X

Şifa toprak anada: Ayurvedik bitkilerin büyülü dünyasını keşfedin

Kasım 2018’de yola çıktım İstanbul’dan ve bugün itibarıyla 240 gündür yollardayım. Aylardır her gün, her saat değişen havaya, değişen gıdalara, değişen çevreye, değişen insanlara, değişen ruh halime uydurmaya çalışıyorum kendimi. Yaşam da aslında bu olsa gerek, bir uyumlanma süreci. Bu uyumlanma anlarında bazen bilmediğim, fark etmediğim bir hata yapıyorum ya da biliyorum ama nefsime yenik düşüyorum; işte o gün ya da belki bir süre sonra bedenim ağrı, kızarıklık, döküntü veya herhangi farklı bir şekilde tabi ki tepki veriyor.

6 ay Kerala, Hindistan ve 2 aydır da Sri Lanka’da, yani ayurvedik bitkiler diyarlarında hep bu daha önce adlarını, tiplerini, tatlarını, kokularını bilmediğim bu şifalı bitkiler yardımcı oldu bana. Bulunduğum topraklarından gelen şifalar ile yeniden sağlık bulmaya devam ettim ve de onları tanımaya çalıştım. Ben bir farmakolojist ya da netrüropat değilim, bu nedenle sizlerle paylaşacağım ayurvedik bitkileri Barberyn’e yaptığım gezi ve oradan aldığım bilgiler ışığında yazıyor olduğumu belirtmek isterim.


Fotoğraf: Shehan Obeysekara

Geçtiğimiz hafta Profesör Piyal Marasinghe ile Barberyn Institute of Ayurveda & Alternative Medicine (IAAM) Pandura’ya ayurvedik bitki bahçesi tanıtımı gezisi yaptık. Profesör gezinin başında bitkilerin doğru ortam ve coğrafyada yetişip yetişmediklerinin, hangi saatte ve ne şekilde toplandıklarının, hangi mevsimde toplandıklarının son derece önemli olduğunu, aksi halde uygun şekilde toplanmaz ise tıbbi niteliğinin azalacağını belirtti. Bitki toplayıcılarının sabah erken saatte ya da güneşin yeni doğduğu bir saatte dua, şükür ve minnet hislerini belirttikten sonra tohum, kök, kabuk, çiçek, yaprak ve gerekli olan kullanacakları bölümleri özenle topladıklarını anlattı.

Bu şifalı bitkileri paylaşmadan önce Ayurveda’nın ne olduğunu bilmeyenler için kısa bir şekilde Ayurveda’dan bahsetmek isterim.

Ayurveda, yaşam bilimi, yaklaşık 3000 yıl öncesine kadar Hindistan alt kıtasında ortaya çıkan, insan tarafından bilinen en eski tıp formlarından biridir. İnsanlar sağlık konusunda daha bilinçli hale geldikçe ve geleneksel tıbbi sistemleri araştırdıkça Ayurveda popülerlik kazanıyor.


Fotoğraf: Shehan Obeysekara

Ayurveda, doğal ürünlere dayalı, sağlıklı ve uzun bir yaşamı teşvik eden ve modern tıbbı tamamlayabilen kapsamlı ve bilimsel bir tıp sistemidir. Ayurveda’nın iki ana amacı vardır: Hastalığın temel nedenini tedavi etmek ve daha önce meydana gelen hastalığı yönetmek ve bağışıklık sisteminin saflaştırılması ve güçlendirilmesi yoluyla hastalığı önlemek. Ayurveda, bir insanın bedenine, zihnine ve ruhuna bütün bir varlık olarak davranır ve zihin ile bedenin birbirini etkilediği ve birlikte hastalığın üstesinden gelebileceği esasına göre çalışır.

Barberyn Alternatif Tıp Enstitüsü, şifalı bitkilerin ayrıntılarını içeren bu çalışmayı Ruhuna Üniversitesi Botanik bölümü ile birlikte gerçekleştirmiş. Ayurveda ile entegre edilen ve Ayurveda tıbbında kullanılan, kanser hastalığı için karışımlarda kullanılan, çeşitli ekolojik ortamda yetişen yerli Sri Lanka Ayurveda bitkilerinin bazılarını sizlerle paylaşmak istedim.

  • Tinospora cordifolia (Wild) Miers
  • Ziziphus nummularia Wight
  • Andrographis paniculata Nees
  • Centella asiatica Linn
  • Curcuma longa Linn
  • Phyllanthus amarus Schumach
  • Annona atemoya Mabb./ Annona muricata Linn
  • Mappia foetida Miers
  • Somnifera Dunal
  • Cedrus deodara

Yüzlerce hastalık ve sağlık problemi var ve hepsini burada yazabilmek mümkün değil. Barberyn Enstitüsü kapsamlı Ayurveda bitkiler kitapçığı hazırlıyor. Bu kitapta bitkinin fotoğrafı, Latince, İngilizce, yerel dildeki adı, bitkinin hangi bölümünün Ayurveda’da kullanılabileceği, kullanıldıkları hastalıklara göre sınıflandırması yer alacak. Bu kataloğu e-kitap olarak temin edebilirsiniz.


Fotoğraf: Shehan Obeysekara

Kataloğun hazırlanmasının nedeni Ayurveda’nın sadece Sri Lanka’da değil, dünyada da büyümesi ve tanıtılması için gereken araştırma, eğitim ve geliştirme çalışmaları için kurumsal çerçeveyi sağlamak. Bunu sağlarken kurum aşağıdaki temel amaçları hedeflemiş.

  • Ayurveda ve alternatif tıbbı teşvik etmek.
  • Ayurveda ve alternatif tıpta bilginin ilerletilmesi ve bilgilerin yayılması için bir forum sağlamak.
  • Ayurveda ve diğer alternatif tıp formları alanında eğitim vermek.
  • Ayurveda ve diğer alternatif tıp formlarının geliştirilmesi için araştırma ve eğitim yapmak.
  • Özellikle Ayurveda ve diğer alternatif ilaç formları ile ilgili veya gerekli bitki bitkilerinin yetiştirilmesi ve toplanması amacıyla herbarium ve arboreta kurmak ve muhafaza etmek.
  • Ayurveda ürünlerinin hazırlanması için laboratuvar, eczane ve klinikler kurmak ve işletmek, Ayurveda ve alternatif tıp uygulamalarını uygulamak.
  • Yoga ve geleneksel sanat ve kültür dahil olmak üzere Ayurveda pratiğine ücretsiz aktivitelerle araştırma ve eğitim yapmak.

Katalogda muhteşem ve şifalı yüzlerce bitki var. Ama tabi ki bilmenizi isterim ki bu bitkiler tek başına kullanılarak hastalıklara çare olan bitkiler değiller. Hastalığın seyrine, vücutta bulunduğu bölgeye, kişiye ve birçok farklı değişkene göre, doktor gözleminde farklı bitkilerin toz, baharat, çay, macun, iksir şeklindeki karışımları ile oluşturulan ve beslenme ile desteklenen bir program ile bu tıbbi sistem yararlı olabiliyor.

Şimdi haklı olarak “Alev, biz bu bitkileri nereden bulacağız?” diye soracaksınız. Haklısınız temin etmek, temin edilse bile doğru şekilde tek başına uygulayabilmek zor, ama Sri Lanka’ da yaptığım bu bitki gezisini ve hazırlanan ayurvedik bitki kitapçığını sizlerle paylaşmış oldum. Madem bu bitkileri bulamıyoruz, ben de yazımı şu şekilde sonlandırayım:

Lokman Hekime: “Hastamıza ne yedirelim?” diye sorduklarında şu cevabı vermiş: “Acı söz yedirmeyin de ne yedirirseniz yedirin!”

O zaman bir çift güzel sözünüzün şifa, iyileştirici ve moral olacağını unutmayınız.

İlginizi çekebilir: Hastalıklı bedenden sağlıklı ruh çıkmaz: Ayurvedanın şifalı dünyası

Alev Tetik: Yoga ile 2000-2003 yılları arasında 3 yıl Bangkok, Tayland’da yaşarken tanıştım. Asya’da yaşıyor olmanın avantajını da kullanarak, Singapur, Malezya, Endonezya ve Uzakdoğu’daki pek çok merkezde yoga yaparken yoganın bedenimde, ruhumda ve zihnimde yarattığı mucizeler şahit oldukça yoga pratiğime daha da çok sarıldım. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul’daki farklı yoga merkezlerinde yoga pratiğimi devam ettirdim. Julia Roberts’in “Ye, Dua et, Sev” filmini seyrettikten sonra zihnimde canlanmaya başlayan sessizlik ihtiyacı süreci ve Aşram hayatını deneyimlemek için Katmandu, Nepal’deki Kopan Manastırında bir süre inzivaya çekildim. Meditasyonlar sürecinde düşünmemenin düşünmekten, hareketsizliğin hareket etmekten, susmanın konuşmaktan daha zor olduğunu anlamaya başladım. Himalaya Dağlarına yaptığım uzun tırmanışlar sürecinde yaşamın değişim ve dönüşüm olduğunun farkındalığı ile var olma amacımı sorguladım. Bütün sıfatlarımdan ayrıldığım zaman “BEN kimim?” Bu sorgulama ile de hala yollardayım ve konfor alanlarımı sınayıp duruyorum. Bu yıl 365 gün Hindistan'da kalmayı planlamaktayım. Endülüs, İspanya’da katıldığım yoga kampından sonra Ürün Kurtiç, Uma, Yara ve Ken DeRolfer gibi kıymetli hocaların verdiği geleneksel Hatha Yoga eğitimini tamamlayarak, Yoga Alliance sertifikamı aldım. İlerleyen süreçte yoga tarihi, felsefesi, nefes teknikleri eğitimleri, anatomi dersleri, yogadaki duruşlarda derinleşme, mantralar, mudralar gibi önemli konularda eğitimim devam etti. Gülnaz Dashti, David Cornwell, Hart Lazer gibi eğitmenlerin atölye çalışmalarına katılarak kendimi geliştirmeye devam ettim. Dr.Neslihan Iskit'ten hamile yogası eğitimi aldım ve farklı dönemlerde, İstanbul'daki Acıbadem Hastanelerinde prenatal yoga derslerini verdim. Hindistan ve Tayland'da farklı tekniklerdeki Thai Masaj eğitimlerini bitirdim. Kökleri Vedik dönemlere kadar uzanan ve yoganın kız kardeşi olarak da nitelendirilen Ayurveda eğitim sürecim hala devam etmektedir. 2015 yılından beri her sene Hindistan'a gidip, 3 aydan uzun dönemler kalarak yoga ve doğal tedaviler konusunda kendimi geliştirmekteyim. 2015 yılında Auroville'deki ekolojik köylerde gönüllü yoga eğitmenliği, 2016 yılında Sri Lanka'daki Barberyn Ayurvedic Resort'ta ve Abihanga Yoga Center'da yoga eğitmenliği yaptım. 2017 yılında Tayland'ın Phuket adasındaki Life Co'da çalışmalar yaptım. Hediyesi kişisel bağımsızlık olan yoga yolunda her zaman bir öğrenci ruhu ile kendi pratiğimi yapmaya devam ederek derinleşmeye çalışıyorum.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale