X

Sevmeyi koşullara bağlamak: Gerçekten sevmek koşullarla tanımlanabilir mi?

“Öyle uzaktan seviyorum seni, kokunu alamadan, boynuna sarılamadan, yüzüne dokunamadan, sadece seviyorum!

Öyle uzaktan seviyorum seni, elini tutmadan, yüreğine dokunmadan, gözlerinde dalıp dalıp gitmeden… Şu üç günlük sevdalara inat, serserice değil, adam gibi seviyorum…”

Cemal Süreya

Daha “ince” olduğumuzda sevileceğimize inanırız. Daha “iyi” makyaj yaptığımızda… Daha “fazla gülümsediğimizde”… Ya da saç şeklimizi değiştirdiğimizde, daha erkeksi olduğumuzda, daha maço durduğumuzda… Daha fazla para kazandığımızda daha çok sevilebiliriz değil mi? Belki bir ev, bir arabamız olduğunda… Belki daha “genç” olduğumuzda… Yaşımız geçtiğinde neden ve kim bizi sevebilir ki…

Ben bugün bu yazımda tüm bu sevmeye dair inançlarımıza bakalım istiyorum. Bu beklentilerimiz, yani sevileceğimize dair inançlarımız aslında bizim de sevme gücümüzü etkileyebilmektedir. Eğer kendimizin daha fazla para kazandığımızda sevilebilir olduğumuzu düşünüyorsak, söz konusu sevmek eylemi olduğunda nasıl bir kişiyi paradan bağımsız olarak değerlendirebiliriz. İster kabul edelim ister etmeyelim para bizim için, sevmek için sevebilmemiz için önemli bir kavram olacaktır. Eğer daha fazla kadınsal göründüğümüzde sevileceğimizi düşünüyorsak bir adamı sevebilmemiz için de aynı özellikleri karşımıza aramaya devam edeceğiz. Eğer daha fazla sportif olduğumuzda sevilebileceğimize inanıyorsak, yine sevebilme potansiyelimizde ancak bu tanıma uygun bir durum beklentisi yer alacaktır.

Şimdi birlikte inceleyelim istiyorum, neden sevmek eylemi sadece “kendimiz olduğumuzda” cümlesinden bu kadar uzakta yer almaktadır? Yani bizler “Ben sadece kendim olduğumda gerçekten sevilebilirim” yerine daha iyi, daha güzel, daha seksi, daha kadınsı, daha yakışıklı, daha ince, daha kaslı ve bu cümleye sığdırılamayacak kadar daha farklı birçok gerekliliği en baştan kendi kendimize kocaman kriterlerimiz olarak koyarız? Bunu yaptığımızın farkında bile olmadan, bir gün karşımıza çıkan bir kişi senin beklentilerini karşılayamıyorum dediğinde, daha çok para kazanamıyorum, bu huyumu değiştiremiyorum, daha yapılı bir adam olamıyorum veya daha dişi bir kadın olamıyorum, saçımı uzatamıyorum dediğinde neden adeta yıkılırız? Bu muhteşem beklentileri sevilmek için şart koşan bizler değil miyiz?

Peki, aynı kişi sadece “Olduğum gibi olmayı istiyorum, beni bu halimle sevebiliyor musun?” diye sorduğunda cevabımız ne olurdu? Bizler bu kadını sabah dağınık saçlarıyla yataktan kalktığında, makyajı olmadığında, huysuzluğu üzerindeyken, o sabah bize kahvaltı hazırlamayı canı istemediğinde, sadece kendi dünyasına kapanıp bütün günü kitap okuyarak geçirdiğinde ve işte sadece olduğu gibi olduğunda, kendini beğendirmeye çalışmadığında gerçekten sevebilecek miyiz? Bizler, bu adamı sabah geç saatlere kadar uyuduğunda, sabah yürüyüşümüzde bize eşlik etmediğinde, istediğimiz saatte istediğimiz yerde olmadığında, sinemaya gitmeyi teklif etmek yerine arkadaşlarıyla maç izlemeyi istediğinde yine de bu adamı sevmeye devam edebilecek miyiz? Bugün ne kadar güzel olduğumuzu söylemek bir yana dursun, varlığımızı bile görmezden gelebildiği o günlerde, gerçekten sevmeye değiştirmeden yargılamadan ve yorumlamadan sevgili olarak seven bir kalple değiştirmeye çalışmadan ve değişmesini beklemeden yanında olabilecek miyiz?

Bu adam veya bu kadın, çocuklarımızın annesi veya babası olduğunda, ilişkilerimiz belirli bir süreden geçtiğinde, yıllar her ikimizi de belki hafif de yaşlandırdığında, yine de “Artık senin bu huyundan, şu yaptıklarından veya yapamadıklarından bıktım” diye şikayet etmeden, sadece olduğu gibi, olduğu haliyle, olduğu yaşıyla, değiştirmeden sevebilecek miyiz? Ve işte en can alıcı soru: “Bizler kendi kendimize olduğumuz gibi sevilebileceğimize gerçekten inanıyor muyuz?” Neden sevilebilir olan versiyonumuzu hep daha değişik bir halimizde ve daha farklı olduğumuz bir zaman için bekletiyoruz?

Bakın sevgili David Deida güzel eseri Mavi Gerçek ile sevmek kavramını nasıl yorumluyor:

“…Sevgi için beklemek ya da sevilmek için bir şey yapmak, bir balığın ıslanmak için yüzmesi kadar anlamsızdır. Sevgi zaten sensin. Sevgi zaten seni yaşamakta olan, nefesini solumakta olan ve senin bedenini ve tüm bedenleri hareket ettiren şey.

Sevgi, tam şu anda senin bedenini açmak istiyor. Tam şu anda sevginin senin tüm bedeninde akmayı arzulayışını hissedebilirsin. Ancak sevgiyi reddettiğinde sevgiden mahrum kalırsın. Ancak, kalbini kapattığında, nefesini bastırdığın ve bedenini gerdirdiğinde, yalnız ve boşlukta hissedersin.

…Bildiğin çok sayıda insan büyük miktarda para kazanmıştır ya da pek çok ilişkisi olmuştur, ancak bu insanların kalpleri ne korkudan özgürdür ne de sevgiyle doludur. Yapmak yaşamın bir gerçeğidir. Ancak yapmanın karşılığı çok abartılmıştır. Tam şu anda kalbini aç ve aynı bu anın kendisi gibi, sevgi kadar hayat dolu bir şekilde özgür ol.”

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız sevmek ve sevilmek için beklediklerinize, oldurmaya çalıştıklarınıza, değiştirmek istediklerinize, ancak bu şartlar gerçek olduğunda diyerek yüklendiklerinize ve yüklediklerinize dikkatlice bakmanızı dilerim… Sevmek, tüm bu beklentileri, değişiklikleri ve var olan hali reddetmeyi barındırabilir mi? Sevmek bir çocuk kadar saf olamadığında bir kalp kadar kendi olamadığında ve karşımızdaki adam veya kadın onun özünü sevemediğimizi hissettiğinde, sizce “gerçekten” sevmek halinde olabilir miyiz?

Sevgi bugündür, sevgi bu andır, sevgi şimdidir, sevgi bizimledir… Bu evren üzerinde, “sevginin olmadığı” bir an bile var olmamıştır…

 

İlginizi çekebilir: Yepyeni bir tecrübe: Suyun muhteşem gücüyle AQUAJOG mucizesi

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?

Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale