X

İlk aşkın bir başkası, son aşkın ise kendin olacaksın

Sizi tanımıyorum ancak ortak bir noktamız var.

İkimizin de kalbi kırıldı, hem de birçok kez.

Orta okulun tahta sıralarında, ilk kez birine tutunduğumuzda, harika geçeceğini düşündüğümüz o seyahate çıkmadan önce ve ikinci baharı yaşadığımızı sandığımız sancılı boşanma sonrasında…

Hepimizin kalbi kırıldı, hem de birçok kez.

İlk kez aşk acısı çektiğim günü hatırlıyorum, kendimi nesli tükenmiş bir dinozor gibi hissetmiştim. Bir daha asla ayağa kalkamayacağıma emindim. Sanırım bunun için fazla erken konuşmuşum, şimdilerde daha 10’a kadar saymadan ayağa kalkabiliyorum. Ancak hepimizin bildiği gibi, ilk sol kroşesinde yabancı bir ıstırap gibi gelir o ilk aşk acısı. Ne yapacağını bilemezsin, lisanını bilmediğin bir ülkede yapayalnız kalmış gibisindir. Sonrakiler daha artçı deprem şeklinde hissedilir, tecrübeye dayalı olarak üzülürsün ancak umutsuzluğa kapılmazsın. Kapılmamalısın da!

İlk aşk acımdan sonra, zaferin benim olduğunu yeniden sevdiğim zaman anlamıştım, hem de daha çok ve çok daha fazla sevmeyi başarabildiğim zaman.

Yıllar geçtikçe daha güçlü olmamın nedeni daha az sevmem değildi. Yıllar geçtikçe daha güçlü olmamın nedeni kendimi daha fazla sevmemdi.

Kendimi daha fazla sevdikçe daha çok anlamaya başladım. Ve bu akabinde daha doğru insanları hayatıma çekmeme neden oldu. Terk edişlerim ve edilişlerim arasında hayattan parçalar koparmayı öğrendim. Örneğin bir işimin olmasının kendimi nazikçe ifade ediş biçimim olduğunu gördüm, bu hissi sevdim, ona sahip çıktım. Daha sonra saçlarımı kestirmenin bana ne çok yakıştığını, sanatın ne denli mucizevi olduğunu, aslında iyi davranılmayı hak eden iyi davranışlar gösteren bir birey olduğumu ve hayatta “kendime” sahip olduğum sürece asla “yalnız” kalmayacağımı öğrendim.

Yol bazen engebeliydi elbet, bazense münhal ve sessiz.

O zamanlarda ise zamana güvenmeyi öğrendim. Hayatın Bekoji kasabasından çıkan ünlü atletler gibi hızlı olmadığını, bazen, bazı şeylerin iyileşmesi, yenilenmesi ve yeşillenmesi için zamana ihtiyacım olduğunu anladım. Bu beni rahatlattı. Artık korkularımın “artık bir dahaki sefer olmayacak” blöfleri sönmüş kalbimin üzerinde fazla gezinemiyordu.

Kısacası ağlamasıyla da gülmesiyle de güçlenmesiyle de sevdim bu yolu. Düşe kalka 4 tekerlekten 2 tekerlekli bisiklete binmeyi öğrenmiştim. Hala da büyük bir hevesle öğrenmeye devam ediyorum. Sanmayın ki hayatınızdan çıkan insanlar sizden bir şeyler koparıp gidiyorlar. Aksine, açtıkları her boşluktan kendinize bakabiliyorsunuz. Sizi çevirdiği her canavarı birer prense dönüştürüyorsunuz. Sevdikçe sevilmeyi öğreniyor, ve Cemal Süreya’nın kahvaltıyı anlattığı gibi, siz de üzüntülerinizin mutlulukla bir alakası olduğunu anlıyorsunuz. Ve günler geçtikçe Meryl Streep’in Altın Küre’deki cesur konuşmasında dediği gibi kırık kalbinizi alıyor ve onu yaşama sanatına dönüştürüyorsunuz.

Bu nedenle bu sevgililer gününde, ya da hayattaki her günde, sevgiliniz, eşiniz, partneriniz olsa da olmasa da ilk aşkınızın değil ancak son aşkınızın kendiniz olacağınızı asla unutmayın.

Bu sevgi, sizi özgürleştirecektir…

Ceylin Atay: Ben babanesinin mutfağında serçe parmaktan ince sarma dolmalarla büyümüş, ananesinin patavatsızlığına, annesinin de kitap kurduluğuna hayran olan bir kızım. 31 Aralık’da doğmuş biri olarak yılbaşlarında "bak çocuğum senin doğum gününü tüm dünya kutluyor" diye kandırılarak bu yaşlara geldim. Fransızca eğitim aldıktan sonra “yok yarrabbi ben bu dilde üniversite müniversite okuyamam” diyip Amerika'ya kavimler gibi göçtüm. Gidiş o gidiş, dönmem 5 senemi aldı, 4 sene iletişim ve sosyoloji okudum. Daha sonra 1 sene yemek eğitimi alarak oradaki restoranlarda bilahare çalıştım. Döndüğümde elimde sadece 1 adet bavulum ve 25 koli yemek alet edevatım vardı. Buraya geldikten sonra şirketlere eğitimler düzenledim, firmalar için marka danışmanlığı yaptım akabinde de Burger Project’i açtık. Sonrasında, menü danışmanlığı, yemek editörlüğü, köşe yazarlığı derken değiştim ve geliştim... Tüm bu kısa zamana konsantre olmuş iş hayatımı bir başka yöne daha adayarak "Motivasyon Konuşmacısı" olmaya niyet ettim. Umarım kendinizle ve hayatınızla ilgili "gaza gelmek" istediğiniz her an, ağzınıza bir kaşık motivasyon çalabilir ve asıl gücünüzü size hatırlatabilirim. Sağlıcakla kalın.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale