Şifa bizim içimizde: İnanç biyolojiyi değiştirebilir
Şifa (Heal) belgeseli, ileri derecede ve hatta tedavisi mümkün olmayan hastalıkların evrensel yaşam enerjisi ile iyileşebileceğini ve bilimsel açıdan kanıtlarını yaşanmış hikayelerle bize sunuyor. Birçok doktorun, bilim insanının, evrensel yaşam koçunun, ödüllü yazarın yorumları ve araştırmaları ise insana hayatı bir kez daha sorgulatacak nitelikte.
Uzun yıllardır bir mindfulness ve evrensel yaşam enerjisi uygulayıcısı/öğreticisi olarak belgeseldeki konuların işleniş şekli, gerçek hikaye kahramanlarının baş rolde oluşu ve yaşadıkları süreçlerin bilimsel ve bütüncül kanıtlarla ele alınış şekli beni derinden etkiledi.
“Farkında olmak, bir farkındalık düşüncesi değildir.”
“Bilinç bir yorumdur ve zihin ortamı yorumlar. Algımı ve zihnimi değiştirirsem, hayatla ilgili inancımı değiştirirsem, içeri gönderdiğim bir hücrenin çalışmasını belirleyen sinyalleri de değiştiririm. Çevremi değiştirme becerim, çevreme yönelik algımı değiştirme becerim, genetik etkinliğimi kontrol etme becerisi sağlıyor.”
“Katılım kurbanı değilim; genetik etkinliğimin efendisiyim.”
Hayatınızda “ne” yaptığınızın değil, “nasıl” yaptığınızın önemli olduğunun en büyük kanıtı bu. Belgeseldeki yaşanmış hikayelerden biri de hayatı boyunca sağlıklı beslenmiş, vejetaryen, yoga ve meditasyon yapan birinin kanser olduğunun teşhisi ve hastalığın 4. aşamasında bunun fark edilmesi. Belgesel, hastanın kemoterapi ve diğer tıp tedavi prosedürlerini reddedip evrensel yaşam enerjisi ile kanseri nasıl yendiğini aşama aşama bize anlatıyor.
Bu noktada asıl yaşam kaynağımız, ana rahmine düşüşümüzle birlikte bizimle varolan ve hayata geldikten kısa bir süre sonra unuttuğumuz evrensel yaşam enerjisi. Meditasyon mu yapıyorsunuz, inzivaya mı çekiliyorsunuz, yoga mı yapıyorsunuz, spiritüel konularla mı ilgileniyorsunuz; ne yaptığınızın önemi yok. Bunları “nasıl bir zihin haliyle” yaptığınızın önemi var.
Çünkü zihne verilen komutlar tüm yaşamımızı yöneten komutlardır. Sistemimiz bu komutların emirlerini uygular ve hayata geçirir.
Kök hücre alanında uzun yıllar boyu çalışmalar yapmış olan bir bilim insanın belgeseldeki yorumu hayatın gerçekliğine imzasını atıyor: “Eğer bir kaza geçirmişsem, eğer yaralanmışsam beni bir kiropraktöre göndermeyin. Masaj terapistine ihtiyacım olmaz ve homeopati gerçekten işe yaramaz. Bir cerrah isterim!”
Son olarak, 10 yıldan beri ileri derecede hastalıklardaki radikal gerilemeleri inceleyen araştırmacı ve yazar Kelly Turner’ın (Ph.D) tespit ettiği 9 şifa yöntemini paylaşmak istiyorum.
Turner, çıktığı dünya turunda radikal gerileme ile hayatta kalmış kişilerle röportaj yaptı. O zamandan beri 1500 vaka analiz etti ve 250’nin üzerinde derinlemesine görüşme yaptı. Her kesimden insanla görüştü ve görüşmeleri sonucunda her kanser türü için onaylanmış ve rapor edilmiş radikal gerilemelerin mevcut olduğu sonucuna vardı. Pankreas kanseri, 4. aşama akciğer kanseri, alınması imkansız denen büyük bir beyin tümörü gibi dünyada bir sürü hastalığı yenmiş ve iyileşmiş insan olduğunu tespit etti.
Turner’ın dünya turundaki araştırma ve görüşmeleri sonucunda tespitleri ise şöyle:
“Bu insanların iyileşmek için yaptığı 75 farklı şey olduğunu keşfettim ama herkes bu 75 farklı faktörün hepsini kullanmıyor. Ancak verilere baktığımda hepsi 9’unu kesinlikle kullanıyor ve bunlardan yalnızca ikisi fiziksel. Geriye kalan ise zihinsel, duygusal ve ruhsal. İmmün sistemini duygusal ve zihinsel bir çalışmayla aktivite etmenin gerçekten bir yolu var elbette ve bunun arkasında büyük bir bilimsel birikim var. Bunlar hemen yarın iyileşeceğimiz anlamına gelmiyor fakat bunlar incelenmeye değer ve bizim için öğrenmesi harika konular.”
Kelly Turner’ın tespit ettiği 9 şifa yöntemi:
- Beslenme biçiminizi tamamen değiştirin.
- Şifalı bitkiler ve vitaminler kullanın.
- Sağlığınızı kontrol altına alın.
- Sezgilerinizi izleyin.
- Bastırılmış duyguları açığa çıkarın.
- Pozitif duyguları çoğaltın.
- Sosyal desteği kucaklayın.
- Ruhunuzla bağlantınızı derinleştirin.
- Yaşamak için güçlü bir neden bulun.
Yani özetle, iyi yaşamak tek başına yeterli değil; yıllardır söylediğim gibi beden, zihin ve ruh sağlığınızı bir dengede tutmanız ve her ne koşulda olursanız olun duygularınızı profesyonelce yönetip zihninize doğru komutları vermesini sağlamanız gerekiyor. Plasebo etkisi dediğimiz şey gerçek mi; evet, çok yüksek oranda, insanların çoğunda işe yarıyor. Öyleyse hastalık da şifa da bizim içimizde. Hasta olmak zorunda değilsiniz. İnsanın kendiyle sağlıklı ve başarılı bir iletişim halinde olması hayat kurtarabilir. Emek vermeye değen bir süreç…
İlginizi çekebilir: Daha zinde ve sağlıklı hissetmenin 10 yolu