Uzun yorucu bir seneyi daha arkamızda bırakıyoruz,
Ve seneler üzerimizden, yanımızdan geçip giderken yine, yeniden umut ekerek bekliyoruz kapımızdaki yeni seneyi.
Umut, uzun ve yorucu yolların her şeye rağmen en güçlü yakıtı…
Kayıplar verip, yeşerttiğimiz umutlarımız bir çırpıda eziledebiliyor! Bu da yaşamın doğası!
Önemli olan düştükten sonra ayağa kalma cesaretine ne kadar sahip olduğumuzla ilgilidir.
İşte o cesaret, bize her zaman gücün bizde olduğunun en net göstergesidir.
O yüzden modern dünyanın sözde çözümleri, dürüst olmak gerekirse her zaman bana ironik gelmiştir. Her yeni seneye olumlamalar ile girmeye çalışan modern insan, toprağına bakmak yerine solmuş çiçeklerini sulayıp durarak farklı bir şey olmasını bekler.
Oysa yapması gereken, yeni sene için niyetler ederken, arkasına bakıp, toprağın üstüne değil de köküne bakabilmekten gelir.
Arkaya bakamadan ileriye adım atamayız!
Yine kolay bir sene olmadı…
Nasıl geçtik içinden onca şeyin içinden…
Nasıl yürüdük, yürümek bile istemediğimiz anlarda,
Ya da nasıl devam ettik, bittik artık derken.
Nasıl da kaybolduk yürüdüğümüz yoldan.
Nasıl da güvendiğimiz yerlerden darbe alıp yuvarlandık!
Nasıl da kırıldık, nasıl korktuk,
Nasıl sevdik, nasıl koştuk,
Bu 12 ayın içinde çok şey yaşadık!
Geriye dönüp baktığında mutluluktan ya da kalp sızından gözlerine yaşların süzülmediği bir sene ise boş bir sene olmuyor mu?
Dolu dolu hakkını verdik.
Geldik bitirdik işte seneyi!
Neler neler yine sığdırdık…
Her şeye rağmen sığdırdık mutlu küçük anlarımızı!
Gurur duyuyorum bizimle.
Bitmeyen umutlarımızla buradayız!
Kırıldığımız yerden çiçek açıyoruz!
Kendi değerimizi unutmadan hak ettiğimizi yaşadığımız bir sene olur…
Mutlu yıllar…
İlginizi çekebilir: Her yol ayrımı, her karışıklık insanın kendine yeniden ve yeniden bakması için