Simetrik ilişki kurbanı çocuklar: Ebeveynler arasındaki kısasa kısas tekniği çocuklara nasıl yansır?
İlişki ve iletişim her canlının kaçınılmaz, içinde aktif var olduğu bir durumdur. İnsanın sosyal bir canlı olduğunu kabul edersek, günlük hayatında herkes ile bir etkileşim ve iletişime geçtiğini de söyleyebiliriz. İletişim, “ilişki” ve “içerik” olarak ikiye ayrılır. Biri ile ilk karşılaştığımız anda, yani o kişiyi ilk fark ettiğimiz anda etkileşim başlar, bu da ilişki öncesi pozisyondur ve insanlar sözel olarak bir iletişime geçtiğinde aynı zamanda ilişki biçimini belirleyen mesajlar iletmeye başlar.
“İçerik” kısmı burada devreye girer ve kişiler arasındaki ilişki biçimi, hangi davranışların, hangi kalıpların kullanılacağı belirlenir. Bu bağlamda bakıldığında açık sözel iletişimden daha önemli bir şey varsa, o da iletişimin içeriğidir. Örneğin, birine “seni seviyorum” derken, yüz ifadeniz, duruşunuz ve mimikleriniz ile “senden nefret ediyorum” mesajını iletebilirsiniz. Rahatsız olduğunuz durumu aktarırken yine içerikte bu durumu kabullenebileceğiniz mesajını da iletebilirsiniz. İlişkilerin karmaşası da burada meydana geliyor. Eğer ilişki ve içerik birbiri ile uyumlu olsaydı hiç kimse anlaşılmadığı veya anlamadığı duygusuna kapılmaz ve açık, net ilişkiler yaşardı.
Evlilik ve ilişkileri sistem olarak kabul ettiğimizde, her kişi sistemin bir üyesidir ve her ikili ilişkide alt sistemdir. Yani bugün herkes birinin çocuğu, birilerinin arkadaşı, birilerinin kardeşi veya meslektaşıdır. Bütün bunlar ilişki sisteminin yönünü belirleyen alt sistemlerdir. İçerikle beraber farklı iletişime geçildiğinde bir takım ilişki tipleri ortaya çıkar, onlardan biri de simetrik (paralel) ilişkidir. Bu tipleri kişiler ilk etkileşimden itibaren belirler.
Simetrik ilişki nedir?
Simetrik ilişkide çiftler, birbirleri ile eşit olduklarını savunmak adına, kısasa kısas tekniğini kullanır. Yani çiftlerden biri ne yapıyorsa diğeri kendinde de onu yapmayı hak görür ve rahatsız olunan durumlar, problemler konuşarak değil davranışsal olarak iletilir. Örneğin, erkek kendi arkadaşları ile geç saatlere kadar bireysel vakit geçiriyorsa ve kadın bu durumdan rahatsızsa, bunu dile getirmek yerine kendi de aynı davranışı sergiler. Bu tip çiftlerin tartışmaları sık ve çözümsüz olur. Genelde tartışmada suçlamalar hakimdir. Peki kendi içinde bu ahenge alışmış çiftlerin çocukları bu durumdan nasıl etkileniyor?
İlişki tipleri kişilere göre belirlenir ve iki tarafın sıkıntı görmediği tiplerde müdahaleye gerek kalmaz, fakat bu tip ilişkilerde en çok zararı çocuklar görür. Kişiler çocukların yanında tartışmaktan kaçınmamakla beraber, çocuklarından taraf olmalarını da bekler. Çocuklarsa kendi alt sisteminde anne-çocuk ve baba-çocuk ilişkisi kurarken, bir anda karı-koca ilişkisinin içinde pozisyon almak durumunda kalır ve büyük suçluluk, çaresizlik, öfke duyarlar. Çocuklar tutarsız ve sağlıklı ebeveynlikten uzak büyüdükleri için, kendi benlik algılarında sıkıntı yaşayabilir, aşırı telafici olarak anne ve babayı memnun etmeye, onların onayını almaya karşı üst düzey çaba sarf edebilirler. Böyle bir bağlanma şekli de yetişkin ilişkilerde bu tarz yaklaşımın devamına sebep olur. O çocuklar büyüdüklerinde ya da ileride kurdukları ilişkilerde (iş ilişkileri, arkadaşlık, romantik ilişkiler, ebeveynlik) bu durumu sürdürebilecekleri partnerler seçer ve öz saygılarını yitirirler ya da bundan kaçmak adına ilişki kurmamaya çalışarak doğanın düzenine karşı gelirler.
İlginizi çekebilir: Sevgili ailem; bana duygu koçluğu yapar mısınız?