X

Seyahate çıkmadan önce kurtulmanız gereken 5 ön yargı

Her gün e-mail kutuma düşen en az bir tane “nasıl bu kadar çok seyahat ediyorsun?” sorusundan sonra insanların birçoğunun seyahat etmek isteyip, ön yargılarından dolayı bir türlü ilk adımı atamadığını gözlemledim. Madem öyle bu ön yargıları kırmak da bir seyahat tutkunu olarak benim görevim dedim ve bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Seyahat etmeyi “gerçekten” istiyor musun?

Önce bu soruyu kendimize sorarak başlıyoruz. Hadi, bugün şöyle kendinizle baş başa kaldığınızda kendinize “seyahat etmeyi gerçekten istiyor muyum?” diye sorun. Yurt dışında yaşamak hayatta yapmayı en çok istediğin şey mi? Ya da bazı sebeplerden dolayı istediğin kadar seyahat edemiyor musun? Belki de seyahat etmek istiyorum cümlesini “ama” ile devam ettiriyorsun. Sizi hayallerinizi gerçekleştirmekten alıkoyan şey nedir?

Mini not: Bu soruları okumayın. Bu soruları GERÇEKTEN kendinize sorun ve tatmin edici cevaplar bulana kadar sormaya devam edin.

Sadece bir hayatınız var. Lütfen bunu düşünerek hayatınızı yaşayın!

Eğer sağlığınız yerindeyse, ceza evinde değilseniz, adınız bir ülkenin kara listesinde değilse, yaşadığınız ülke savaş içinde değilse ya da bir mafyanın elinde tutsak değilseniz siz de seyahat edebilirsiniz. Bunlar dışında sizi seyahat etmekten alıkoyan ufak tefek sebepler de olabilir. Mesela param yok, zamanım yok, sevgilim yok gibi… Fakat eğer seyahati önceliğinize alırsanız tüm bu bahanelerin üstesinden gelebilirsiniz.

Hadi gelin size “seyahat edemiyorum” ile “seyahat etmeyeceğim” arasındaki farkları anlatayım.

1.Seyahat etmek için paraya ihtiyaç var AMA benim param yok

İnsanlar en çok ne iş yaptığımı merak ediyor. Çünkü bence bu “ne kadar para kazanıyorsun?” gibi bir soruyu sormanın daha uygun yolu. İnsanların bu merakını yönetici asistanıyım diye cevaplayınca biraz şaşırıyorlar. Muhtemelen bu cevabım insanlara “müdür bile değil yani çok para da kazanmıyor ama nasıl bu kadar seyahat ediyor?” diye düşündürüyor. Seyahat etmek için minimum da olsa paraya ihtiyacınız var. Fakat seyahat etmek gözünüzde büyüttüğünüz kadar çok para gerektiren bir şey değil.

Eğer seyahat etmeyi gerçekten hayatınızın önceliğine yerleştirirseniz, seyahat edebilmenin ne kadar mümkün ve kolay bir şey olduğunu da deneyimlersiniz. Paris’e  gitmeyi mi çok istiyorsun yoksa o çok beğendiğin  ayakkabıyı almayı mı? Eğer her ikisini aynı anda yapacak bütçen yoksa birini tercih etmelisin. Yok, ben ne yardan ne serden dersen de kusura bakma tatlım o zaman “seyahat etmek için param yok” diyemezsin.

Sadece dışarıda kahve içmeyerek aylık 210 lira para biriktirebilirsin. Bu para hava yolu şirketinin kampanyalı gidiş-dönüş bilet parasına neredeyse eş değer.

2.Seyahat etmek için birine ihtiyaç var AMA benim sevgilim yok

Seyahat etmenin hayatıma kattığı en güzel şeylerden biri dünyanın dört bir yanından hayatıma giren arkadaşlıklar. Seyahat eden insanların çoğu konfor alanlarını terk edebilmeyi öğrenmiş ve hayalini gerçekleştirdiği için mutlu insanlardır. Seyahat etmek için birine ihtiyacınız yok. İhtiyacınız olan tek şey gittiğiniz ülkelerde iletişim yeteneğinizi kullanarak farklı kültürden gelen insanlarla tanışmanız. Bakın o zaman hiç yalnızlık çekmeyeceksiniz. Kaldı ki tek seyahat etmenin güzel yanlarını saymakla bitiremem. Bir kere teksiniz yani istediğiniz her şeyi özgürce yapabilirsiniz. Hiç istemediğiniz ya da sizi mutlu etmediği halde birlikte seyahat ettiğiniz kişinin istediği şeyleri yapmak sizce de sıkıcı değil mi? Hayatında ilk defa tek başına seyahat etmiş ve bundan çok keyif almış bir sürü insan tanıyorum. Üstelik o uçağa tek binmek, seyahatiniz boyunca tek olacağınız anlamına gelmiyor. Hiç bilmediğiniz bir şeyin sizi nasıl hissettireceğini denemeden bilemezsiniz, deneyin!

3.Seyahat etmeyi çok istiyorum AMA ya sevgilim benden ayrılmak isterse?

Çiftlerden birinin hayali dünyayı gezmek iken diğerine metroya binip işe gitmek bile ölüm gibi gelebilir. Neyse demek ki benzer enerjiyi yaydığınızdan birbirinize doğru çekilmiş ve bir ilişki yaşamaya başlamışsınız. Fakat metroya binmeye bile üşenen kişi diğerini hayallerini gerçekleştirmekten alıkoyuyorsa orada bir durun ve kendinize “hayallerimi bir başkası yüzünden ertelemeye değer mi?” diye sorun. Şunu asla unutmayın; önce siz! Bu sizin hayatınız ve sizin hayalleriniz. Bu dünyaya başkasının hayallerini mi yaşamaya geldiniz? Doğru zamanda doğru kişi hayatınıza girdiğinde zaten böyle bir sorun yaşamayacaksınız.

4.Seyahat etmek için zamana ihtiyaç var AMA benim zamanım yok

O zaman vakit yarat! İnanın sandığınızdan daha çok vakte sahipsiniz ama konu yine aynı yere geliyor önceliklendirme. Bana en çok sorulan ikinci soru “iş yerinden nasıl izin alıyorsun?” oluyor. 28 yaşındayım ve son 6,5 yıldır sabah 9 akşam 6 çalıştığım bir işim var. Buna rağmen sadece resmi tatilleri, hafta sonlarını ve yıllık izinlerimi – tamam şu anda eksideyim- kullanarak 42 ülke ve 114 şehir gördüm. Ben yaptıysam sen neden yapamayasın? Bu yüzden arkadaşlarıma, aileme ve bazen evime daha az vakit ayırdım fakat günün sonunda biriktirdiğim hikayeleri onlara anlatacak vaktim hala var.

5.Seyahat etmek istiyorum AMA dil bilmiyorum

Dil bilmemek seyahat etmemek için sadece bir bahane. Teknoloji almış başını gidiyor. Yakında robotlarla birlikte yaşayacağız. O yüzden biraz araştır ve seyahat ederken insanlarla iletişim kurmanı sağlayacak uygulamalar bul. Merhaba, nasılsınız, iyi günler, şuraya nasıl gidebilirim, teşekkürler demeyi öğrenip bir de yüzünüze bir tebessüm katıp, beden dilinizi kullandığınızda bu dil olayının çok da kafada büyütülecek bir şey olmadığını anlayacaksın. Fakat döndüğünde sen de artık evrensel dil olan İngilizceyi öğrenmeye başlasan bir sonraki seyahatinde arkadaş da edinirsin kim bilir?

Bonus: Seyahat etmek istiyorum AMA…

Lütfen yukarıdaki boşluğu kendi adınıza doldurun ve bahanenizle tanışın. Sonra o bahaneden nasıl kurtulacağınıza kafa yorun ve dünyanın en kafa açıcı aktivitesi seyahat ile tanışın!

Hayallerinizin sadece hayal olarak kalmasına izin vermeyin.

Öznur Demirhan: Bu hayatta en çok heyecan duyarak yaptığım şey seyahat etmek, beni en çok motive eden şey yeni yerler görmek, olmaktan en mutluluk duyduğum yerler hava alanları, tren garları, otobüs durakları… Tek isteğim hikayemi tutkuyla ve heyecanla yaşamak, hatırımdan gitmesin diye yazmak. Ben hikayemde dünyayı keşfediyorum. Senin hikayen ne?

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale