Yeni jenerasyon olarak geleceğe dair, ilişkilerimizden iş hayatımıza, belirsizliklerden gündelik yaşantımıza kadar gün içinde kafamızdaki pek çok soruyu cevaplandırmaya, doğru yolu bulmaya çalışıyoruz.
Rekabet her alanda var ve korkutucu düzeyde. Üniversiteden mezun olduktan sonra “ben ne yapacağım kaygısı” çoğu genci yiyip bitiren bir soru. Sorumluluk almaya hazır olmak, iş yaşamına adapte olmaya uğraşmak ve en önemlisi “sevdiğimiz bir işi nasıl bulacağız”ı aramak en zoru ve bana sorarsanız yaşanması gereken bir süreç.
Hayatta bir yere varabilmek kolay ve hemen olacak bir şey değil, bu yüzden bazen sevmediğimiz dönemlerden geçmek zorundayız. Bu noktada pek çok soruyla karşı karşıyayızdır ve cevapları kendimiz bulamayabiliriz. Farklı alanları deneyerek, farklı yaştan insanlarla konuşarak ve tecrübeleri dinleyerek en azından bir başlangıç yapılabilir.
İlgili yazı: İş hayatında başarı için kalıpların dışına çıkmanıza sağlayacak öneriler İş hayatında başarı için kalıpların dışına çıkmanıza sağlayacak öneriler
Kendimize doğru soruları sorabilmeliyiz
Sevmediğin bir alanda, sadece bir işte çalışmak için bir işe başlamak, vereceğimiz hatalı bir karar olacaktır. Günümüzdeki iş modelleri ve çalışma koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda beklemediğimiz fırsatlar ve yollar bulunabilir. Bu nedenle kaygıya kapılmadan ve kendimize zaman tanıyarak arayışlarımızı sürdürmemiz gerekir. Sevdiğimiz bir işi bulmak her zaman kolay olmayabilir ama sevdiğimiz bir alan elbet vardır. Bunu bilmek ve bunu fark edebilmek en gerekli adım. Kendimize doğru soruları sormak ve bu sorulara gerçekçi bir cevap vermek doğru yolu yaratabilmemiz için en önemli nokta. Bunu düşünebilmek için ise kendimize bir süre tanımamız gerekiyor. Hiçbir şeye geç kalmıyoruz ve bu yüzden hiçbir şey için “acele etmeye” gerek yok.
İstemediğiniz veya sizin için uygun olmayan bir bölüm okumuş olabilirsiniz ama bunu dert etmek yerine yeni alanlarda kendinize yeni bir yol çizmek için sevdiğiniz konularda eğitim alabilir veya bu alanlardaki staj imkanlarından yararlanabilirsiniz. Sadece kaygıya düşmeyin yeter.
Bu konuda benim çok sevdiğim bir Ted Talk var. Başarı, yaratıcılık ve girişimcilik konularında makale okuyan ve bu konulardaki konuşmaları dinlemeye çalışan biri olarak, uzun yıllardır çalıştığı işten ayrılıp bir kaç sene “sefil” olarak yaşadıktan sonra “doğru iş nasıl bulunur”un cevabını aramaya girişen ve bunu insanlarla paylaşan Scott Dinsmore’ın konuşması bana iyi bir rehber oldu.
Hayatın karmaşası içinde bazen labirentteymiş gibi hissederiz. Ben şahsen bu hissi pek çok kez yaşadım. İnsanları dinlemek, hikayelere odaklanmak ve bunlar doğrultusunda olayların farklı taraflarına bakmak benim için çıkış noktasına yaklaştıran hamleler oldu. Bu konuşmanın bu konuda zorluk çeken pek çok insana ilham olacağını düşünüyorum: