X

Şiddet sorunu: Karanlıkla savaşırken karanlığa karışma

Geçen hafta dünya masumu köpeğe yapılan eziyet hepimizi çok etkiledi. Herkes haklı olarak kızgınlığını ifade ederken, sosyal medyada bazı insanlar da köpeğe bu kötülüğü yapanlara karşılık vermek için nasıl işkenceler yapacaklarını yazıp, çizmeye başladılar. Unutmamak gerekir ki şiddet şiddeti doğurur. Şiddete şiddetle karşılık vermek bizi karanlık tarafa çekmekten başka bir işe yaramaz. “İşimize yarayacak olan çözüm; kızgınlık enerjimizi, bu tip davranışları sergileyen insanların hak ettikleri cezayı hukuk aracılığıyla almalarını sağlamak için kullanmaktır. Elbette ki bu tip yorumları yazanlar, gerçekten de bahsettikleri ceza verme yöntemlerini uygulayacak değiller. Ama sırf yazıda bile kalsa, bu tip söylemler şiddetin yayılmasına katkıda bulunmuyor mu sizce de? 

Maalesef şiddet, çağımızın en büyük sorunlarından biri. Şiddet, güç ve baskı yoluyla insanların fiziksel ya da psikolojik açıdan zarar görmesine neden olan bireysel veya toplumsal hareketlerin tümü olarak tanımlanır (Krug, Mercy, Dahlberg ve Zwi, 2002). Yetişkinler arasında sözlü, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet gibi farklı türlere ayrılan ve farklı davranış biçimleri ile kendini gösteren şiddet, çocukluktaki saldırgan ve yıkıcı davranışların uzantısı olarak gelişir (Ekerim, M. Selçuk, B. 2016).

Şiddet illa fiziksel olmak zorunda değildir. Hiç öyle olduğunu düşünmediğimiz, örneğin dedikodu yapmak gibi eylemler de şiddettir. Çocuğuna bağırmak, ona aşağılayıcı laflar söylemek, trafikte diğer sürücülere küfürler yağdırmak, arkadaşının kilosuyla dalga geçmek, etrafındakilerle sürekli alaycı, iğneleyici bir şekilde konuşmak, durmadan herkesin dedikodusunu yapmak, bir patron olarak ofiste çalışanlarına bağırmak, eşine hakaret etmek, sosyal medyada durmaksızın kötücül yorumlar yapmak… Tüm bu eylemlerin hepsi şiddetin türevleridir ve tüm bu eylemlerde bulunanlar da biziz. Bence şiddetin tanımına şu da eklenmeli: Karşındakinin kalbini kırdığın her türlü eylem şiddettir. Şiddetin her türlüsü yıkıcıdır. Sevgi ise tam tersine yapıcı, şifa veren bir duygudur.

Biz neden birbirimize karşı bu kadar tahammülsüz olduk? Birbirimizden neden bu kadar nefret ediyoruz? Neredeyse nefrete alışık, sevgiden rahatsız olan bir türe dönüşmeye başladığımızın farkında mısınız? Çeşitli araştırmalar toplumdaki şiddetin bu denli artmasında medyanın büyük bir payı olduğunu göstermekte. Yine bazı araştırmalar şiddetin sebepleri arasında katı-duygusallıktan yoksun kişilik özelliğinin (callous-unemotional traits) olduğunu ileri sürmektedir. Empati, acıma ve suçluluk duygularından yoksun olma gibi davranışları anlatan katı-duygusallıktan yoksun kişilik özelliği, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin son yayınladığı tanı ölçütleri kitabında (DSM-V), davranım bozuklukları (conduct disorders) başlığı altında yeni bir değerlendirme unsuru olarak yer almaktadır (Ekerim, M. Selçuk, B. 2016).

Katı-duygusallıktan yoksun kişilik özelliği dizilerde adeta yüceltilmektedir. Diziler, filmler bize kaba olmayı, empati duygusundan yoksun olmayı “cool” bir şeymiş gibi gösteriyorlar. Dizilerde güç ve duygusuzluk neredeyse eş anlamlı hale gelmiş durumda. Evet bize diziler “ne kadar duygusuzsan o kadar güçlüsün” mesajı veriyor. Ne kadar yanlış bir mesaj! Tam tersi, biz duygusal olduğumuz ve duygularımıza sahip çıktığımız sürece güçlüyüz. Gerçek güç duygusuz bir robot numarası yapmak değil, duygularının farkına varan bir insan olarak yaşamaktır. Sahi dizilerdeki ve filmlerdeki şiddet içerikli sahneler sizi de rahatsız etmiyor mu? Bu şiddet dolu filmler, diziler adeta insan hayatını hiçe saymamız için beynimizi yıkamaya çalışıyorlar. Şu an rastgele bir TV kanalı açın. Büyük bir ihtimalle karşınıza, birbirini öldüren insanlarla dolu bir görüntü çıkacak. Bu dizileri, filmleri izledikçe gerçek hayattaki şiddete karşı hissizleştiğimizin farkında mısınız?

İnsan davranışları bulaşıcıdır. Kaba insanların çoğunlukta olduğu bir ofiste bizim de kaba davranışlar sergileme olasılığımız yüksektir örneğin. Ama öte yandan olumlu duygular da bulaşıcıdır. Bir psikolog olan Dr. Jonathan Haidt araştırmalarında iyi davranışların bulaşıcı olduğunu ortaya çıkarmış. Haidt’in Amerika’daki okullarda başlattığı “Nezaket Bulaşıcıdır: Yakalayın” isimli kampanyada ortaokul sınıflarına iki ayrı kavanoz konmuş. Ve öğrencilerden birbirlerine kötü davrandıkları zaman bir kavanozu, iyi davrandıkları zaman da diğer kavanozu fasulye ile doldurmaları istenmiş. Böylelikle çocuklar kavanozlar sayesinde daha çok hangi tür davranış sergilediklerini görmeye başlamışlar. Programa dahil olan ikinci aktivitedeyse öğretmen, öğrencilerine nezaketin ne olduğunu açıklamış. Daha sonra sınıfta kendiliğinden nazik, iyi bir davranış sergileyen öğrenciye kırmızı bir elma vermiş. Ve öğrenciden, nazik bir davranış sergileyen başka birisine bu elmayı vermesini söylemiş. Bu kampanyanın sponsorlarından Su Ellen Fried’e göre öğrenciler bu aktiviteyi çok sevmişler ve nazik bir davranış sergilemek için birbirleriyle yarış içine girmişler (webmd.com).

Şiddet konusu bu yazıya sığamayacak kadar derin bir konu ve elbette şiddetin oluşmasının birçok nedeni var. Ancak şiddetin temelinde yatan duygu öfkedir. Biz dürüst bir şekilde kendimize bakıp, içimizdeki şiddetin, öfkenin kaynaklarını araştırmadıkça dünya sevgisiz bir dünya olmaya devam edecek.

Şimdi bize içimizdeki güzellikleri hatırlatacak şarkılar, kitaplar, filmler lazım. Eylemimizle, söylemimizle sevgiyi yaydığımız günlerin artmasını diliyorum hepimize.

Sorularınız için bana rsolaker@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. Kendini iyi hissetmekle ilgili egzersizleri ise Instagram hesabımdan paylaşıyorum.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
 
Kaynaklar: 

Ekerim, Müge. Selçuk, Bilge. Gelişimsel Psikopatoloji Bakışıyla Şiddet. Türk Psikoloji Yazıları, Kasım 2016, 19 (Özel Sayı), 109-122 
https://www.webmd.com/baby/features/kindness-is-contagious 
Krug, E. G., Mercy, J. A., Dahlberg, L. L. ve Zwi, A. B. (2002). The world report on violence and health. The Lancet, 360, 1083-1088

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale