X

Sık ve sürekli geğirmenin nedenleri ve çözüm önerileri

Ah çok şiştim…” diyerek yemekten hemen sonra bir soda açanlardan mısınız? Karnını ovuştura ovuştura yediğiniz yemeği sindirmeye çalışanlardan mı? Yoksa, yemek yemesinin üzerinden saatler geçmiş olmasına rağmen geğire geğire tüm evi turlayanlardan mı? Genellikle meydana geldiğinde vücudu rahatlatan ama sürekli olarak devam ettiğinde rahatsızlık veya utanç duymaya sebep olabilen geğirme eyleminin normalden daha sık gerçekleşmesinin altında farklı sebepler yatıyor olabilir.

Gün içinde ara ara ihtiyaç duyduğumuz fizyolojik eylemlerden biri olan geğirme, yaşamsal faaliyetlerin devam ettiği vücudumuzda metabolizma faaliyetlerinin doğru şekilde işlediğini gösteren bir sağlık belirtisi olarak değerlendiriliyor. Öte yandan, bu eyleme çok sık ihtiyaç duymamız veya elimizde olmadan gün içerisinde sürekli meydana gelmesi bir şeylerin ters gittiğinin göstergesi olabiliyor.

Neden geğirme ihtiyacı duyarız?

Gün içinde konuşurken, yemek yerken, sakız çiğnerken, şarkı söylerken veya bir şeyler içerken, beraberinde bir miktar havayı da vücudumuza alırız. Midede biriken bu hava, yemek borusu yardımıyla ağızdan dışarı atılır. Bu eylem geğirme olarak adlandırılır. Zaman zaman çevresel faktörler veya değişen günlük yaşam şartları, daha fazla hava yutmamıza, dolayısıyla midede daha fazla hava birikmesine neden olabilir. Diğer yandan da yediğimiz, içtiğimiz bazı gıdalar, midede daha fazla gaz oluşumunu tetikleyerek geğirme ihtiyacını artırır. Bir rahatlama eylemi olarak da daha sık geğirmeye ihtiyaç duyabiliriz. Fakat, normal şartlar altında vücudun işleyişinin bir parçası olan geğirme, yoğun ve sık yaşandığında rahatsız edici bir soruna dönüşebilir.

Sürekli geğirmenin olası nedenleri

Çoğu zaman gerçekleştirdikten sonra rahatlama hissettiğimiz geğirme eylemi, çok sık yaşandığında rahatsız edici bir hale dönüşebiliyor. Birileriyle konuşurken, bir sunum yaparken veya sessizliğin hakim olduğu kalabalık bir ortamda zaman geçirirken arka arkaya gelen, engel olamadığımız geğirme atakları kendimizi kötü hissetmemize neden olabiliyor.  Sürekli geğirme eylemi, çevresel faktörlerle ilişkili olabileceği gibi, temelinde fiziksel rahatsızlıklar veya psikolojik etmenler de barındırabilir. İşte aşırı geğirme eylemine zemin oluşturabilecek olası nedenler:

1. Mide rahatsızlıkları

Yoğun mide gazı, aşırı geğirmenin temel nedenlerinden biri olabiliyor. Mide yapısının zarar görmesi, çevresel veya psikolojik faktörler, genetik etmenler gibi farklı sebepler ile ortaya çıkabilen ülser, reflü, gastrit ya da mide kanseri gibi rahatsızlıklar, sindirim sisteminin bozulmasına bağlı olarak mide asitini etkiliyor; mide kaslarının zayıflaması ile gıdaların sindirilmesini ve ince bağırsağa iletilmesini engelliyor. Midede meydana gelen bu değişimler asit üretimini tetikleyerek gaz oluşumunu da artırıyor. Vücutta oluşan bu gazın atılması için de daha sık geğirme ihtiyacı ortaya çıkıyor.

Not: Mide yanması, bulantı, kusma ve benzeri gastrointestinal semptomlardan şikayet ediyorsanız uygun tanı ve tedavi için mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına danışın.

2. Çölyak

Çölyak hastalığı, gluten intoleransına sahip olan bireylerde ince bağırsağın glutene karşı hassasiyet geliştirmesi ile ortaya çıkıyor. Gluten intoleransı olan bireyler, gluten içeren besinleri tüketmeleri sonucunda mide kampları, şişkinlik veya gaz gibi problemler ile karşılaşabiliyor. Bu durum da normalden daha sık geğirmelerine neden olabiliyor. Eğer gluten hassasiyetiniz varsa veya sıklıkla geğirme problemi yaşadığınızı düşünüyorsanız emin olmak ve önlem almak için mutlaka bir uzmana danışın.

3. Huzursuz Bağırsak Sendromu

İrritabl Bağırsak Hastalığı olarak da bilinen Huzursuz Bağırsak Sendromu, mide ve bağırsak bölgesindeki çeşitli şikayetler ile kendisini belli ediyor. Uzmanlar, henüz bu rahatsızlığın ortaya çıkış sebebini kesin olarak belirleyememiş olsalar da yapılan bazı araştırmalar, Huzursuz Bağırsak Sendromu’nun beyin ile bağırsak arasındaki ilişkide meydana gelen birtakım problemlerden kaynaklandığına ışık tutuyor. Sindirim sisteminin bozulmasına neden olan bu rahatsızlığın aşırı geğirme, karın ağrısı, şişkinlik hissi, mide yanması ve bağırsak guruldamaları gibi farklı semptomları bulunuyor. Eğer aşırı geğirmenin yanı sıra benzer şikayetler de deneyimleniyorsa, teşhis için mutlaka doktora danışılması ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen semptomların ortadan kaldırılarak hastalığın tedavi edilmesi için uzman kontrolünde ilerlenilmesi büyük önem taşıyor.

4. Aerofaji

Aerofaji, ‘hava yutmak’ anlamına geliyor. Sakız çiğnemek, sigara içmek, yemek yerken konuşmak, pipet ile bir şeyler içmek veya hızlı yemek yemek gibi eylemler fazla hava yutmamıza neden olabiliyor. Yutulan fazla hava da rahatsız edici gastrointestinal semptomlar açığa çıkararak normalden daha sık geğirme ihtiyacı duymamıza zemin hazırlıyor.

5. Beslenme alışkanlıkları

Asitli içecekler, gaz yapan besinler veya sindirimi zor gıdalar (soğan, fasulye, lahana, nohut ve benzeri), işlenmiş gıdalar, fazla yağlı yiyecekler mide veya bağırsaklarda gaz oluşumunu artırarak tıkanmalara neden oluyor ve geğirme eylemini tetikliyor. Yavaş yemek yeme, yeteri kadar çiğneme, işlenmiş gıda tüketimini azaltma gibi sağlıklı alışkanlıklar ile sık ve sürekli geğirme şikayetleri azalma gösterebiliyor.

6. Diyabet

Diyabet tipleri mide kaslarının olağan hareketlerini etkileyen gastropareziye sebep olduğu için sindirim sisteminin düzenini bozabiliyor. Mide yanması, gaz krampları, bağırsak hareketi bozuklukları, mide enfeksiyonları ve benzeri birçok mide-bağırsak rahatsızlığına sebep olabilen diyabet, bu nedenlerde normalden daha sık geğirme ihtiyacı duyulmasına ortam hazırlayabiliyor.

7. Stres ve endişe

Birçok insan için stres ve mide ayrılmaz iki kavram olabilir. Zihinsel olarak kendimizi iyi hissetmediğimiz zamanlarda sıklıkla mide şikayetleri ile karşı karşıya gelebiliriz. Üzüntü, sıkıntı, yoğun stres veya endişe gibi psikolojimizi olumsuz etkileyen durumlar midenin işleyişinde çeşitli sorunlara sebep olabiliyor. Endişeli olduğumuz anlar, stresle baş etmeye çalışırken daha fazla hava yutmamıza yol açtığı için geğirme sıklığı da buna bağlı olarak artabiliyor. Öte yandan, midenin işleyişini olumsuz etkileyen stres; mide ağrısı, mide yanması veya mide asiti üretimini tetikleyen mide parçacıklarını harekete geçirdiği için mide içi gazın artması ile kişilerin daha sık geğirme ihtiyacı duymasına zemin hazırlayabiliyor. Böyle durumlarda stresi kontrol altında tutmak ve mental sağlığa iyi gelecek aktivitelere yönelmek aşırı geğirme şikayetinin önüne geçebiliyor.

Sürekli geğirme problemiyle başa çıkmanın yolları

Eğer kişi aşırı geğirme şikayetlerinden rahatsız ise öncelikle bu sürecin ne kadardır devam ettiğinin takip edilmesi gerekir. Kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek kadar uzun, yoğun ve sık geğirmesi durumu haftada 2-3’ten fazla kez tekrar ediyorsa mutlaka altında yatan sebepler için doktora danışılmalıdır. Geğirme eylemini tetikleyici besinler tüketildiyse veya gaz oluşumunu artıran sakız çiğneme, sigara içme, hızlı yemek yeme gibi alışkanlıklardan dolayı kişi geğirme eyleminin sıklaşmasından rahatsızsa iyi yaşam alışkanlıklarını benimseyerek aşırı geğirmeye sebep olan etkileri azaltabilir. Öte yandan, diyabet, huzursuz bağırsak sendromu, gastrit veya reflü gibi mide-bağırsak hareketliliğini etkileyen rahatsızlıklardan dolayı geğirme eylemi oluşuyorsa uygun tedavinin başlanması için uzman kontrolü ile beslenme şeklinde değişikliğe gidilerek gerekli ilaç veya takviyelerle aşırı geğirmeye sebep olan hastalıklar iyileştirilebilir. Eğer tıbbi bir rahatsızlıktan dolayı aşırı geğirme şikayetiniz var ise şu öneriler ile de geğirme sıklığınızın azalmasına yardımcı olabilirsiniz:

  • Yemeklerinizi yeteri kadar çiğnedikten sonra yutun.
  • Hızlı yemek yemekten kaçının.
  • Gaz yapma etkisi olan besinleri belli sıklıklarla tüketin, eğer şikayetleriniz artıyorsa öğünlerinizden çıkarmayı deneyin.
  • Gazlı içecekleri hayatınızdan çıkarmaya çalışın.
  • Sigarayı bırakın.
  • Yemek yedikten hemen sonra yatmayın.
  • Sindirim sisteminizi desteklemek için yürüyüşe çıkın.
  • Stresi yönetmeyi öğrenin. Kendinizi rahatlatmak için uygun aktivitelere, meditasyon tekniklerine yönelin.
  • Uzun süren şikayetlerde doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin.

İlginizi çekebilir: Gaz çıkarmanın fizyolojisi: Çıkardığınız gaz sağlığınız hakkında ne söylüyor?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale