X
    Kategoriler: EXPLORE UP

Sevdim mi tam severim: Argos in Cappadocia

Manzaramız

Ayıptır söylemesi bunca yer gezdim, dolaştım, geze geze buraları dolaştım da, ne bir şehre bu denli aşık oldum, ne de bir otele. Ta ki bundan üç hafta önce Kapadokya’da rüya gibi bir hafta sonu geçirene kadar! Bu rüya sadece Kapadokya’nın benzersiz ruhundan değil, aynı zamanda efsane otel Argos in Cappadocia’daki  muhteşem deneyimimden de kaynaklanıyor. Şimdi sizlere ödüllerden ödüllere koşan, tarihle lüksü aynı potada eriten, kalitede tavan, mimaride dalyan, hizmette sınır tanımayan bir otelden bahsedeceğim. Ömrümde ilk defa beni bir odaya aşık etmeyi başaran; Argos in Cappadocia.

 

Anlatmalara doyamayacağım, gidip de dönemeyeceğim, “Artık benim evim burasıdır” dedirten bu hem bohem, hem lüks, hem tarihten seslenen, bir o kadar modern dokunuşlarla kalbimde taht kuran, efsane otel Argos in Cappadocia’nın tarihine yelken açalım.

 

Odamız – Günaydın Argos

Kapadokya’nın akıl almayan oluşumlarının göbeğinde, Uçhisar Köyü’nde, Güvercinlik Vadisi’ne nazır Argos in Cappadocia’da konaklamak bir şeref, bir onurdur diyebilirim. Tarihi atmosferi özenle koruyarak, yerel mimari geleneklerle taş yontma, marangozluk ve demir işleme teknikleriyle sürdürülen restorasyon çalışmaları sonucunda bana göre Dünya Harikalarından biri olan bu eşi benzeri olmayan otel çıkmış meydana. Bütün restorasyonun danışmanlığını da Ağa Han ödüllü, ustaların ustası Turgut Cansever’in yapmış olması otele ayrı bir değer katmış tabii.

Bir odaya aşık olmak!

 

Otel deyip geçmemeli, altında yatan cevherleri bilmeli, bilmeyene de öğretmeli! Argos in Cappadocia; Bezirhane adını verdikleri binlerce yıllık bir manastır yerleşkesi, buna bağlı mağaralar, yer altı tünelleri ve tarihi evlerden oluşan kalıntıların restore edilmesiyle hayat buluyor. Bünyesinde bulunan 42 oda ve suitin neredeyse hepsinin kendine özel teras, bahçe ya da avlusu var. Toplam 5 konaktan oluşan bu muazzam oteli daha da muazzam yapan, havuzlu odaları! İşte hayatımda ilk defa bir odaya aşık olmam da tam burada devreye giriyor. “Bir insan nasıl olur da bir odaya aşık olur yahu!” demeyin, çünkü oluyormuş. Girişinde şezlonglar bulunan terasından odaya girdiğim anda yüzüme çarpan sıcak havuz havasıyla birlikte ilk görüşte aşka inanmış oluyorum. Aman Allah’ım kocaman bir televizyon koltuğu, pencereden baktığınızda inanılmaz bir manzara, mini mutfağı da geçtikten sonra asma katta yatağa doğru ilerleyip, merdivenlerden aşağı kendimi yuvarlamak istiyorum. Belki yuvarlanırsam ayılıp, rüyada olmadığımı, bu odanın bir gerçek olduğunu anlayabilirim diye düşünüyorum! Beni bu odaya hapsedin, bir tas çorba, bir de içme suyu verin, bin yıl yaşarım dersem çok da abartmış olmam. O denli yani. Daha fazla anlattırmayın, gidin, görün, aşık olun, “Aşık oluyorum eyvah, yerimde duramıyorum” şarkısını söyleye söyleye geri dönemeyin!

Seki’nin terasında huzur

Seki Seki buraları dolaşıyorum…

 

Seki

Bir tesis ki yalnızca lounge değil, aynı zamanda bir restoran, alt katlarında şarap mahzeni barındıran bir oluşum! Hayatımda yediğim en güzel Kayseri Mantısı, petek balı, kaymağı, organik domates, salatalığı ve daha neler neleriyle eşsiz bir kahvaltı, zengin menüsüyle öğle- akşam yemeklerine adını altın harflerle yazdıran otel restoranı Seki’de bir şeyler yemeden dönenler gözüme görünmemeli! Uyarmadı demeyin. Anlatılmaz, yaşanır manzarası, leziz yemekleri, kendi imalatları Turasan Kalecik Karası şaraplarıyla, kendinizi evinizin salonunda hissedeceğiniz Seki’de göreceğiniz sıcak ve kusursuz hizmetten sonra başka bir restorana gidebilir misiniz bilmiyorum. Ben gittiğim yerleri sahiplenmeyi, kendimi ayrıcalıklı hissetmeyi severim. Ama daha önceden hiçbir yerde bu kadar içten hissetmemiştim bu duyguyu. Sanki orası benim evimmiş, isteyeceğim en saçma şeyi, en olmayacak saatte söyleyebilirmişim gibi hissettiren bir otel- restoran.

Efsane şarap mahzeni
En güzel kırmızı şaraplar

Farkımız; tarzımız!

İlk attığı adımda insanın içine huzur veren, inanılmaz yapısı ve eşsiz manzarasıyla büyüleyen, tarihi ruhundan hiçbir şey kaybetmeden lüksü yaşatabilen Argos in Cappadocia; sadece mimarisiyle değil eşsiz hizmet anlayışıyla da büyülediği için fark yaratıyor. Bu farkı iliklerime kadar hissetmemde otelin sahibi Gökşin Ilıcalı’nın her detaya önem vermesi, Seki’de çalan müziklere bile kendi karar vermesi, otelde bir sandalyenin yeri değişse bile fark edecek kadar her şeye hakim olması büyük bir etkendir.  Benim için Kapadokya’nın en güzel oteli olmasının diğer etkenleri de; müşteri ilişkilerinden, genel müdürüne, resepsiyonistinden, garsonuna herkesin kibarlıkta son noktada bulunması, tüm samimiyetleriyle insana kendilerini evlerinde hissettirmeleri! Ben kibar insanı Nevşehir’de tanıdım efendim. Ömrümde bu kadar kibar, iyi niyetli, sıcakkanlı, orijinal karakteri bir arada görmedim. Burası gerçekten benim yaşamam gereken yer. Gün gelir de Kapadokya’ya yerleşirsem şaşırmayın. Bana bu duyguları hissettiren, tatilime yıldız katan, tadını damağımda bırakan, bakış açımı değiştiren, huzura erdiren Argos ailesine teşekkürü bir borç bilir, bundan sonra başlarına fena ekşiyeceğimi söylemek isterim!

 

Bezirhane

Önemli Detaylar:

Tatlı köpeğimiz Badem’le oteli keşfediyoruz
  • Kendinizi evinizde hissedeceksiniz dediysem her şeyiyle doğrudur. Otelin sevimli köpeği Badem’i bir evladınız belleyecek, vadi yürüyüşüne bile onsuz çıkmak istemeyeceksiniz! Badem’in kapıyı kendi kendine açma özelliğini de söylemeden edemeyeceğim.
  • Manastır kilisesi Bezirhane’de düzenlenen düğün, nişan, konser ve daha bir sürü şey organizasyonları aklınızın bir köşesine yazın. “Lazım değil, ben organizasyon sevmem, seveni de sevmem.” deseniz bile burayı gördükten sonra fikrinizin değişeceğine and içerim!
  • Otel çalışanlarının kibarlığı karşısında ezilip, kendinizi bir İstanbul beyefendisi, hanımefendisi zannettiğiniz için kendinizden utanmanız mümkündür. Demedi demeyin.
  • Otelde 24 saat ücretsiz internet olduğunu hatırlatır, bütün turistik atraksiyon ve matraksiyonlarınızı otelden rica ederek ayarlayabilmenin keyfini çıkarabileceğinizi de belirtirim. Sırtınızı yaslayın Argos’un değerli çalışanlarına, keyfinize bakın!
Argos’ta huzurun resmi

Yazarın tüm yazıları için tıklayın.

Irmak Yazım: Irmak Yazım // 1987’de İstanbul’da doğdum ama kendimi Rio’da veya Havana’da doğmuş gibi hisseden değişik bir canlıyım. Rio’nun Irmak demek olduğunu hesaba katarsak çok da garip gelmemeye başlıyor bir yerden sonra. Kapı gıcırtısına oynarım, gülmeyi, spor yapmayı, yemek yemeyi, insanları, hayvanları, kitapları, filmleri ve daha bir sürü şeyleri çok severim. Bir daha mı geleceğiz dünyaya bakış açısından yola çıkarak dünyayı gezmeyi kendime bir borç bildim. Hayatta kendimi en mutlu hissettiğim anların gezilerimi anlatırken olduğunu anlamamla birlikte bu mutluluğu sizlerle de paylaşmak istedim…

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale