Sevginin gücü, güce olan sevgiye üstün geldiğinde

Sevginin gücü, güce olan sevgiye üstün geldiğinde, dünya barışı tanıyacak.” Jimi Hendrix

Bir kez daha, bir müzisyenin alıntısından etkilenerek sorgulamaya başladım. Bence, bizi yöneten politikacıların konuşmalarındansa, sanatçıların yazdıklarına daha sık kulak vermeliyiz.

Karışıklık, manipülasyon ve umutsuzluk ortamında, “güç” ve “sevgi” kelimelerini, her geçen gün daha da fazla duymaya başladık. Bu kelimelerin olmadık yerlerde kullanımından o kadar rahatsız olmuş durumdayım ki, bazen duymaya ve hatta telaffuz etmeye dayanamıyorum.

sevgi_standart
Sevginin gücü, güce olan sevgiye üstün geldiğinde, dünya barışı tanıyacak.

Bazı insanlar ya da reklam kampanyaları, herhangi bir şeyi vurgulamak istediklerinde, kasıtlı olarak “sevgi” ve “güç” kelimelerini kullanıyorlar.

Nitekim, bu kelimeleri o kadar çok konuşmada duyuyor ve o kadar çok gazete, dergi köşesinde görüyoruz ki, gerçek anlamlarını ve etkilerini yitirmeye başladılar. Güç ve sevgi gibi iki değerli, kuvvetli kelimenin, yanlış kullanımları yüzünden sıradan hale gelmesine üzülüyorum.

Bu iki kelime etkisini nasıl bu denli kaybetti ki, şu an gerçek anlamlarıyla kullandığımızda bile kulağa zayıf ve sığ geliyorlar? Bunun sebebi sözcük dağarcığının yetersizliği mi, yoksa ilgisizlik mi? Gereğinden fazla kullanıldıkları için, artık derin anlamlarını ve değerlerini mi yitirdiler?

Dondurmamızı da SEVERİZ, çocuğumuzu da… Bu durumda “zavallı çocuk” mu, yoksa “şanslı dondurma” mı dememiz gerekir? Bir tarafta politikacılar “güç” savaşı içindeyken, diğer yanda bizim “güç yogası” (power yoga) geliştirme ihtiyacına kapılmamız nasıl mümkün olabiliyor? Neyi vurgulamak istiyoruz ki, daha iyi anlaşılabilmek umuduyla, bu kelimeleri gereksiz bir şekilde kullanıyoruz?

sevgi_standart_2
İç dünya ve dış dünya olmak üzere, iki ayrı dünyamız var.

Benim çıkarımım şu… İç dünya ve dış dünya olmak üzere, iki ayrı dünyamız var. Dış dünya, sonuçların, yargıların ve durumların dünyası. İç dünyamız ise duyguların, düşüncelerin, içsel gücümüzün ve sevginin dünyası.

Dış dünyaya tepki vermek yerine, iç dünyamızın tepkilerine uygun yaşarsak, her şey daha kolay, daha basit ve daha saf olur. Bu sayede gerçek iç gücümüzü kullanabileceğimiz gibi, gerçek sevginin de ne demek olduğunu ve nasıl hissettirdiğini yürekten anlayabiliriz.

O zaman, politikacıların “güç” dediği şeyin egolarını besleyecek bir silah olduğunu ve reklam panolarında yazan “Sizi seviyoruz.” sloganlarının ne kadar boş ve iki yüzlü olduklarını görebiliriz.

İç dünyamız, kendimizden başka bir şey olmadığımız yerdir. Aslında hepimiz saf “sevgi”yiz ve inanılmaz bir içsel “güç” sahibiyiz. Özümüze ve hayattaki amacımıza odaklandığımız zaman, sevgi ve güç kavramlarını bir araya getirerek içselleştirebiliriz. Biz bu kavramlar ile, bu kavramlar sayesinde doğduk.

“Peki, burada huzurun yeri neresi?” diye sorabilirsiniz. Huzur, sürekli devam eden iç ve dış dünya çatışmasına bir son verdiğimiz yerde ortaya çıkar. İç dünyamıza, dış dünyamızdakilere göre tepki vermekten vazgeçtiğimizde başlar. Güç ve sevgi olduğumuza, sevginin gücünün anlayabileceğimizin ötesinde olduğuna inandığımızda bulunur.

sevgi_standart_3
Güce ihtiyacımız yok, çünkü güç biziz. Sevgiye ihtiyacımız yok, çünkü sevgi biziz.

O halde güce ihtiyacımız yok, çünkü güç biziz. Sevgiye ihtiyacımız yok, çünkü sevgi biziz. Bunları dışarıda aramamızın bir manası yok, çünkü ikisi de burada ve şu andalar.

Sevginin gücüne sahipken, gücü nasıl sevebiliriz?

Güç sevgisi, huzuru engelleyen, bitmek bilmeyen bir arayış. Sevginin, yagâne insan bilincini aşan duygu olduğuna inanırsak, o zaman huzuru bulabiliriz.

Korkunun yüceltildiği, hepimize sevgisiz ve güçsüz olduğumuzun dayatıldığı bir dünyada, huzur bulmak ve sorunlarımızla baş etmek için çözümü dışarıda arıyoruz. Bu noktada sizinle bir bilgi paylaşmak ve yazımı sonlandırmak istiyorum.

Ekonomist Jeffrey Sachs’s göre, 100 milyar dolar ( Amerika’nın yıllık askeri savunma bütçesinin 7’de 1’i) 10 yıl içinde dünyadaki sefaleti bitirebilir.

Bu bilginin üzerine meditasyon yaparak biraz düşünelim ve tüm şüphesi olanları bu bilgilerle aydınlatabilmek için, sevginin gücünü kullanalım.

MindBody Goes Blogging w Stephanie Sayegh Blogger
Öğrencilerimin içsel yolculuklarında ve fiziksel eğitimlerinde bir rehber, Fransız Yoga, Pilates ve Pranayama eğitmeni ve aynı zamanda MindBody Festival Istanbul’un kurucusuyum. Sınıflarımı edindiğim hayat ... Devam