X

Sevildiğimiz kadar değil, sevdiğimiz kadarız: Sevmek ve sevilmek nedir?

Eli kalem tutan her yazar sevmek üstüne birkaç kelam etmiştir diye düşünüyorum. Etmek de gerekli zaten, zira insana bahşedilmiş en güzel eylem sevmek olsa gerek. Bir de bu eylemin diğer tarafı var, sevilmek. Herkesin en çok odaklandığı kısım da burası. Hâlbuki sevilmek edilgendir, sevmek ise bize ait olandır.

Sevmek ve sevilmeyi bazen çok yanlış anlayabiliyoruz. Sevdiğimizin değil de, sevildiğimizin hesabını yapıp duruyoruz sürekli. “Beni ne kadar seviyor, beni sevmesi için ne yapabilirim, bak böyle yaptığım için mi beni sevmiyor artık…” İç sesimize ait bu sözlerin benzerlerine hepimiz aşinayızdır. Ancak, tam da burası iç sesimizin yanlış olduğu yer. Çünkü birinin bizi sevmesi ya da sevmemesi bizden ötürü değildir, seven kişinin kendisinden ötürüdür. Bu nedenle de, biz “daha” bir şey olduğumuz için seviliyor ya da “daha az” bir şey olduğumuz için sevilmiyor değiliz.

Aynı şekilde, biri bizi sevdiğinde bu bize bir şey katmaz ya da birinin bizi sevmemesi de bizden bir şey götürmez. Tabii ki, sevildiğimizi hissetmemiz hayatımızı güzelleştirir, birçok güzel duyguyu beraberinde getirir, sevginin etkisidir bu ancak değerimizi değiştirmez. Bu nedenle de, sevdiğimiz biri tarafından sevilmediğimizi fark ettiğimizde kafamıza üşüşen çoğu soru esasen çok anlamsızdır. Kendi değerimizi sorgulayıp, bir de X kişisinin neden daha çok sevildiğini düşünmeye başladığımız yer, tam da kaçarak uzaklaşmamız gereken yerdir.

Sevmek çok kişisel bir eylemdir, yani algoritma sadece bir duygudan ibaret değildir. Bazı kişiler sevgiyle büyütülmedikleri için ya da yaşadıkları bazı deneyimler sebebiyle sevme konusunda sorunlar yaşarlar. Bu kişiler sizi hiçbir zaman “yeterince” sevemezler. Siz –aslında size ait olmayan- bu algoritmaya kendinizden bir şeyler ekleyip çıkararak sonucun size ulaşmasını sağlamaya çalışırsınız. Bu anlamsızdır. Karşınızdaki kişi kendi algoritmasını ancak kendisi değiştirirse sonuç size ulaşabilir.

Burada bahsi geçen “yeterince” konusu da önemlidir tabii. Beklediğiniz sevgi, karşılıklı saygı, güven ve özveriye dayalı bir sevgiyse ve karşınızdakinin bunu size veremeyeceğini fark ediyorsanız eğer, bu ilişkiden uzaklaşmayı tercih edebilirsiniz. Ancak, “yeterince” dediğiniz ses, kendi egonuzun sesi ise, o halde durup buraya odaklanmanız gerekir.

Karşınızdakinden saf haliyle sevgisini ve ilgisini istemiyor olabilirsiniz. Belki de egonuzu beslemenin peşinde, sürekli onaylanma bekliyor ve bu onayı ne kadar alsanız da yetinmiyor olabilirsiniz. Karşınızdakini tüketircesine bir sevgi beklentisi zaten sevgi beklentisi değildir. Bu durumda, esasen eksikliğini hissettiğiniz şey de dışarıda değil, içerdedir. Her şeyden önce, biz kendimizi onaylamalı ve kendimizi sevmeliyiz.

Ne kadar kulağa klişe gelse de, önce kendimizi sevmezsek, saf sevgi bağıyla kurulmuş bir ilişkiye sahip olamayız. Çünkü sevmek-sevilmek, alış-veriş değildir. Kendini sevmeyi beceremeyen kişi bunu, bir alma ve verme dengesi olarak görür. Dengenin şaşmaması için de, sürekli ne kadar sevildiğini ölçer durur, sevildiğine dair kanıtlar bekler karşısındakinden. Kendi sevgisi de hesaplanmış bir sevgi olur. Hâlbuki sevgi “için” eylemi değildir, artıları eksilerinden fazla olduğu için sevmeyiz birini. Eksikleri olsa da severiz.

Bir de biz sevdiklerimizden sorumluyuz. Sevdiğimiz şeylerin kredisi bize yazar yani, bizi sevenlerin değil. Bu nedenle de neyi sevdiğimize daha çok dikkat etmeliyiz. Sevdiğimiz şeyler, hayatımıza çektiğimiz şeylerdir, kendimizi beslediğimiz şeylerdir. Bize iyi gelmeyen şeyleri seviyorsak, bunları da fark etmemiz yararımıza olacaktır. Sevdiğimiz şeyi neden sevdiğimize bakmalıyız önce. Karşılık alma peşinde, onaylanma peşinde, kendi değerimizi kanıtlama peşinde mi koşuyoruz ya da sevdiğimiz kişiyi sevmenin bizi daha havalı ya da popüler yapacağını mı sanıyoruz ya da bize öyle öğretildiği için seviyor olabilir miyiz bir şeyleri?

Bu soruları sormak, bizi sevmesine gerçekten ihtiyacımız olan tek kişiyle yakınlaştıracak bizi, kendimizle. Kendimizi iyi anlamanın peşine düşmeliyiz önce, kendimizle kurduğumuz ilişkinin nasıl olduğuna bakmalı, kendimize karşı şefkatli olmalıyız. Zaten kendimizi seviyorsak, artık sevgiden yana zenginiz demektir. İşte o zaman, başka biriyle de karşılık beklemeden paylaşabiliriz sevgimizi. Paylaştığımız sevgi de çoğalır ve bize döner gelir zaten. Hem zaten sevildiğimiz kadar değil, sevdiğimiz kadarız. Böyle demişken, Yaşar Kemal’in sevdiğim bir sözünü anımsadım: “İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.

İlginizi çekebilir: Olumlu bir zihniyete sahip olmak, duyguları yok saymak değildir

Ceyda Tepret: İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümü mezunudur. Koç Üniversitesi’nde MBA eğitimi alıp, Madrid’deki IE Business School’da International MBA programında eğitimini tamamlamıştır. Pazarlama alanında bir kariyer tercih etmiştir ve bu alandaki çalışmalarına devam etmektedir. İnsan davranışları ve psikolojiye duyduğu ilgi onu koçluk eğitimi almaya yöneltmiştir. ICF sertifikalı profesyonel bir koç olarak, danışanlarına kendi yolculuklarında destek vermektedir. Pazarlama profesyoneli kimliğiyle marka hikayelerinin, profesyonel koç kimliğiyle de insan hikayelerinin peşindedir.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale