X

“Şimdi”nin içinde olgun kalabilmek: İçsel kaynaklarımızı nasıl kullanmalıyız?

“En kötüyü bekleyerek bakarsanız yerine işte o görmek istediğiniz neşeli yüz.
Elleriniz açılır ve kapanır ve açılır ve kapanır.
Her zaman yumruk ya da apaçık olsaydılar, felç olurdunuz.
En derin varlığınız her küçük kasılma ve esnemededir.
Bu ikisinin dengesi kuş kanatları kadar güzel ve uyumludur.”
Mevlana

Bir niyetim var derinleşmek, bir niyetim var olgunlaşmak. Çok uzun zamandır üstesinden gelemediğim, bir türlü zihnimdeki akışını yavaşlatamadığım düşünce öbeğinin içinde boğulduğumu hissettiğim bir zamandan geçiyordum.

Sanki bir kanyondayım, yol bitmiş, arada bir uçurum var, karşıya nasıl geçeceğimi bilmez halde uçurumun kenarında oturuyorum.

Karşıya nasıl geçeceğim  ve yoluma nasıl devam edeceğimi bilemiyorum. Oturduğum yerden aşağıya bakıyorum; karanlık, derin karanlık… Arkaya bakıyorum boşluk, önümde ise atlayamayacağımı, ilerleyemeyeceğimi görebildiğim o yolculuk.

Bulunduğum bu yerde bedenimdeki hareketsizliğimi, sıkışmışlığımı, çaresizliğimi o kadar çok hissediyordum ki ayaklarım sanki kelepçe ile bağlanmış, bacaklarım hissiz ve üst bedenim sanki bana ait değildi. Zihinsel akışımın içinde “Bedenimde temas edebileceğim, içime dönebileceğim küçük bir parça var mı?” diye baktığımda, içimde olan her şeye bir merak uyandı. Kokular, sesler ve görüntüler oluşmaya başladı.

Bedenimdeki duyumsamalarımı ve enerji akışını hissettim. İçsel kaynaklarım ile temas ettiğimde esnek dayanıklılığımı fark ettim. Ve o anda uçurumun eşiğinde oturduğum yerden kalkıp karşıya atlayabileceğimi hissettim. Bedenime bu hareketi yapma isteği geldi. Bacaklarımda bir ısınma -hareket itkisi belirdi, yaşam enerjisi ortaya çıkmaya başlamıştı. Ve oradan aldığım güç ile tam da en küçük detayına kadar hayal ettiğim bir çubuk ile karşıya atladım. Arkama baktım; her şey orada kaldı, bitti. Zorlukların üzerinden geçebildim. Zorlukların ve düşünce öbeklerinin getirdiği süreç ile bir müddet kalabildim. Onları kapsayabildiğimi görmenin başarısını, zaferini tüm bedenimde hissettim. Bunu başardım, yaptım! Ve yoluma, ağaçların arasından güneşin doğduğu yere doğru yürümeye başladım.

O anda aklıma “şimdi”nin gücü geldi. “Şimdi”nin içinde olgun bir şekilde kalabilmek.

Genişlemenin içinde daha fazla kalabilmek. Genişlemenin içinde niyetlerimizi yaratmak ve anda şimdiyi yaratmak, niyetlerimizi oluşturmak ve olgunlaştırmak.

Mevlana’nın dediği gibi hamdım, yandım, piştim.

Peki sen kendin için dönüşüm yolculuğun hakkında ne düşünüyorsun? Bireysel seanslar için fatmanurbilgin@gmail.com adresine mail atabilirsin ya da dönüşüm ile ilgili daha fazla bilgi için Instagram hesabıma ve https://dengeyedonus.com adresine de bakabilirsin.

İlginizi çekebilir: Kendinize ışık tutmayı ihmal etmeyin: Direncinizi bıraktığınızda, sizi metanet karşılayacak

Fatma Nur Bilgin: Fatma Nur Bilgin, beden rehabilitasyonunu kişisel dönüşümün adımı olarak görüyor ve bir bütün olarak beden-zihin-ruh dengesini hedefliyor. Beden rehabilitasyonunda Pilates, Dorn-Breuss terapisi ve KranyoSakral terapi tekniklerini kullanıyor ve 2007'den beri bu alanda aktif olarak çalışıyor. Kas-iskelet sistemi ve bağ dokusu rehabilitasyonu olarak ele aldığı Pilatesi hamilelerden engellilere, spor ve dans sakatlanmalarından çocuklara geniş bir yelpazede geliştirdiği İyileştirici ve Dönüştürücü Egzersiz Metodu®'nun temeli olarak uyguluyor. Bireysel seanslarında Bilinçaltı blokajlarının çözülmesinde Regresyon Terapisi pratiklerini, travmalar sonucu sinir sisteminde biriken gerilimlerin çözülmesinde Somatik Deneyimleme pratiklerini kullanıyor. Ayrıca Dengeye Dönüş® adında grup çalışmaları düzenlemektedir. Eğitim fakültesi mezunudur. Pek çok sosyal sorumluluk projesinde aktif rol almaya devam ediyor.
İlgili Makale