X

Sessiz bir oda: Kabullenmek

Okuduğum bir kitapta şöyle diyordu: “Kabullenmek, küçük ve sessiz bir odaya benzer. Orada bir karşılama ya da kutlama komitesi yoktur. Sadece sen ve sessizlik. Ve hayatında yeni bir sayfa açtığını anlarsın.” Kabullenmek konusunda duyduğum en doğru tanımlardan biri olabilir. Özellikle son yıllarıma bakıp, yaşadığım herhangi bir şeyi nasıl kabul edip yoluma devam ettim diye sorduğumda, zihnimde canlanan ilk şey; sessizlik. 

Kabullenmek, hayatımda en zorlandığım ama uyguladıktan sonra gerçekten yola devam edebildiğimi hissettiğim bir süreç benim için. Ben kabul etmeyi, verdiğim tüm sesli/sessiz savaşların, kendimi anlatma çabalarının ve daha nicesinin maratonun bitiş çizgisine ulaştığını gördüğüm an olarak tanımlıyorum. Hepsi yarışı farklı derecelerle bitirmiş, Ecehan’ın farklı versiyonlarından oluşan koşucular adeta. Bitiş çizgisi sonrasında da aynı okuduğum kitaptaki yazarın betimlediği gibi, hepsiyle sessiz ve sakin bir odada oturup birer birer vedalaşıyor ve kendimle baş başa süreci sonlandırıp, kabullenme evresine geçiyorum.

Geçmiş yıllarda sözde “Kabullendim, tamam ben okeyim.”, dediğim birçok kez nasıl da içten içe kabullenemediğimden bahsedeyim biraz da. Bahsedeyim ki asla yalnız olmadığınızı bir kere daha size hatırlatayım. Mesela anladım ki kabullenme sürecine giremediğim çoğu zaman içimdeki kırgınlığın da etkisiyle ayarlıyorum isyan modumu en üst seviyeye, tutabilene aşk olsun. Neden öyle oldu? Bana nasıl bunu yapar? Soruları havada uçuşuyor. Ee en kolayı kurban psikolojisinde kalmak değil miydi zaten? Ya da ısrarla bir şeyler anlatma çabam, o sonsuz çırpınışlarım. Olur ya belki inanırlar bana, belki ikna edebilirim onları. Hem olduramadığım şeyleri oldurabilirsem başarılı da hissederim, fena mı? Yaşadığım şeyi inkar edersem bir süre, belki kendi kendine yok olur diye inandım kimi zaman da. Yani sözde kabullendim dediğim hemen hemen hiçbir şeyi kendi içimde bir yerlere sığdıramadığımı, kabullenme noktasından çok uzakta olduğumu fark ettim. Belki de hiç hazır değildim, mücadele etmeye hala gücüm vardı. 

Son birkaç yıla baktığımda yaşadığım herhangi bir olayı, hissettiğim bir duyguyu kabullenebilmek için önce gerçekten buna hazır olmam gerekiyormuş, bunu öğrendim. Hazır hissettiğimde ise kabul etmeye razı olmak diye bir şey varmış. İşte o zaman yavaş yavaş kabullenmeye niyet ettiğim her ne varsa, arkasındaki gerçek hislerimi keşfetmeye başladım. Sakinliğin de vermiş olduğu yetkiye dayanarak farkında bile olmadan bu yola çoktan girdiğimi ve bazı şeyleri arkamda bırakmaya başladığımı hissettim.

Kabul etmek, bir şeylerden vazgeçmek demek, bu yüzden korkutucu bir yanı da var, kabul. Kabullenmek demek, bir veda demek. Bir duyguya, bir kişiye, bir yere, belki de o ana kadar olduğun kendine… Ama hiç ummadığın bir anda sessiz bir şekilde gerçekleşir, belki bir sabah uyandığında yüzüne yıkarken, belki de durakta otobüs beklerken. Sonra hafif bir gülümseme yerleşir yüzüne, işte o zaman yeni bir sayfa açtığını anlarsın, aynı kitapta söylediği gibi.

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: “Yazılmamış”: Bugün, kitabının başladığı yer

Ecehan Kaylan: 1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın bana getirdiği değişimlerin, tecrübelerin ve terapi sürecimin de etkisiyle kendimi tanıma yolculuğum başladı. Evet, kendini tanımak konusunda biraz geç kalmış gibiydim ama belki de tam zamanıydı. Görünen toplumsal kimliğimin yanında özellikle son birkaç yıldır gördüm ki ben kendimi en iyi yazarak ve yazdıklarımı paylaşarak ifade edebiliyorum. Bu şekilde ayrı yollarda aynı duygularla yürüyenlerle bağ kurmaktan da çok keyif alıyorum. Kendinize her gün biraz daha yaklaştığınız yolcuklarınızın olması dileğiyle!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale