X

Sınav kaygısı: Çocukların yükünü nasıl azaltabiliriz?

Hepimiz çocukların/gençlerin yükünün çok ağır olduğunun farkındayız, ama aileler bu yükü azaltmak adına pratikte ne yapabileceklerini bilemeyebiliyorlar. Üstelik bu yük; eğitim sistemimiz ve toplum baskısı ile katlanarak artıyor.

Hayatın gerçekleri ve eğitim sistemi ile gönlümüzden geçenler arasında çok büyük bir açıklık var. Bu açıklığı, var olan eğitim sistemi içinde elimizden geldiği kadar kapatıp çocukları rahatlatabiliriz.

Çocuklara yaşları düzeyinde sorumluluklar veremiyoruz

Sınav kaygısı; sınav öncesinde edinilen bilgilerin sınav esnasında etkili bir şekilde kullanılmasına engel olan ve başarının da düşmesine neden olan yoğun kaygıdır. Performans kaygısının nedenleri arasında; başarısız olma korkusu, çalışma yönteminden ötürü sınava hazırlanamama veya geçmiş travmalar bulunabilir. Sınav yoluyla eğitim kalitesini belirleme biçimi çocuklarda kaygı yaratmaktadır. Kaygının belirli bir ölçüsünün sağlıklı ve gerekli olduğunu belirtmek isterim. Çünkü kaygı; istekli olmak, karar vermek ve o karar yönünde ilerleyebilmek için gereklidir. Bu nedenle hedef, kaygıyı tamamen ortadan kaldırmak değil, fazlasından arınıp ondan faydalanacağımız kadarını saklamaktır.

Sınav kaygısının; hafızayı olumsuz anlamda etkileme ve muhakeme becerisini sekteye uğratma gibi birçok olumsuz etkisi bulunmaktadır.

Amerika’da yapılan bir çalışmaya göre öğrencilerin %25-40’ı sınav kaygısı yaşamaktadır. Türkiye’de ise bu oranın daha fazla olduğu düşünülmektedir. Yüksek oranda sınav kaygısı; hafızayı olumsuz anlamda etkiler, muhakeme becerisini sekteye uğratır, yanlış yapma oranını yükseltir ve öğrencinin daha düşük sonuçlar almasına neden olur. Araştırmalar, yüksek sınav kaygısı yaşayan çocukların potansiyel performanslarından %12 daha düşük notlar aldığını göstermektedir.

Bu öğrencilerde, “Başarısızım”, “Mükemmel olmalıyım”, “Yanlış yapmamam lazım”, “Yapamazsam beni sevmezler” gibi olumsuz düşünceler görülebilir. Bu düşünceler, ileride benlik algısını, öz güveni etkileyebilecek inançlardır. Bu düşüncelere kaygının yanı sıra öfke ve korku gibi ikincil duygular eşlik edebilir. Kaygılı çocuklarda duygularını dengeleyemedikçe; tırnak yeme, tikler, kabus, uykusuzluk, yerinde duramama gibi semptomlar sık görülür.

Bu anlamda mükemmelliyetçi kişilik özelliği, toplumda pozitif bir algı ile karşılanmasına karşın kişi üzerinde olumsuz etkisi vardır. Çocuğunuzun hedeflerinin yüksek olmasının, en iyi olma çabasından mı yoksa kendi becerisini yükseltme isteğinden mi olduğunu ayırt etmek önemlidir. Mükemmelliyetçi çocuklar, genellikle mükemmelliyetçi olmayı bir aile büyüğünden öğrenirler. Bu yüzden, bu kişilik özelliğinin kendinizde de olup olmadığını değerlendirerek hem çocuğunuza hem kendinize yardım etme fırsatı bulabilirsiniz.

Çocuğunuzun yükünü hafifletmek için öneriler

Çocuğunuzun yükünü hafifletmek ve onun çocukluğunu yaşayabilmesi adına yapabileceklerinizden bazıları şunlar olabilir:

  • Çocuğunuza herkesin farklı becerileri, farklı yetenekleri olduğunu hatırlatın.
  • Çocuğunuza; herkesin bir konuda iyi iken bir başka konuda o kadar iyi olmayabileceğini söyleyin ve bunu örneklendirin. Hem matematikte hem dil bilgisinde çok iyi olmayabiliriz. Ya da biri çok iyi resim yaparken çok hızlı koşamayabilir. Herkesin iyi yapamadığı şeyler olabilir.
Herkesin her konuda çok iyi olamayacağını çocuğunuza anlatın. Resim yapmayı çok iyi beceren bir çocuk, matematik konusunda çok iyi olamayabilir.
  • Arkadaşları ile karşılaştırma yapmaktan kaçının.
  • Gerçekçi hedefler belirleyin. Bununla birlikte, hedeflerin değişebileceği konusunda esneklik kazanmasına yardımcı olun. Bazı öğrenciler tek bir hedef veya amaç belirlerken kaygıyı da beraberinde yoğun bir şekilde yaşarlar. Böyle durumlarda kazanmak istediği bölüm veya okul konusunda esneklik kazanmasını sağlayabilirsiniz. Bu noktada esneklik ile hedef belirlemenin birbirini yok etmediğini belirtmek isterim. Öğrenciler; karar verme, mutlak doğruyu seçme çabası içinde iken dikkatlerini vermekte daha çok zorlanabilirler. Bu yüzden hedefi tek bir nokta ile belirlemek yerine çeşitlendirmesine veya hedefin yanında bazı seçenekler eklemesine yardımcı olabilirsiniz.

İlgili yazı: Sınav kaygısıyla nasıl başa çıkılır?

  • Yukarıda bahsedildiği gibi belli bir miktar kaygının sağlıklı ve gerekli olduğunu anlatabilirsiniz.
  • Çocuklarınıza yoğun aktivite, ders, spor gruplarına götürmek yerine serbest zamanlarının olmasını sağlayın. Serbest zamanı olan çocukların dikkat becerisinin daha iyi olduğunu ve buna bağlı olarak başarısının arttığını unutmamak gerekir.
  • Ve en önemlisi çocuğunuzu şuan olduğu gibi sevmeye devam edin. Ona olan sevginizin bir koşulu olmadığını ona hissettirin.
Uzm. Klinik Psikolog Berfin Bozkurt: Berfin Bozkurt, Fransa Strasbourg Üniversitesi’nde Psikoloji eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’de Klinik Psikoloji dalında yüksek lisans derecesi almıştır. Fide Danışmanlık Merkezi’nde çocuk, genç ve yetişkinlerle psikoterapi yapmaktadır. Fransa’da travma konusu üzerine yaptığı doktora eğitimini İstanbul’dan yürüterek devam etmektedir. Ayrıca okullara danışmanlık kapsamında eğitim ve seminerler vermektedir. Terapi çalışmalarında bilişsel davranışçı terapi, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), oyun terapisi kullanmaktadır. berfinbozkurt@gmail.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale