise Aynalı Salon’dur. Uzun bir koridor ve içerisinde birbirine bakan yüzlerce aynanın bulunduğu Aynalı Salon, güneşin doğuşunu yansıtarak, Güneş Kral’ın somut gücünü ortaya çıkarmaktadır.
Versay’da akşam yemeği önemli bir meseleydi. Her akşam saat 10’da Kral ve mahkeme deniz tarağı, istiridye, ördek, sülün, somon, rozbif, salata, peynir gibi lüks tüketim ürünleriyle dolu sofraya geçerlerdi. Daha sonra şamdan şeklinde çikolotalı yer mantarı yerlerdi. 
Her yemek Kral için özenle hazırlanmış ve sevdiği yemeklerden oluşmuş olup, farklı bölgelerden geliyordu ve krallığın genişliğini temsil ediyordu.
14. Louis’nin sahip olduğu ‘Hope Diamond’, yani ‘Umut Elması’ adındaki elmas, ki daha sonra Fransız mavisi olarak adlandırılacaktır, 45.52 karattır ve gizemi yüzyıllar boyunca sürmüştür. Elmasın sahipleri arasında Sultan Abdülhamit’te bulunmaktadır.
1600’lü yıllar şarap üreticisi Dom Perignon’un altın yıllarıydı. Aynı zamanda şampanyaya mantar takmayı ve beyaz şarabı bulan Dom Perignon, efsaneye göre elde ettiği karışım için ‘Koşun! Yıldızları içiyorum.’ demiştir. 14. Louis ayrıcalıklı olarak şampanyayı içebiliyordu ve ona ve misafirlerine sıklıkla mahkemelerde şampanya servis ediliyordu. Gümüş tepside ikram edilen şampanya flüt kadehte içiliyordu.
72 yıllık hükümdarlığı boyunca Versay Sarayı'nın her yerini yüzlerce sanat eseriyle, tablolarla, heykellerle ve kalem işi mobilyalarla doldurmuştur.
Her ne kadar krala ait bir renk olarak görülmese de, 14. Louis’nin en sevdiği renk kahverengiydi.Ateşli taraftarları için düzenlediği maskeli balolarda ve davetlerde giyinip kuşanırken, Güneş Kral moda tercihlerini gücü simgeleyecek şekilde tercih etmeye özen gösterirdi. Yaygın hale getirdiği üç parçalı takım elbisesinin yanı sıra, geleceği kasıp kavuracak bir başka moda akımının da öncüsü olmuştur. Yüksek topuklı ayakkabılar.
‘Esasında yüksek topuklu ayakkabı giymesine ihtiyacı yoktu; ancak gücün ve itibarın bir simgesi olarak giyiyordu’ diyor sanat tarihçisi Kimberly Chrisman-Campbel. 14. Louis kırmızı ökçeli ayakkabıların büyük hayranıydı. Campbel bu konuda şunları söylüyor: Kırmızı prestiji simgeliyordu ve bu ayakkabıları statü sembolüydü. 14. Louis modayı sosyal kontrolün bir formu olarak kullanıyordu’.
Mükemmel partilere ev sahipliği yapan Kral 14. Louis Fransa’nın her yerinde krallara layık balolar düzenlemiştir. Dans tutkunu olan kral, kendine eğitmen tutarak dans dersleri almıştır. İleri yaşlarda sağlık sorunları ortaya çıkana kadar da danstan vazgeçmemiştir.
1624 yılında 13. Louis tuğla ve taş duvar avcı köşkü inşa etmiştir. 40 yıl kadar sonra, oğlu 14.Louis bu hurda şatoyu alıp Fransa’nın en büyük ve en değerli yapısına dönüştürmüştür: Versay Sarayı. 700 odadan oluşan altınlarla ve mermerle donatılmış başyapıt, Kral 14. Louis’nin kraliyetinin simgesi durumuna gelmiştir.