X

Sinir sistemini yatıştırmanın 10 pratik ve etkili yolu

Endişe, stres ve kaygı gibi olumsuz duygular, sinir sistemimizi uyararak fiziksel ve zihinsel olarak rahatsızlık duymamıza neden olabiliyor. Gelecek kaygısı, overthinking, toplumsal krizler, kayıp ve yas süreci, başarısızlık, doomscrolling ve benzeri pek çok durum, sinir sisteminin dengesini bozarak uykusuzluk, tükenmişlik, umutsuzluk, sindirim sorunları, migren atakları gibi çeşitli problemlerle karşılaşmamıza yol açabilir. Neyse ki sinir sistemini yatıştırmaya destek olmak için endişeli düşünceleri sakinleştirmeye ve stresi azaltmaya yardımcı birtakım eylemler var. İşte özellikle zorlayıcı zamanlardan geçerken sinir sistemini yatıştırmanın 10 pratik ve etkili yolu:

Nefes egzersizleri yapın

Derin nefesler, sinir sistemini düzenlemenin basit ama etkili yollarından biridir. Derin nefe alıp verme, parasempatik sinir sisteminizin kontrolünü yeniden sağlamanıza ve zihninize, bedeninize ‘acil ve korkulacak bir durum olmadığına’ dair sinyaller göndermenize yardımcı olur. Yalnızca nefesinize odaklanarak derin nefesler alıp verebilir, bunu birkaç kez tekrarlayabilir veya çeşitli nefes egzersizlerini deneyebilirsiniz. 4-7-8 nefesi veya kutu nefes egzersizi gibi farklı teknikleri ve daha fazlası için ‘Nefes egzersizleri: Rahatlatan ve enerji veren 8 farklı nefes tekniği’ yazımıza göz atabilirsiniz.

90 saniye kuralını uygulayın

Ünlü sinirbilimci Dr. Jill Bolte Taylor’a göre karşılaştığımız zorlayıcı, stres dolu durumlar ve olaylar karşısında çeşitli fiziksel ve zihinsel değişimler hissedebiliyoruz; bunun nedeni beynimizin gönderdiği kaç-savaş ya da don sinyalleri. Bu nedenle bağırmak, sağa sola bir şeyler fırlatmak ya da ağlamak gibi tepkiler belirebiliyor ve dengemiz bozuluyor, sinir sistemimiz çöküşe geçiyor. Dr. Taylor, özellikle bu gibi durumlarda herhangi bir şey yapmadan önce 90 saniye beklemek gerektiğine dikkat çekiyor. Bu şekilde içgüdüsel dürtülerle tepki vermek yerine, düşünüp, sakinleşip, daha doğru bir tavır sergileyebiliriz. 90 saniye, stres, baskı, öfke gibi olumsuzluklara neden olan tetikleyicilerin yarattığı etkilerden uzaklaşmak için sakinleştirici bir rol üstlenebiliyor. ‘90 saniye kuralı ile öz kontrolünüzü artırın’ yazımızdan sinir sisteminizi sakinleştirmek için etkili olacak bu kuralın nasıl uygulandığını öğrenebilirsiniz.

Zihninizde gezinin

Mind wandering veya zihinsel gezinme, görselleştirmenin gücünden faydalanarak sakinleşmenin, sinir sistemini yatıştırmanın etkili bir yolu. Akıl sağlığı uzmanı ve ünlü sinir bilimci Dr. Caroline Leaf’e göre keyif veren eylemleri, görüntüleri zihinde canlandırmak daha iyi hissetmek için oldukça yardımcı bir yöntem. Sevdiğiniz bir yeri, keyif aldığınız bir manzarayı ya da çıktığınız bir seyahati mümkün olan en küçük detaylarına kadar görselleştirerek sanki o eylemleri gerçekleştiriyormuşsunuz gibi hissedebilir, sinirli, stresli, öfkeli ya da kızgın hallerinizi yumuşatabilirsiniz.

Olumlu bir mantrayı tekrarlayın

Endişeli düşünceleriniz sizi ele geçirdiğinde, zihninizdeki olumsuz sesi susturmakta güçlük çektiğinizde kendinizi sakinleştirmek için bir mantra seçebilir ve onu ihtiyacınız olan süre kadar tekrarlayabilirsiniz. ‘Sakin hissediyorum, iyiyim, sahip olduklarım için şanslıyım, kendime sevgi gösteriyorum, değer görmeyi hak ediyorum, büyüyorum, iyileşiyorum…’ gibi mantraları söylemeyi deneyebilirsiniz.

Rahatlatıcı aktiviteler uygulayın

Hem bedeninizi hem de zihninizi rahatlatacak aktivitelerle sinir sisteminizin yatışmasına destek olabilirsiniz. Yoga veya meditasyon ile kendinizi sakinleştirebilir, stresin neden olduğu sinir sisteminizdeki bozulmaların etkisini azaltabilirsiniz. Ayrıca, Abhyanga gibi kendi kendinize masaj yapabileceğiniz farklı masaj tekniklerini deneyebilir veya aromaterapinin gücünden faydalanarak kendinize dinlendirici bir banyo hazırlayabilirsiniz. Ilık su ile duş alarak, rahatlatan kokuları koklayarak ya da sakinleştirici müzikleri dinleyerek zihninizdeki olumsuz düşünceleri ve stresin yarattığı etkileri yatıştırabilirsiniz.

Zihninizi uzaklaştırın

Eğer yukarıda bahsettiğimiz rahatlatıcı aktiviteleri yaparken zihninizi yine de susturamıyorsanız, sessizlik veya dikkat dağıtıcılardan, tetikleyici unsurlardan arınmış sakin bir ortam, sinir sisteminizi yatıştırmaya yetmiyorsa o zaman dikkatinizi farklı bir yöne kanalize edecek ve sizi meşgul tutacak eylemlere yönelebilirsiniz. Evinizi temizlemek, yemek yapmak, mandala boyamak ya da bahçe işleri ile uğraşmak zihninizi ve bedeninizi meşgul ederek olumsuz düşüncelerinizden, endişelerinizden bir süre uzaklaşmanıza yardımcı olabilir. Daha fazla öneri için ‘Zihninizi olumsuz düşüncelerden uzaklaştırmak için yapabileceğiniz rahatlatıcı aktiviteler’ yazımıza da göz atabilirsiniz.

Beslenmenize dikkat edin

Beslenme şeklimiz, fark etsek de etmesek de sinir sistemimiz üzerinde doğrudan etki sahibi. Doğru bir beslenme, vücudumuzun stresle başa çıkmasına yardımcı olabileceği gibi, yanlış besinler sinir sistemi üzerinde olumsuz bir tetikleyici görevi görebilir. Örneğin, kafein, alkol, yüksek miktarda şeker içeren paketli gıdalar gibi yiyecekler, stresi, kaygı ve endişeyi artırabilir. ‘Anksiyeteyi tetikleyen gıdalar ve iyi oluşu destekleyen şifalı bitkiler‘ yazımızdan ilham alarak beslenme tarzınızı düzenleyebilirsiniz.

Şükredin

Şükretmenin gücü, yaşamın pek çok alanında karşımıza çıkan bir yaklaşım. Elimizdekilerin kıymetini bilmek, bardağın boş tarafını görmektense dolu tarafına odaklanmak ve olumsuz düşüncelerin içerisinde boğulmak yerine bakış açımızı olumluya çevirebilmek için daha çok ve daha bilinçli bir şekilde şükredebiliriz. Kendinizi endişeli, kaygılı ve stresli hissettiğinizde birkaç dakikanızı şükretme pratikleri için ayırabilirsiniz. Eğer düşünürken odaklanmakta zorlanıyorsanız şükrettiğiniz her şeyin listesini yapabilir, kendiniz için bir şükran defteri tutabilirsiniz. Zorlu zamanlarda stresin sinir sisteminizde neden olduğu bozulmaları iyileştirmek isterken eğer şükredecek bir şeyiniz olmadığı yanılgısına düşerseniz defterinizi açıp yazdığınız her şeyi okuyabilirsiniz.

Negatif ve pozitifi birleştirin

Ünlü nöropsikolog Dr. Judy Ho, sinir sistemini yatıştırmak için daha önce çoğumuzun aklına gelmesi pek de mümkün olmayan bir yöntem öneriyor; o da negatifi pozitifle birleştirmek. Şöyle ki Dr. Ho, negatif düşünceleri olumlu, nispeten iyimser bir şarkının melodisiyle söylemenin sinir sistemi üzerinde baskı yaratan stresi serbest kılmaya yardımcı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bunu yaptığınızda olumsuz düşüncenin havasını aldığını fark edeceksiniz ve sinir sisteminize zarar veren kasvetli düşüncelerin etkisinden kurtulabileceksiniz.” Bir örnek vermek içinse şunu paylaşıyor; mutlu yıllar şarkısının (happy birthday song) ritmine uydurarak ‘bugün stresli bir gün olacak…’ gibi

Profesyonel destek alın

Endişe düzeyiniz çok yüksekse, yaşadığınız stresle baş etmekte zorlanıyorsanız ve sinir sisteminizi sakinleştirmekte, olumsuz duygularınızı, düşüncelerinizi susturmakta uzun zamandır güçlük çekiyorsanız, profesyonel bir destek almanın vakti gelmiş olabilir. Bir terapistle konuşmak, iyileşme yolcuğunuzu hızlandırabilecek ve sizin için daha etkili olacak teknikleri ve yeni stratejileri belirlemenize yardımcı olabilir. Yalnız olmadığınızı ve destek istemenin sizi güçsüz kılmadığını kabul ederek profesyonel yardım alabilirsiniz.

Son olarak dilerseniz aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Yoksa senin de sinir sistemin hep tetikte mi?
Vagus sinirinin zihin ve beden sağlığı üzerindeki bilimsel olarak kanıtlanmış etkileri
Vücudun savaşma ve kaçma tepkileri: Neden panik atak yaşarız?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale