X

Sıcak yaz günlerinde vücudunuzu hızlı bir şekilde soğutmak için yapabilecekleriniz

Sıcak yaz günlerinde, aşırı ısınma ve terleme kaçınılmaz olabilir. Gölgeye sığınmak veya serin bir içecek yudumlamak gibi basit çözümler her zaman yeterli olmayabilir. Vücudun sıcaklığı hızla yükseldiğinde ve terleme durmaksızın devam ettiğinde, serinlemenin hızlı ve etkili yollarını keşfetmek isterseniz bu yazımız tam size göre. İşte vücudunuzu hızlı bir şekilde soğutmanıza yardımcı olacak ipuçları:

Bol ve pamuklu giysiler tercih edin

Yatağınızın nevresim takımını değiştirirken çarşafı havalandırdığınız o anı hatırladınız mı? İşte aynı etkiyi üzerinizde yaratmak için ihtiyacınız olan; bol kıyafetler. Yaz aylarında üzerinize yapışmayan bol kıyafetler tercih ederek teninizin üzerinde hareket ettikçe hava akışı oluşmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca teninizin daha serin kalması için de pamuk veya keten gibi nefes alan kumaşlar tercih etmelisiniz. Nefes alan ve bol kumaşlar, vücudunuzda hava akışı yaratarak terin vücudunuzdan daha çabuk buharlaşmasına ve böylece soğumanıza yardımcı olabilir. Gardırobunuzu yaz için düzenlerken bu maddeyi göz önünde bulundurmanızda fayda var.

Yüzünüzü soğuk havluyla silin

Genellikle uzun uçuşlarda uçaklarda soğuk havalarda sıcak havlu, sıcak havalarda ise soğuk havlu servis edildiğini biliyor muydunuz? Bunu kendinize sağlayarak yaz aylarını çok daha rahat geçirebilirsiniz. Yanaklarınız ve alnınız, cilt yüzeyinin hemen altında bir sürü kan damarı olan noktalardır, bu yüzden terlediğinizde, sıcakladığınızda yüzünüz kızarır. Eğer hızlıca bedeninizi soğutmak istiyorsanız yüzünüzü soğutarak başlayabilirsiniz. Soğuk bir havluyla yüzünüzü silmek hem anında daha ferah hissetmenize hem de daha hızlı soğumanıza yardımcı olabilir.

Ellerinizi ve kollarınızı soğuk suya daldırın

Parmak uçlarınızda bir sürü kan damarı ve sinir ucu var; bu nedenle sıcakladığınızda, terlediğinizde bunu ilk olarak tıpkı yüzünüz gibi ellerinizde de hızlı bir şekilde hissedersiniz. Eğer hızlıca soğumak istiyorsanız ellerinizi soğutarak bedeninizin geri kalanının da daha hızlı şekilde soğumasını sağlayabilirsiniz. Ellerinizi ve mümkünse kollarınızı soğuk suya daldırarak çekirdek (core) sıcaklığınızı düşürebilirsiniz. Ancak suyun ‘çok’ soğuk olmamasına özen gösterin, yani buz gibi, nefes kesen bir sıcaklıkta olmasın. Orta derecede bir soğukluk yeterli olacaktır. Çünkü çok soğuk suya ellerinizi ve kollarınızı maruz bırakırsanız bu kez kan damarlarınızın daralacağı için ısının dışarıya transfer olma potansiyeli de düşecektir.

Buz gibi değil ama soğuk duş alın

Bir önceki maddedeki durum sadece elleriniz için değil, tüm vücudunuz için de geçerli. Yazın sıcak günlerinde en iyi hissettiren şeylerden birinin soğuk duş olduğu konusunda hemfikir olsak da bu suyun da sıcaklığı ‘çok’ soğuk olmamalı. Aksi halde vücut, sahip olduğu ısıyı daha fazla tutmak isteyecek, dışarıya transfer etmeyecektir. Bu da bedeninizin soğumasını geciktirecektir. Orta soğuklukta yani buz gibi olmayan su ile duş alarak yaz günlerinde serinleyebilirsiniz.

El vantilatöründen destek alın

Küçük bir yardımcı da fena olmaz öyle değil mi? Her an klimalı bir ortam bulmak pek mümkün olmayabilir. Ancak, küçük bir el vantilatörü hızlı bir şekilde soğumanızı sağlayabilir. Dilerseniz pilli dilerseniz şarjlı dilerseniz de telefonun şarj girişine takılabilen küçük vantilatörleri yanınızda taşıyabilirsiniz. Eğer bu mümkün değilse, eski ama etkili hızlı çözümlerden biri olan yelpazeden de destek alabilirsiniz. Her ihtimale karşı sıcak yaz günlerinde çantanıza bir tane eklemenizde fayda var.

Buzlu bir şeyler için

Yazın soğuk bir şeyler içmek en sık yaptığımız şeylerden biri olabilir. Soğuk içecekler, ‘şıp şıp’ terlerken bir anda vücut sıcaklığınızı düşürmeyecektir ancak vücudunuzun terleme tepkisini yavaşlatabilir, bu da cildinizden daha fazla sıvının hızlı bir şekilde buharlaşmasına yardımcı olur (şıp şıp damlamak yerine ).

Tüm bu adımlar anlık olarak vücudunuzu soğutmanıza ve terleme tepkisini yavaşlatmanıza yardımcı olabilir. Ancak, bunların öncesinde dikkat etmeniz gerekenler de var:

Yaz aylarını daha rahat geçirmek için aşağıdaki yazılarımızı da incelemenizde fayda var:

Kaynak: self

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale