Nörobilimin pazarlama dünyasına etkin bir biçimde giriş yaptığı son dönemlerde, özellikle Avrupa ve Amerika’da, marketlerdeki ürünlerden gazete manşetlerine kadar çeşitli mecralarda beyine dair haberlerin yer aldığını görüyoruz. “Stresi azaltmak için X içeceğini için”, “Y mutluluk arttırır” vb.
Bu konuya açıklık getirme ihtiyacı duyan nörobilimci Molly Crockett, TED konferansları kapsamında yaptığı konuşmada kullanıcıları bu söylemlere karşı uyarıyor. Özellikle altı çizilen konu, yapılan araştırmalarda ortaya çıkan verilerin yanlış yorumlanmasına ve bundan fayda sağlanmasına karşı bilinçli olmanın önemi.
Karar verme süreçlerini araştıran Crockett, beyindeki farklı kimyasalların, yaptığımız seçimleri nasıl etkilediğine bakmak için deneyler yürütüyor. Son yaptıkları çalışmada, deneklere içinde triptofan ( bir amino asit) bulunan bir içecek içirdiklerinde, deneklerin serotonin salgılama oranının değiştiğini ve daha etkin kararlar verdiklerini ortaya çıkarıyorlar. Bu araştırmanın basına yansıması ise şöyle oldu: “Güçlü karar vermek için tek ihtiyacınız olan peynir”.
Peynirin içinde bu triptofan maddesi yer aldığı için basın basit çıkarımlarla bu tip haberler sunuyor. Bunun sakıncası nedir? Bu araştırmalar sürekli yapılıyor ve henüz beynin işleyişi tam olarak anlaşılabilmiş değil. Her araştırmanın bu tip çıkarımlarla basınla paylaşılması ve çarpıtılması, marketlerdeki ürün skalasını da değiştiriyor. Örneğin, Amerika’da Neuro içecek sınıfları ortaya çıkmaya başladı. Bu ürünler stresi azalttığı, beyni daha iyi çalıştırdığı, salgıları dengelediği ve bunun gibi argümanlarla ortaya çıkıyor. Beynin belli bölümlerini aktifleştirdiği üzerinden bulunan veriler, araştırmanın tam tersi şekilde yorumlanmasına da olanak sağlıyor. Örneğin, beynin insula bölgesinin aktifleşmesini gözlemlemek illa, aşk ve sevgi gibi çıkarımlarda bulunmaya yetmiyor. Çünkü o bölgede yer alan süreçlerde aynı zamanda hafıza, dil, dikkat, öfke, nefret ve acı gibi olumsuz duygular da hakim olabiliyor.
“Bir nörobilimci olarak, nörobilimin akıl hastalığını tedavi etme potansiyeli konusunda ve belki de bizleri daha iyi ve daha zeki yapma konusunda; ben, çoğu insandan daha heyecanlıyım. Ve eğer bir gün peynir ve çikolatanın daha iyi kararlar vermemizi sağladığını söyleyebilirsek, buna ben de varım. Ama henüz oraya gelemedik. Beynin içinde bir ¨satın al¨ düğmesi bulamadık henüz. İnsanların beyin taramalarına bakarak yalan mı söylüyorlar, aşıklar mı henüz ayırt edemiyoruz. Hormonlar sayesinde günahkarları azizlere çeviremiyoruz. Belki günün birinde bunları yapacağız ama o zamana kadar abartılmış iddiaların kaynakların değerini düşürmesine ve gerçek bilimden ilgiyi dağıtması konusunda dikkatli olmalıyız.” diyor Crokett.
Çeşitli araştırma ve deney sonuçlarıyla zenginleştirdiği bu TED konuşması, Pazar keyfine keyif katmak için ideal. Just put a brain on it!
Yazarın tüm yazıları için tıklayın.