X

Sevilmek ya da sevilmemek! İşte bütün mesele bu

Etkileyici Film Önerisi

Yeni sezona, insanlığı yavaş yavaş tüketen acılardan bahsederek ya da modern zaman insanının yeni yüzlerini inceleyerek başlamak istemiyorum. En azından şimdilik… Sizi bilmem ama ben, yaza sadece bir “hoşçakal” demenin yeterli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, ne Mısır’daki tecavüzler, ne Kongo’daki işkenceler ne de Bangladeş’teki kadın istismarları hakkında konuşmak istemiyorum. Yumuşak bir geçiş yapmanın daha uygun olabileceğini düşündüm.

Geçen gece, gençken izlemeyi çok sevdiğim bir filmi tekrar izledim. “La belle verte”, Coline Serreau tarafından 1996 yılında yapılmış, insanlığın çektiği acılar üzerine oldukça şiirsel bir anlatımı olan bir film. Bilinmeyen bir gezegende yaşayan ve “evrimleşmiş” bir insan türünün, hem birbiriyle hem de doğayla barış, hoşgörü ve uyum içinde yaşadığı bir kurgusu var. Düzenli olarak “gezegen buluşmaları” denen toplantılar organize ediliyor. Bu toplantılarda, kimin hangi gezegene değişiklikleri gözlemlemek, orasının halkıyla konuşmak ve kendi gezegenlerinin gelişimi için örnek toplamak üzere gönderileceğine karar veriliyor. Fakat nedense Dünya’ya gitmek için 200 yıldır tek bir gönüllü bile çıkmamış:

Etkileyici Film Önerisi

“Fransaya ayak bastık. Paris’te insanların krallarına karşı bir devrim başlattıklarını gördük, ki bu bizim için güzel bir örnek. İnsanlar bir cumhuriyet kurdular, fakat çok geçmeden bir şeyler ters gitmeye başladı. Tekrar başlarına onlara lider olacak bir komutan koydular, Napolelon gibi bir şeydi adı. İnsanları aptalca savaşlarda katleden bir megolaman… Daha sonra krallar tekrar geri geldi ve hala başkanları, devlet adamlarını, halkı kendi yöntemleriyle, kendi çıkarları için istedikleri gibi kullanıyorlar.”

Evet, bir adım ileri, 2 adım geri. “Her şey gerçekten çok mu zordu? – Evet. En güçlülerin sözünün geçtiği, kadınların ezildiği, katledildiği… Ve hala para sistemini kullanıyorlar, inanabiliyor musunuz!Paran yoksa hiç bir şeyin yok.“

“ Fransa’dan ayrıldığımızda, endüstri çağının başlarındaydık: rekabet, yazı, kullanışsız aletlerin aşırı üretimi, savaşlar, nükleer enerji, doğanın tahribatı, tedavisi olmayan ölümcül hastalıklar; gerçekten acı dolu zamanlardı. Ve hiyerarşi işliyordu burada. Hala bir şeylerden üstün olduklarını düşünüyorlar. Erkekler kadınlardan üstün olduklarını düşünüyor; şehirli insanlar köylülerden, yetişkinler çocuklardan, insanlar hayvanlardan ve doğadan…Herkes bir yarış içerisinde.“

Her neyse, bir gün Mila ismindeki bir kadın Dünya’ya gitmeye gönüllü oluyor. Paris’in göbeğine indikten sonra etrafındaki her şeyi, insanlığın alışkanlıklarını ve hareketlerini bir antropolog edasıyla, kendisini çevresindekilerden üstün görmeden gözlemlemeye başlıyor. .

Diğer her şeyin yanında Mila, etrafındaki hemen herkesin elinde gördüğü çantaların içinde insanların ne taşıdığını çok merak ediyor. Bir gün bir kadına, gizemli çantasında ne taşıdığına bakmak istediğini söylüyor. Önce üzerinde bir çok anahtarın bulunduğu bir anahtarlık buluyor ve  “bunlar evin kapısını açmak için değil mi” diye soruyor. Bana gore filmin en iyi diyaloğu da şu:

« -Peki bu ne?

-Ruj.

-Ne için kullanılıyor?

-Dudaklarına sürmek için, bak şöyle.

-Ah anladım! Bu bir ilaç öyle değil mi?

-Hayır. Seni daha güzel ve seksi göstermesi için.

-Gerçekten mi, seksi?

-Evet. Yani daha çekici olmak için.

-Kime?

-Herkese.

-Bu çok zor bir iş olmalı.

-Sevilmek için yapmamız gerekiyor.

-Şimdi anladım sanırım. Bu tüm insanların seni sevmesini sağlaması için kullandığın bir ilaç.

-Tam olarak değil aslında.

-Eğer bunu sürmezsen kimse seni sevmeyecek öyle değil mi?

-Evet ama…açıklaması zor biraz sanırım..yani..

-Seni utandıracak bir şey mi söyledim?

-…

-Peki bu? Bu nedir?

-Fotoğraflar. Max var, ailem var, çocuklarım var…

-Ah, bunlar sevdiğin insanlar öyle değil mi?

(Kadın başını önüne eğer.)

-Nasıl sevebiliyorsun peki? Dudaklarında ruj yok gibi görünüyor?”

 

Sizi bu hassas ve aydınlatıcı Coline Serrau filmini, Türkçe altyazıyla izlemeniz için daha fazla kışkırtmadan yazıma son veriyorum. İyi seyirler.

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız. 

Mademoiselle Juliette: Eski sevgilim hep bir şarkı söylerdi : “My baby loves me, I’m so happy. And that makes me a modern girl”. Bu şarkıyı dinleyince, belki de bu dünyada değiştirebileceğim şeyler vardır diye düşündüm. Etrafımdakileri sorgulayarak; okuduklarıma, gördüklerime, duyduklarıma kısacası etrafta olup bitenlere bir anlam vermeye çalışıyorum. Asıl soru: aşk nerede? Hayat bir mücadeleyse, en azından anlam çıkaralım. Bu yazdıklarım, Paris'te yaşayan bir toplumsal cinsiyet araştırmacısı modern kızın modern dünyadan hikayeleri. www.wronggender.wordpress.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale