Londra’daki Imperial College London’da daha önce benzeri görülmemiş, ilginç bir deneye imza atıldı. Üniversite’deki bilim insanları tarafından geliştirilen ilginç yöntemle herhangi bir cihaza ihtiyaç duymaksızın müzik üretebilmek mümkün. Araştırmacılar bir bilgisayarı gelişi güzel seslerin dinleyenler tarafından beğenilen kısımlarını döngüsel şekilde tekrar ettirecek şekilde programladılar. Analizler sonucunda ortaya çıkan sesler ve ritmlerin modern şarkılara oldukça yakın özelliklerde olduğu keşfedildi.
Sonuçlar müzik trendlerinin nasıl evrimleşerek değiştiğini ve geleneksel müziklerin binlerce yıl değişmeden nasıl dinlenebildiğini açıklar nitelikte.
Çalışmayı gerçekleştiren araştırmacıların teorisine göre dilde, sanatta ve müzikte yaşanan kültürel değişimler, tıpkı canlı varlıklar gibi Darwin’in doğal seçilim mekanizmasına bağlı olarak evrimleşiyor. Araştırmacılar bu kültürel evrimleşmeyi 7000 internet kullanıcısını dahil ettikleri deneysel araştırmalarıyla açıklamaya çalışıyor. Müzik bilinçli ve yaratıcı bir eylemle üretiliyor olmasa da var olabilir mi? Var olabilirse bu ses nasıl bir ses olur? İdeal ses olarak adlandırılan ve herkes tarafından sevilen bir ses var mı?
Araştırmayı yapanlardan biri olan Imperial College of London Evrimsel Biyoloji Bölümü profesörlerinden Armand Leori,
‘’Herkes müziğin müzik dahilerinden gelen bir geleneğin devamı olarak sürdüğünü biliyor. Bach tahtını Beethoven’a bıraktı. Aynı şekilde Beethoven’dan sonra Brahms aynı müzik geleneğiyle kariyerine devam etti. Lennon ve McCartney’nin meşalesi önce Galleghers’a sonra Gallaghers’tan Chris Martin’e taşındı. Fakat müzikte yaşanan evrim sadece bu devir sistemiyle mi sınırlı? Müzikte devam eden trendlerin arkasında dinleyici seçimlerinin nasıl bir etkisinin olduğunu merak ettik ve bunu araştırmayı hedefledik. Birileri bir yerlerden bir şarkı indirdiğinde diğer şarkıları seçmiyor ve burada bir seçilim söz konusu oluyor. Her gün bunun gibi milyonlarca indirme oluyor ve bu milyonlarca sesin seçilimi demek. Nasıl ki dünyanın var oluşundan beri bazı canlı türleri hayatta kalabiliyor, bazıları ise uyum sağlayamayarak tükeniyorsa; müzikte de yapılan seçimlerle süreç içinde böyle bir değişimin yaşanabileceğini düşündük ve bunu bir deney yaparak açıklamaya karar verdik. ’’
DarwinTunes adı verilen bilgisayar algoritması, 8 saniyeden oluşan 100 ses döngüsünü düzenleyebilecek şekilde yaratılmış. Dinleyiciler tek seferde 20 döngü dinleyecek şekilde 5 kez 20 döngülük sesler dinliyorlar ve dinledikleri sesleri 1-5 puan arasındaki bir skalada puanlıyorlar. Sonrasında DarwinTunes algoritması devreye giriyor ve dinleyicilerin puanladıkları en iyi 10 ses döngüsünü seçiyor. Bu 10 ses döngüsü birbiriyle karıştırılarak 20 adet yeni döngü elde ediliyor.
Bu şekilde iyi sesler ve kötü sesler kullanıcıların isteklerine bağlı olarak ayrıştırılıyor. Her bir sürece müziksel evrimin 1 jenerasyonu deniyor. Makalenin yayınlanma aşamasında DarwinTunes 2.153 jenerasyonluk bir evrim geçirmiş durumdaydı. Evrim hala devam ediyor.
Araştırmacılar yeni döngüler oluşturarak müziğin evrim geçirmesine devam ederken, oluşan farklı jenerasyonları da başka katılımcıların değerlendirmesi isteniyor. Dinledikleri ses döngüsünün kaçıncı jenerasyon olduğu bilgisi verilmeyen katılımcılar, daha üst jenerasyondaki sesleri daha fazla puanlandırıyorlar. Bu durum da müziğin zamanla evrimleştiğini ve değişime uğradığını kanıtlar nitelikte.
Araştırmayı yürüten ekipteki diğer profesörlerden biri olan Dr. Bob MacCallum ‘’Geliştirdiğimiz evrimsel müzik algoritmasıyla herhangi biri oldukça kaliteli ve dinlenilebilir müzikler yapabilir ancak biz daha fazla kullanıcıya ulaşarak bu olayın gerçekten Darwin’in doğal seçilim mekanizmasıyla gerçekleştiğini kanıtlamak istiyorduk. Çalışmada büyük emeği olan öğrencilerimiz ve bireylerden gelen katılımlar sonucunda böyle olduğu kanıtlanmış oldu.’’ diyor.
Deneyle ilgili gelişmeleri takip etmek ve DarwinTunes hakkında daha ayrıntılı bilgi alamak için http://darwintunes.org adresini ziyaret edebilirsiniz.