X

Şimdiki anda ortaya çıkan tavrımız geçmiş algımızı ve gelecek planlarımızı etkiliyor

Bu aralar ÜSEM ve AçıkBeyin iş birliğiyle düzenlenen ve tez hocam Prof. Dr. Sinan Canan ile beraber vereceğimiz ‘An’daki Beyin eğitimimizin heyecanı ile yaşıyorum. Bu eğitim, bilinçli farkındalığı hem sinirbilim açısından ele alıyor hem de pratikleri nasıl günlük hayatımıza katacağımızın ipuçlarını içeriyor. Bilinçli yaşamanın, duygu, düşünce ve davranışlarımızın farkında olmanın yolu sürekli pratik yapmaktan geçer. Ancak 9 yıllık yoga ve meditasyon tecrübem bana öğretti ki; insanlar bu pratikleri “neden” yaptığını bilmeden istikrarlı olamıyor. Yani işin teorik kısmının da aklımıza yatmasına ihtiyacımız var. Buradan yola çıkarak Sinan Hoca ile insan beyni hakkında biraz konuştuk.

Prof. Dr. Sinan Canan
İnsan beyni neden ‘an’da kalamıyor ?

Prof. Dr. Sinan Canan: Bütün memeli hayvanlarda olan önbeyin (prefrontal korteks) basit yönetici fonksiyonlara sahipken, insanlarda çok gelişmiş düzeydedir ve yüksek bilişsel işlevleri yerine getirip, kompleks problemler çözen komplike devreler içerir. Bunun bir yönü de zaman algısıdır. Zaman algısı böyle bir kortekste çok geniş olduğundan, insan kendi ömrünün ötesini de merak eden tek canlıdır. Hal böyle olunca sürekli geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen bir zihin ortaya çıkıyor ve bu nedenle anda kalamıyoruz.

‘An’da kalmanın önemi nedir?

Prof. Dr. Sinan Canan: Bütün beyinler, temel hayatta kalma güdüsüyle, ilk olarak risk değerlendirir. Bu nedenle olumsuz olana daha eğilimlidir. Geçmişteki bir anımızda veya geleceğe yönelik bir kurguda genellikle ilk akla gelen en olumsuz olandır. Çünkü geçmişteki kötü tecrübeden ders almak ve geleceğe dönük planlarda tedbirli olmak şeklinde bir döngü vardır.

Geleceğe dönük düşüncelerde, ileride ne olacağını bilememekten dolayı anksiyete ortaya çıkar. Temel gelecek anksiyetesi, biliyoruz ki ölüm korkusudur. Geçmiş kayıtlar ise duygu temellidir. Beynimizin hafıza depolama sistemi duygusal tabanlı olduğu için, bizi duygusal olarak etkileyen şeyleri hatırlayabiliyoruz. Yani geçmişten ne hatırlarsak onun duygusal bir içeriği vardır.

Bütün bunların şimdiki anla ilgisi ise şöyle; şimdiki an duygu durumumuz ne ise geçmişten de aynı duyguyu hatırlıyoruz. Örneğin şu an mutluysak geçmişten de mutlu olduğumuz anıları hatırlama eğilimindeyiz, şu an kötü hissediyorsak o zaman kötü anılarımız aklımıza geliyor. Bu da geleceği kurgulamamızı etkiliyor. Yani geçmişten hangi veri tabanını kullanıyorsan gelecek planlarında bununla paralel gidiyor.

Beynimiz ‘an’da kalmayı öğrenebilir mi?
An’da yaşamak için tasarlanmamışız.

Prof. Dr. Sinan Canan: İleriye ve geriye kaçan zihin devresi çok güçlü bir şekilde var. Zihni şimdiki anda tutmaksa sürekli beslenerek aktive edilebiliyor. Bir kuş nasıl kanat çırpmadan havada kalamıyorsa, pratik yapmadan da zaten çok zayıf olan bu devre, iyice geri planda kalmaya mahkum oluyor. Dolayısıyla bu devreyi işletmeyince anksiyete, pişmanlık hisleriyle geçmiş ve gelecek döngüsünden çıkamıyor insan.

Şimdiki anda kalmak insanda doğuştan eksik ancak sonradan öğrenilebilen bir beceri.  Beynimize ‘anda kalmayı’ öğretmek, piyano çalmak gibi… Pratik yaptıkça geliştirilebiliyor.

Mesela anda kalmanın bir yolu yaratıcı, sevdiğin ve usta olduğun bir şeyi devamlı olarak yapmak. Performans sanatçılarının, müzisyenlerin, sporcuların yaptığı gibi… Çok sevdiğin, sadece sevmek yetmez aynı zamanda usta olduğun, o da yetmez her seferinde farklı zorluk derecesinde karşına çıkan deneyimler ile yaptığın bir iş, zihni akış moduna geçirebiliyor.

Diğer bir yöntem ise özellikle şehirde yaşayan insanların tercih ettiği ve senin yaptırdığın, günlük hayatın hızlı akışından kısa sürelerle çekilip, zihni bilinçli bir şekilde şimdiki ana odaklamak için yapılan egzersizler. Özellikle bunu beden farkındalığı üzerinden yapmak çok önemli çünkü bedenimiz şu anda, burada fiziksel olarak var olan bir organizma ve çoğu zaman biz ona ilgi göstermiyoruz.

Bu egzersizleri yaptıkça zihin gittikçe gelişiyor ve istediği zaman ana odaklanmayı başarabiliyor. En önemlisi de  zihnin geçmiş ya da gelecekte kaybolduğunu farkedip, dikkati şimdiki ana davet etmeyi hatırlayabiliyoruz.

An’da yaşamak için tasarlanmamışız.

Sinan Hoca’nın anlattıklarından yola çıkarsak, beynimiz şimdiki anda yaşamak için tasarlanmamış diyebiliriz. İyi haber ise bunun öğrenilebilir bir beceri olduğu… Eğer bir disipline alışkın değilseniz, anda kalma pratikleri alışkanlığa dönüşene kadar biraz çaba gerektiriyor. Sonrasında ise hayatınızın bir parçası oluyor.

Anda kalan beyin ile geçmiş-gelecek döngüsünden çıkamayan beyin arasında çok önemli yapısal farklar var. Beyin görüntüleme teknolojisini kullanarak yapılan çok sayıda bilimsel araştırma bu konudaki en dikkat çeken kanıtlar.

Daha fazlasını merak edenler ve farkındalık egzersizlerini öğrenmek isteyenler An’daki Beyin Nörobilim Temeli Mindfulness Eğitimi hakkında aşağıdaki linklerden bilgi alabilir:

http://usem.uskudar.edu.tr/egitim/andaki-beyin-norobilim-temelli-mindfulness-egitimi
http://www.acikbeyin.com.tr/iletisim/

 

İlginizi çekebilir: Beynimizdeki potansiyel dahi ve şifacıyı ortaya çıkarma yolu: Bütünsel eğitim modeli

Azize Şahin: 2006 yılında, Osho’nun meditasyonlarıyla yoga ve meditasyon öğrenciliğim başladı. Bu yolculukta bir workshop için gittiğim Hindistan’da eğitmen olmaya karar verdim ve ilk hocalık eğitimimi, 2009 yılında Zeynep Aksoy’dan aldım. Eğitimden hemen sonra Cihangir Yoga’da dersler vermeye başladım. David Cornwell ile Meditasyon Eğitmenlik Eğitimi, Mindfulness, Svagito Liebermeister ile Danışmanlığın Zen Yolu, İnsanlarla Çalışmak, Travmaları İyileştirmek, Somatic Experiencing gibi dönüşüm sağlayıcı eğitimler aldım. Çeşitli eğitimler ve sertifika programlarıyla özellikle aktif meditasyonlar, mindfulness ve bedensel terapi alanında kendimi geliştirmeye devam ederken, akademik olarak Üsküdar Üniversitesi’nde Uygulamalı Psikoloji alanında yüksek lisans yapıyorum. 2006 yılından beri hem kendi deneyimlerim hem de birlikte çalıştığım insanlarda, farkındalık çalışmalarının şifayı beraberinde getirdiğine tanıklık ettim. Her türlü konuda, çözüm dışardan değil, içerden geliyordu ve yöntemler alışık olduğumuz gibi karmaşık değil çok basitti. Bu farkındalığım, hayatımın amacını belirlememi sağladı: “Meditasyon öğretmek ve her insanın kendi içindeki bilgeliği ortaya çıkarmakta bir rehber olabilmek.” Bu amaç çerçevesinde, kişisel dönüşüme meditatif bir bakış açısıyla bireysel terapiler ve nörobilim temelli farkındalık, odaklanma ve stres yönetimi konularında workshoplar ve kurumsal eğitimler veriyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale