X

Sıfır atık bir otel mümkün: Lujo Hotel Bodrum’da sıfır atık bir tatil deneyimi

Son yıllarda, özellikle de 2020’de dünyanın başına gelen felaketlerle, odak noktamızı bireyselden çevreye yöneltmemiz gerektiğini daha net bir şekilde görmeye başladık. Bazılarımız, dünyayı korumaya bir yerden başlamak gerektiğini fikri üzerine düşünmeye başlamıştı bile belki. O nedenle son dönemde “sıfır atık” konusu üzerine pek çok makale yazıldı, yazılmaya da devam ediyor. Ancak “sıfır atık” konusu sadece bireysel yaşamlarımızla sınırlı kalmak zorunda değil. Bugüne dek bunun ötesine geçebilen örnekleri çok sık görmemiş olsak da Bodrum’daki Lujo Hotel, bizlere turizmde sıfır atığın mümkün olduğunu gösteriyor, çok da güzel yapıyor.

Tesiste ve ofislerde çıkan atıkları mümkün olduğunca azaltan ve ayrıştıran Lujo Hotel Bodrum turizm sektörü için bir örnek teşkil ederek “Sıfır Atık Belgesi”ne sahip oldu. Bodrum’un Güvercinlik Koyu’na mevcut doğayı koruyarak inşa edilen Lujo, etkileyici atık yönetim projesini devam ettirerek çevrenin geleceği için emin adımlar atıyor.

“Sanat ve Keyif” konsepti ile hizmet veren Lujo Hotel Bodrum’da atık yönetiminin de kendi içinde bir sanat gibi yönetildiğini belirten Lujo Hotel Bodrum Satış ve Pazarlama Direktörü Çağsal Kılıçkaya konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Sıfır Atık Belgemizi aldığımız için gururluyuz. Sorumluluklarımızın farkındayız ve sürdürülebilirliğin sosyal, ekonomik ve ekolojik yönlerini, işimizin temel bileşenleri olarak kabul ediyor ve bu anlayışı otelimizin tüm faaliyetlerine de yansıtıyoruz. Bodrum‘da çevresel faktörleri gözeterek otelimizde projeler geliştirmeye devam ediyoruz.

2021 yılında otelimizde pipet, bakım kitleri, çamaşır torbası gibi tek kullanımlık plastik maddelerin kullanımını önemli oranda azaltmak için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Eylül 2020 tarihinden itibaren çamaşırhanemizde faaliyete geçirdiğimiz Akıllı Dozaj Pompası ile güncellediğimiz yıkama programları sayesinde kimyasal ve su tüketiminin en aza indirmeyi başardık. Sürdürülebilir yaşam politikamızı her zaman geleceğe dair motivasyonumuzun odağında konumlandırıyoruz,” dedi.

Tesisin peyzajında kullanılan tüm ağaç ve çalıların bile bu misyona katkıları olduğunun altını çizen Kılıçkaya; “Örneğin zeytin ağaçlarımızı civardaki başka bir bahçeden kesilmekten kurtardık. Yerel ve taze malzeme kullanmak için ise mutfakta kullandığımız bazı otları kendimiz yetiştiriyoruz.” dedi.

Çıkması zorunlu atıklar için de otelin Kalite Departmanı’nın yönetiminde etkili bir atık yönetim projesi yürüten ve günden güne yöntemlerini geliştiren Lujo Hotel Bodrum geri dönüşümdeki en önemli adımlardan birinin dönüştürülecek atıkların ayrımının iyi yapılması olduğunun önemini vurguluyor. Otelin hem ofislerinde hem de tesisin farklı birimlerinde atıklar kağıt, metal, plastik ve cam olarak ayrıştırılıyor. Bunlar daha sonra ilgili atıkların firmaları tarafından ayrı ayrı toplanıyor ve doğaya kazandırılıyor.

2020 sezonunda 40 ton cam, 10 ton kağıt, 4 ton plastik, 1 ton metal atık ve 6 ton atık yağ ayrıştırılarak toplandı. Günlük kullanım atıklarının dışında, proje kapsamında tehlikeli atıklar da ayrıştırılarak lisanslı firmalar aracılığı ile yok ediliyor. Lujo 6 ayda 157 kilosu pil olmak üzere, toplam 2,5 ton tehlikeli atığı doğaya zarar vermeden yok etmeyi başarmıştır.

Ayrıca turistik tesislerde sıkça rastlanan bitki atıkları da Lujo Hotel Bodrum’un titiz tutumu sayesinde doğru bir şekilde doğaya kazandırılıyor. Normal şartlarda ne yaş çöp ne de geri dönüşüm atığı olarak kabul edilen bitki atıkları Lujo Hotel Bodrum’un öncülüğünde kendi oluşturdukları bitki depolama alanında toplanıyor. Geçtiğimiz 2020 yaz sezonunda Lujo Hotel Bodrum’un çevreyi kirletmeden yerine ulaştırdığı bitki atıkları 63 tonu bulmaktadır.

Ayrıca Lujo, otel genelinde kullanılan tüm pet şişelerin mavi kapaklarını da toplayarak Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne göndererek felçli bireylere elektrikli sandalye alınmasına destek oluyor.

Kılıçkaya, atık yönetiminde gösterdikleri başarının kendileri için çok önemli olmakla birlikte, asıl hedeflerinin tüm operasyonlarında atık miktarını en aza indirecek uygulamaları hayata geçirmek olduğunu ekledi.

Lujo Hotel Bodrum Hakkında

Bodrum’un en yeşil koylarından biri olan Güvercinlik’te yer alan Lujo Hotel, Bodrum/Milas Havaalanı’na sadece 15 dakika mesafede bulunuyor. Alakart her şey dahil konseptte hizmet veren ve Serkoç Otelcilik bünyesinde yer alan Lujo’nun 110 dönüme yayılan geniş arazisinde 9 alakart restoran ve 14 bar konsept dahilinde misafirlere hizmet veriyor. Kendine özel 1 km’lik beyaz kum plajı, havuzlu oda ve villa seçenekleri, canlı akşam konser ve şovları, spor akademisi, Sensum Spa, 1 yaşından itibaren çocuklara hizmet veren Kijo Club’ı ile Lujo her yaştan misafire unutulmaz bir tatil vadediyor.

Lujo Hotel hakkında ayrıntılı bilgi için Lujo Hotel web sitesini ziyaret edebilir ya da Lujo Hotel Instagram hesabına göz atabilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale