Sex on the beach
İlk olarak, bir açıklamada bulunmak istiyorum: Köşemde size bahsettiğim cinselliğin medyada temsili konusu ağırlıklı olarak Fransa için geçerli. Türkiye değil. Sorun burada biraz daha farklı. Aslında çok da farklı sayılmaz, ama yine de cinsellik konusunun iki ülkede farklı işlendiği gerçeğini unutmamak lazım. 68 Mayıs’ını yaşayan Fransa’ydı asıl. Neyse, yine de benim için bu konuların hepsi son derece enteresan. Şahsen, popüler dergilerin -ideolojik sebeplerden ziyade ekonomik sebepler yüzünden- seçtikleri yolu beğenmiyorum. Ve bu içerikler arasında cinselliğin, kadının, erkeğin, bedenlerin nasıl temsil edildiğini yakalamaya ve sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Geçen makalemde (bkz. Spermin büyüsü), blowjob’ların bir güzellik ve bakım rutinine dönüşmesi ve spermin bir krem niyetine kullanılması hakkında ortaya çıkan savları rasyonelleştirmeye ve doğrusu eleştirmeye çalıştım. Bütün bir seneye yayılsa da, cinsel well-being teması özellikle yaz aylarında medyada ağırlıklı olarak yer buluyor. Herhalde hepimiz kadın dergilerinde erkek dergilerine nazaran çok daha fazla yarı çıplak kadın olduğunu fark etmişizdir. Yalnız aralarındaki fark şu ki, erkek dergilerinde yer alan kadın fotoğrafları okuyucuya keyif verirken, kadın dergileri okuyucuya kendini suçlu hissettirir: ¨Ne kadar zayıf, ne kadar bronz, ne kadar yumuşak, ne güzel ayakkabıları var¨ derken buluverirsiniz kendinizi. Kendinizi de ne kadar suçlu hissederseniz, daha iyi olabilmek için o kadar fazla bakım yaparsınız kendinize. Bayanlar, eğer hala güzel değilseniz ve aktif bir cinsel hayatınız yoksa kendinizi suçlayın. Bu kadar güzellik ve flört teknikleri size sunulmuşken nasıl hala çirkin kalabilirsiniz? Biraz çaba gösterin! ( Evet, ironi yapıyorum) Okuyucuların sorunlarının çoğu bir kredi kartıyla çözülebilirmiş gibi… Yazın çıkan dergilerin kapaklarına bir bakın lütfen : ¨Plajda komplekslere son (bikiniyle bile)!¨. Bu ne demek şimdi? İlk önce sana komplekslerin olduğunu söylüyor sonrasında da çözüm önerileri sunuyor… tabi sponsor güzellik markalarıyla! Maddi olarak gücünüz yetmediğinde ise cinsellik imdadınıza koşuyor. Bayanlar söylüyorum, paranın ve seksin sahip olamayacağı bir şey yok! ( bkz.ironi) Temmuz ayında yayınlanan bir Fransız kadın dergisinde şöyle bir başlık gördüm: ¨Blowjob, ilişkinin çimentosu¨. Hala şok içindeyim. Makale özet olarak, bu eylemi gerçekleştirenleri yüceltirken, gerçekleştirmeyenleri de kınıyor. Akla gelen en açık mesaj şu : Nasıl olurda bir insan ¨bunu¨ yapmayı istemez ki? İşin komik tarafı, makalenin içinde röportaj veren seksologlar da aynı şekilde kadınları psikolojik sorunları olmakla suçluyorlar. Makalenin içeriğinde ayrıca konuyu daha da pekiştirecek okuyucu yorumları da yer alıyordu. Özet olarak şöyle diyebiliriz: Bu hayatta hiç bir şey bedava değil, özellikle de kadınlara. Okuyuculardan biri şu yorumu yapıyor: ¨Partnerimle bir pazarlık yapmam gerektiğinde en çok işe yarayan yöntem. Yolculuğu nereye yapacağımızdan, duvarın rengine kadar ben karar veriyorum. ¨ Daha iyi bir stereotipi bulabilirler miydi acaba?