Şifayı kaptıysan şifa senindir: Bakış açısı her şeydir
Şifayı kapmak, halk arasında “hastalanmak” anlamında kullanılan bir deyimdir. Bu hepimizin malumu. Biri üşüttüyse, burnu kızarmaya başladıysa, halsizleştiyse otomatik olarak böyle söylenir. Önce tarçınlı, dumanı tüten bir fincan ıhlamurla başlanan, ardından iyileşilmediyse yolların doktora çıktığı bir durumdur.
“Şifa” kelimesi aslında iyileşmek, hastalığın geçmesi anlamına gelir. Sıkça kullanılan “şifayı kapmak” deyimi ise tam tersi bir anlam taşır. Bu deyim, hastalanmak veya hastalığı artmak, kötülemek anlamında kullanılır. Diğer taraftan bakıldığında da dualitenin anlamlı bir yansıması olan bu kainat, bunun en güzel örneğidir. Zehrin panzehirle anıldığı, erkeğin kadınla tanımlandığı, gecenin gündüzle birlikte yaşamı aydınlattığı aşikar.
Derman derdin içerisinde gizlidir. Acı tatlıyla birlikte güzel. Bazı ifadeleri zıttıyla kullanabiliyorsan inan ki bir geçerliliği olduğundan. Şöyle demek de mümkün: Biri olmadan diğerinin hiçbir anlamı olmadığı genel geçer haller.
Sen nasıl bakıyorsun bu duruma? Şifayı kapabilmek, ona ulaşabilmek için sağlıkla sınandığın durumların içinden mi geçiyorsun, yoksa “Şifa hep benimle!” diyerek bunu sağlıklı olarak mı deneyimliyorsun? Kendini hasta olma zorunluluğundan ve dahi bunun kaygısı, korkusu ve endişesinden özgürleştirebileceğini bilseydin ilk tepkin ne olurdu? İlk dileğin ne olurdu? Bugünkü halinden en çok ne farklı olsun isterdin? Sana kattıklarını gönül gözüyle görebilmek varken, yani yol seni patikalı yollardan manzarası güzel yerlere doğru bir seyahate çıkarttığında mutlu oluyor musun? Yolculuğun kıymetini hissedebiliyor musun?
Hastalanmanın sana katkısına odaklandığın oldu mu peki hiç? Ateşin var, yataktan çıkamıyorsun. Halsizlik üzerine giydiğin bir kıyafet gibi, seninle bütünleşmiş. Kimden ilgi görmek sana iyi gelir? Anne eli değmiş bir çorba mı? Sevdiğin insanın başucunda beklemesi mi? Babanın tatlı kızı ya da aslan oğlu olma hali mi?
İlginizi çekebilir: Yaşam amacınızla buluştunuz mu: Yanıt özünüzde gizli