“Kendimi sevmeye başladığımdan beri, yaşadığım tüm ızdırap ve acıların sadece kendi gerçeklerimle ters düşmenin bir sonucu olduğunu fark ettim”
Charlie Chaplin
Herkesin hayatında içinde hapsolduğunu hissettiği ve asla düzelmeyeceğini bildiği bir ilişkisi olmuştur. Bu bir aşk ilişkisi de olabilir, bir iş ilişkisi de… Uplifers olarak sevgili okurlarımız için, buna benzer bir hikayeyi yaşayan Zachary Goodson’ın yaşadıklarını kendi ağzından derledik:
“8 yaşında küçücük bir çocukken babam gece yarısı eve gelirdi ve genelde sarhoş olurdu. Daha içeri girer girmez bana bağırır, eşyaları sağa sola saçar ve sonra onları toplamamı emrederdi. Tüm bunlar olurken korkudan tir tir titrerdim fakat bu muameleyi hak etmek için ne kabahat işlediğimi asla çözemezdim.
İlginizi çekebilir: Kendini ruhen yaşlanmış hissedenlerin yaşadığı 10 durum
Bu hastalıklı ilişki yıllar boyu sürdü. Babam kimi zaman beni toplum önünde küçük düşürdü, kimi zaman kapalı kapılar ardında aşağıladı ve maalesef bana uyguladığı şiddetin fiziksel boyutlara ulaştığı da oldu. Bütün bu davranışlar nedeniyle kendimi değersiz ve sürekli suçlu hissediyordum. Sanki babamın beni sevmemesinin tek nedeni bendim. Halbuki 8 yaşında bir çocuk olarak en büyük ihtiyacım, ebeveynlerim tarafından sevilmek ve korunmaktı!
Büyüdükçe kendimi daha değerli hissetmedim. Çünkü çocukluk yaraları öyle kolay geçmiyordu. Mesela ilk kız arkadaşım beni bir başkasıyla aldattı fakat bu çirkin duruma rağmen onu terk edemedim! Çünkü o sırada bilinçaltım bana “Daha iyisini hak etmiyorsun. Sana müstehak olan budur” diyordu. Kaldım ve olanlara göz yummaya devam ettim. Bunun haricinde 7 sene boyunca oturduğum dairenin sahibi, her ay kiramı düzenli ödememe rağmen bana sürekli bağırdı ve buna da ses çıkarmadım.
İlginizi çekebilir: Kötü bir ilişkiyi geride bırakabilecek cesarete ve özgüvene sahip misiniz?
İçine girdiğim korkunç döngüyü gördünüz mü?
13 sene boyunca yerden yere vurulduğum bir ilişkiye devam ettim, nefret ettiğim işimi bırakıp yeni ufuklara yelken açamadım ve ev sahibimin tüm aşağılamalarına rağmen taşınmak için bir gayret göstermedim. Ancak 8 yaşındaki o korkmuş çocuğun ruhu ile seçtiğim hayatı yaşarken sürekli her şeyden şikayet ettim!
Günlerden bir gün kız arkadaşımdan, işimden, arabamdan, evimden ve hayatımdaki diğer her şeyden nefret ettiğim halde neden hiç birinden vazgeçmediğimi kendime yüksek sesle sordum ve o anda kendi içime yaptığım yolculuğum başlamış oldu. Çocukluk travmalarım nedeniyle kendimi aşılmaz sandığım bir “kurban psikolojisi”ne sokmuştum ve bu psikoloji benim hayatımda değişiklikler yapmamı engelliyordu. Fakat güzel olan bir şey vardı!: Şikayet etmeyi bıraktığım anda özgürleştiğimi fark etmeye başladım.
Konunun ne olduğu fark etmez. İlişkiler, mesleki yaşantı, ev hayatı vb… Eğer herhangi bir ilişkide / durumda sıkışıp kaldığınızı hissediyorsanız bir an önce kendinizi suçlamayı ve şikayet etmeyi bırakın. Sırtınızda bir çift kanat belirdiğini hemen o anda hissedeceksiniz!”
İlginizi çekebilir: Özgüven formülü: “Ben tekim!”
Kaynak:
Tinybuddha.com