X

Sevgi, zaman ve ölüm: “Collateral Beauty” filminin ardından hayata dair

Bir filmi izlediğimde beni genel olarak en çok etkileyen şey filmdeki samimiyettir. Yani hayata dair olmak, hayatın içinden olmak, olasılıklı olmak ve belki o güne kadar hiç farkında olmadığım bir bakış açısı ile kavramlara bakabilmiş olmasıdır. İşte izlemeyi heyecanla beklediğim sevgili Will Smith’in son filmi Collateral Beauty (Türkçeye Gizli Güzellik olarak çevrildi) tam olarak böyle bir film oldu.

Collateral Beauty

Peki bu filmi ve içeriğini bir yazıya konu olabilecek kadar özel kılan neydi? Bunu şimdi, ister filmi izlemiş olun, isterseniz henüz izlememiş olun birlikte sorgulayalım hep birlikte ve cevabını bulalım istiyorum. Beni bu noktaya getiren, bugün bu saatte burada bu kelimeleri yazdıran şey nedir?

Collateral Beauty filmi hakkında

Hikayemiz şöyle; Will Smith 6 yaşındaki kızını çok nadir bir hastalıktan dolayı kaybediyor ve bu kayıp onun hayatındaki muhteşem girişimcilik ve yaratıcılık çalışmalarında son nokta oluyor. İşini, hayatını ve hatta evliliğini bırakıyor. Buna çok üzülen üç yakın arkadaşı nasıl zaman geçirdiğini anlamak üzere bir gizli dedektif tutuyorlar ve dedektif ilk olarak çok değişik bir durumu onlara gösteriyor.

Will Smith karakteri gerçekte olmayan yani “soyut” kabul ettiğimiz kavramlara 3 mektup yazıyor ve evet mektupları tam olarak bir kişiye veya adrese değil fakat bu soyut kavramlara gönderiyor. Bunlar sevgi, zaman ve ölüm. Her birinden aslında kızı ile ilgili olarak hesap soruyor ve onlara içindeki öfkeyi anlatıyor bu mektuplarda. Bunu öğrenen arkadaşları ise onu bu kavramlar ile buluşturmak üzere (onun gerçekliğini hayata yansıtabilmek üzere) tiyatro oyuncusu sandıkları (ki filmin sonunda anlıyoruz aslında tam olarak bu kavramların insan haline bürünmüş şekillerini) Will Smith’in karşısına çıkartıyorlar.

Mektuplara cevap alan karakter, içinde kalmış tüm acıları dışarıya döküyor sevgiyle, zamanla ve ölümle yüzleştiğinde ve onlardan aldığı cevaplar ile aslında filmde sadece Will Smith için değil diğer karakterler için de birçok farklı “farkındalık” yaşanıyor. Yani sonuçta gizli güzellik dediğimiz, her şeyin birbirine bağlı olduğu, sebep sonuç olduğu, her daim ikinci bir şansın olabileceği ve aslında biz ne yaparsak yapalım bir insanın hayat yoluna “müdahale edebilme” hakkımızın olmadığı… Aslında tüm düzenin muhteşem ve muazzam bir güzellikte seyretmekte olduğu.

Collateral Beauty

Peki şimdi gelelim bu güzel anlatımın can alıcı noktasına, ben bu yazımda sizlerle (ve belki bu yazımızı bitirdiğimizde sizler birer kalem kağıt alacaksınız) evet bugün şu anda sevgi, zaman ve ölüme birer mektup yazmak istiyorum. Bu mektuplar uzun olmayacak sadece hepimizin yaşadıklarını, belki sizlerin de dile getirmek istediklerinizi, ben burada dile getireceğim. Bu 3 kavram aslında hayatımızın temelini oluşturuyor ve biz onları nasıl “konumlandırdığımızı”, onlara nasıl yaklaştığımızı, onların bizler için ne denli önemli olduklarını unutabiliyoruz.

Örneğin sevgi, hayatımızda tezahür eden ihaneti yaşadığımızda sevgiyi sorguluyoruz, gerçekliğini, samimiyetini, derinliğini, sınırlarını ve hissedilebilirliğini… Şunu düşünüyoruz; ‘nasıl bir insan böyle bir şey yapabilir?’… Mümkünlüğünü, değerliliğini sorguluyoruz. İşte o anda sevgi bir suçlu gibi gelip karşımıza oturuyor onu yargılıyoruz, çünkü aynı sevgi “diğerine duyulan” da oluyor. Kök aynı oluyor, bizim sevgimiz bir diğerinden “daha üstün” diye diretebiliyoruz…

Örneğin zaman, yıllar geçiyor istediklerimize bir türlü “fırsat” çıkmıyor değil mi? Her yıl erteliyoruz o güzelim tatil planlarımızı, hep bir hafta sonra yaparımlar, görüşürüzler, sonra ararımlar… Ne oluyor yaşlanınca nasıl geçti o yıllar diyoruz değil mi? Peki zaman bize çıkıp hiç hesap soruyor mu, sen bunca yılı ne ile harcadın, nasıl geçirdin, sana verdiğim yetmiş yılı dolu dolu yaşadın mı yoksa “bolca” bulduğun zamanı nasıl olsa benim diye geçici işlerle mi doldurdun?

Örneğin ölüm, hiç beklemiyoruz değil mi ve hatta “yaşlılara” veya ancak yaşlandığımız zaman gelebilecek bir tehlike olarak atfediyoruz… Peki bunun bir kuralı var mı, yarın öldüğümüzde bugün için çabaladık mı bunu düşünüyor muyuz, bu dünyaya bir değer bırakabildik mi birini güldürebildik mi örneğin kendimizden başka? Ölümden korkuyoruz sonra sanki korkunca gelmeyecekmiş gibi, geliyor hem de aynı ihtişamıyla…

Gelin bugün sizin için de yepyeni bir sayfa açalım, hep birlikte yazalım; sevgi, zaman ve ölüm… Hep birlikte kana kana içimizdekileri yazalım, biriktirdiklerimiz var ise, soracak hesabımız var ise, ‘ondan alma benden al’ dediklerimiz var ise, pişmanlıklarımız var ise, bize unutturamadıkları var ise… O kadar kolay değil diyeceksiniz belki koskocaman “ölüme” mektup yazacağız sonuçta; ama samimiyetle kalbinizi açın istiyorum, korkularınızı, düşmanlıklarınızı ve beklentilerinizi öylece yazıverin… Belki bir gün gerçekten karşınıza çıkar ve size bir de kendi açısından cevap verir…

Collateral Beauty

İşte ben yazıyorum, kendim için, kendi adıma, bugün ben olan Pınar’ın kalbinden sevgiye, zamana ve ölüme…

Sevgi; hayatımda gerçekliğini, neden benimle olmadığını, seni nasıl bulabileceğimi sorguladığım zamanlar oldu. Fakat bugün biliyorum ki sen sadece şekil değiştirdin, bazen “acı” oldun kalbim küle döndü, bazen “özlem” oldun çok istedim ama gitme diyemedim ve bazen de “aşk” oldun ben rüzgara karıştım… Her ne olursa olsun, bugün hayatımdaki tezahürün, muhteşem akışın ve her sabah uyandığımda bana verdiğin “şükretme” gücü için sana teşekkür ederim…

Zaman; bazen senden çok korkuyorum, hala bir aile kuramamış olmaktan, anne olamayacak olmaktan, dünyada görmek istediğim onlarca güzel yere gidemeyecek olmaktan ve evet bazen hayatımda o kimsenin bulamazsın dediği muhteşem gerçek aşkı bulamamaktan, korkuyorum. Seninle hiç çatışmadık bugüne kadar, ama bugün gözlerimin altında birkaç çizgi yok değil… Yine de zaman bugüne kadar bana aktığın, bana anlattığın, benimle “yaş” aldığın için seni seviyorum, bana verdiğin “şu an ölebilirim” diyebilme cesareti ve yaşanmışlığı için sana minnettarım…

Ölüm; geride ne kalır diye düşündüğümde sadece yazdığım kelimelere aşık olduğumu görüyorum. Bir de tabii ki o hiç unutmayacağım bazı anlar, seninle öpüşmek gibi olan tam nefes nefese geldiğimiz! Ama yine de yaşadım diyebilirim, aşkı da, acıyı da, heyecanı da, macerayı da, ihaneti de ve samimiyeti de. Daha çok var yaşayacaklarım elbet ama yine de korkulacak bir şey yok dediğini duyar gibiyim. Hep söylediğim ‘yaşayıp göreceğiz’ sözü sana gelsin ölüm; öldüğümüzde göreceğiz…

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale