Çevrenizde mutlaka yıllardır birlikte olup olmadıklarını anlayamadığınız, ilişkisi sürekli sallantıda olan, bir küs bir barışık gezen en az bir çift olmuştur. İlişkinin sonunun nereye gideceğini kestirememek ve sürekli tartışma halinde olmak, ilişkinin temellerini sarsarak zamanla iki tarafta da bıkkınlık ve yorgunluk verir. Sonu gelmeyen bir ayrılma / barışma döngüsüne girmiş olan bu tarz ilişkilerde, bu duruma karşı alışkanlık geliştirildiği için, atılması gereken adımlar konusunda iki taraf da ne yapacağını bilemez durumdadır. Süreç devam ettikçe iki taraf da psikolojik anlamda geri dönülmesi mümkün olmayacak kadar ağır hasarlar alabilir.
Peki, ilişki çıkmaza girdiğinde en sağlıklı çözüm ilişkiyi bitirmek midir yoksa hala bir şeylerin düzelmesi için çok geç değil midir?
İlişkide yaşanan problemler, iki tarafın da haklı çıkma çabasıyla kendisini savunmasına ve kendisinin haklı olduğunu düşünmesine karşın, genelde iletişimde yaşanan eksikliklerden ve hatalardan kaynaklanır. Karşınızdaki kişinin davranışlarında ve size karşı olan tutumunda sizi rahatsız eden bir şeyler varsa, onu değiştirmek istediğinizi hissetmeye başladıysanız ve mutlu olduğunuz anların sayısında önemli bir azalma yaşanıyorsa, sağlıksız bir ilişkide olduğunuzu söyleyebiliriz. Bu noktada, yaşanan problemlerin ya da mutsuzluğunuzun sebebinin karşınızdaki kişi değil, sizin beklentilerinizin karşılanmaması olduğunu vurgulamakta yarar olacaktır. Kendinizi sık sık mutsuz ve tatminsiz hissediyor ve bu histen bir türlü kurtulamıyorsanız, büyük bir ihtimalle ilişkiniz ömrünü tamamlamış ve rafa kaldırılmayı bekliyor demektir. Bu süreçte en çok zorlanılan ve ilişkiyi ayrılma-barışma döngüsüne sokan şeyse, alışkanlıklardan ve rutinden vazgeçemeyip ömrünü doldurmuş bir ilişkiye devam etmeye çalışmak. Artık buna bir son vermek istediğinizde yapmanız gerekense, gerçekten kendinize karşı dürüst olarak aşağıdaki konular üzerine detaylıca düşünmek:
Neden aynı kişiye takılıp kaldım?
“Çünkü onu seviyorum.” bu soru karşısında verilebilecek en kolay cevaplardan biri. Mantıksal çerçeveye oturtamadığımız tüm davranışlarımızın faturasını duygularımıza kesip, yaşadığımız problemlerden kolayca sıyrılmak istiyoruz.
Özellikle ikili ilişkilerde duygularımızın da etkisiyle doğru kararlar veremeyebiliyor ve sonrasında da yaptığımız hatayı devam ettirmeye çalışıyoruz. Mantıksal olarak hiç bir parça yerine oturmuyor olsa da, kendimizi ayrılık kararı almak için yetersiz hissedebiliyoruz. Bu anlarda karar alma sürecimizin sekteye uğraması, ayrılık sonrası deneyimleyeceğimiz duygunun ne olduğunu öngörememekten kaynaklanıyor.
Kendimi ne kadar seviyorum?
Kendinizi bir gün doğru insanla karşılaşacağınıza ve daha iyisini hak ettiğinize inanacak kadar seviyor musunuz? Kendinize sizi psikolojik, fiziksel ve ruhsal olarak olumsuz etkileyen bir şeyden vazgeçebilecek kadar değer veriyor musunuz? Hak ettiğiniz sevgi ve saygı bu kadar mı? En önemlisi, kendinizi en az karşınızdaki kişiyi sevdiğiniz kadar sevebiliyor musunuz?
Ayrılıp barışmakla sürüp giden ilişkiler, sevgi, saygı, güven gibi duyguların pekiştirilemediği, gelecek planlarınızın belirgin olmadığı ve kendi kişisel gelişiminiz adına size bir şey kazandırmayan ilişkiler oldukları için sağlıksızdırlar. Bu aşamada, ilişkinize devam etme kadar verdikten sonra size ne gibi getirileri olduğunu, nelerin iyi anlamda değiştiğini analiz etmek faydalı olacaktır.
İlişkiyi bitirme kararı
Problem yaşadığınızda karşınızdaki kişiden ayrılmak için kendi kendinize yüzlerce sebep üretiyorsanız, ona geri dönüp ilişkiye devam etmek için de yüzlerce sebep üretebilirsiniz. Peki, bitme noktasına gelmiş bir ilişkiyi devam ettirmeye çalışmak ne kadar sağlıklı?
Çoğu zaman kendi kendimizi daha iyisinin olamayacağına dair ikna etmemiz ve sahip olduklarımızı kaybedip daha kötü şeyler yaşayacağımıza olan inancımız nedeniyle ayrılık fikrini erteliyoruz. Ancak bu düşünce gerçekten uzak; yeni ilişkinizin eskisinden daha iyi olma ya da olmama ihtimali eşit.
Duygularınızın aldığınız kararlar üzerinde etkili olmasına izin vermeyin. Uzun süreli bir değerlendirme sürecinin üzerine aldığınız karar neyse, size huzuru ve mutluluğu getirecek olan da o karardır. Geri kalan tüm seçenekler, zaman kaybından başka bir işe yaramayacaktır.