“Sen ne düşünürsen O’sun”: İrrasyonel inançlarınızın farkına varın
“Dostum sen düşünceden ibaretsin.
Gerisi et ve kemiktir.
Gül düşünürsen gülistan
Diken düşünürsen dikenlik olursun”
Mevlana
Evet, yazımın başlığı için ilham aldığım Mevlana’nın da dediği gibi biz ne düşünürsek oyuz. Peki senin zihninin içi ne alemde? Gün boyunca zihninin içinden kendin, yaşantın ve dünya hakkında ne gibi düşünceler geçiriyorsun? Bazı düşüncelerinin, hayatını olumsuz bir şekilde etkilediğinin farkında mısın?
Kendimiz ve dünya hakkındaki düşüncelerimiz çocukluk dönemimizde hayatımızdaki otorite figürleri tarafından şekillendirilir. Belki ailen seni, şanssız bir aile olduğunuza dair bir inançla yetiştirdi ya da belki senden hayatının her alanında mükemmellik bekledi. Şimdi ailenden duyduklarının sadık bir mirasçısı olarak, küçükken sana söylenilen lafları bu sefer sen kendine söylüyorsun. Hoşuna gitmeyen düşüncelerinle sürekli bir mücadele içindesin. Ve haklı olarak bu durum seni epey yoruyor. Peki bu konu hakkında neler yapabilirsin?
Düşüncelerinle savaşma, onları kabullen
Şimdi ilk başta yazımın başlığıyla çelişkili gibi görünen bir konseptten bahsedeceğim; düşüncelerimizi kabul etmekten. Eğer biz ne düşünürsek oysak, negatif düşüncelerimizle savaşıp onlardan kurtulmaya çalışmamız gerekmez mi? Bu sorunun cevabı koca bir hayır. Senin de başına gelmiştir. Hoşumuza gitmeyen bir düşüncemizden kurtulmaya çalıştıkça, o düşünce iyice güçlenir ve kimi zamanda günümüzü yaşamımızı engeller.
Zen Budizmde sık sık kullanılan bir benzetme vardır; zihnin gökyüzüdür, düşüncelerinse bulutlar. Tıpkı gökyüzünde geçip giden bulutlar gibi, düşüncelerin de zihninden geçip giderler. Genelde hepimiz bize sıkıntı veren düşüncelerden kaçma eğilimi gösteririz. Ancak hoşumuza gitmeyen düşüncelerimizden kaçmak yerine onları kabullendiğimizde, o tip düşüncelerin bizim üzerimizdeki hükmü azalacaktır.
Bir dahaki sefere kafanın içine seni rahatsız eden düşünceler dolmaya başladığında, hiçbir şey yapmadan sadece düşüncelerini izle. Ve düşüncelerinden kaçmak yerine onları selamla. Hoşuna gitmeyen düşüncelerinden korkma. Onlar sadece düşünce, sana hiçbir zarar veremezler. Bizi rahatsız eden düşüncelerimize onları yargılamadan ve de onlardan korkmadan yaklaşmayı öğrendiğimizde, zihnimizde pozitif düşünceleri yeşertmemiz kolaylaşacaktır. Bu arada olumsuz düşüncelerimizi kabullenmemiz yerimizde saymak olarak algılanmamalı. Psikolojide hümanistik yaklaşımın öncülerinden olan Amerikalı psikolog Carl Rogers’ın da söylediği gibi “En ilginç ikilem, kişinin ancak kendini olduğu gibi kabul ettikten sonra değişebilmesidir.”
İrrasyonel inançlarının farkına var
Düşüncelerini kabullenmeye başladıktan sonra, artık onları objektif bir şekilde analiz edebilirsin. Sana bunu yapmanda yardımcı olacak yöntemlerden biri Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi olabilir. Bilişsel-davranışçı bir yaklaşım olan Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi (Rational-Emotive Behavior Therapy-REBT), bir kişilik kuramı ve psikoterapi yöntemi olarak Dr. Albert Ellis tarafından geliştirilmiştir.
Ellis’e göre duygularımızı belirleyen temel durum düşüncelerimizdir. İçsel konuşmalar kişinin inanç sistemini oluşturur. Ellis’in kuramı rasyonel ve irrasyonel inançlar üzerine kurulmuştur. İrrasyonel inançları Ellis (1971) bireylerin kendisini başarısızlığa, yenilgiye uğratan, onları işlevsiz kılan ve yaşamlarını zora sokan düşünceler olarak tanımlamaktadır (Akt. Yıldırım, 2016). İrrasyonel inançlar gerçeklikle uyumlu değildir, mantık dışıdır, katıdır, yanlıştır ve dogmatiktir, aşırı genellemelere neden olur, kişinin hedeflerine ulaşmasını engeller (Dryden ve Neenan, 2004).
Ellis’e göre dört tip irrasyonel (akılcı olmayan) inanç vardır:
- Aşırı talepkarlık: İrrasyonel inançların temeli olarak görülür. Bunlar -meli, -malı kalıplarını bulunduran ifadelerdir. Örnek; “Hiç hata yapmamalıyım, hep mükemmel olmalıyım” gibi.
- Felaketleştirme: Kişinin başına gelen olayları olduğundan daha kötü görmesidir. Örneğin terfi edilmeyen kişinin bunu çok kötü bir durum olarak algılaması.
- Rahatsız olmaya katlanamamak: Kişinin ortaya çıkması olası durumlara ve sonuçlara katlanamayacağına yönelik irrasyonel inançları. Örnek; “Öfkeli olmak katlanılmaz bir duygu ve ben bu tür hisler içinde olmaya katlanamıyorum.”
- Kendini veya diğerlerini veya hayatı değersizleştirme: “Takdir edilmemem benim değersiz biri olduğumu gösterir” inancı kişinin kendini veya diğerlerini değersiz gördüğü durumdur (Ellis, & Dryden, 1997, Akt. Yıldırım, 2016).
Kişi yaşadıklarına dair irrasyonel bir inanca sahip olmasından ötürü depresyon, kaygı, öfke, kendinden nefret etme, kendini eleştirme ve kendini eksik görme gibi duygular yaşayabilir. Sürekli olarak mükemmeliyetçilik beklentisi içinde olmak, olayları felaketleştirme ve diğer irrasyonel inançlar kişiyi yorabilir, hayattan zevk almasını engelleyebilir. Çalışmalarında Akılcı Duygucu Davranışçı Terapi teknikleri kullanan bir psikoloğun da desteğiyle olumsuz düşüncelerinizin, irrasyonel inançlarınızın hayatınızı negatif şekilde etkilemesinin önüne geçebilirsiniz. Size zihninizin içinde gül bahçesi oluşturduğunuz günler diliyorum.
2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Dryden, W. ve Neenan, M. (2004). The rational emotive behavioural approach to therapeutic change. London: Sage Publications.
Ellis, A. (1971). Reason And Emotion İn Psychotherapy. New York: Lyle Stuart.
Ellis, A. & Dryden.W. (1997). The Practice Of Rational Emotive Behavior Therapy (2nd Ed.). NY: Springer Publishing Company.
Yıldırım, R. D. (2016). İrrasyonel İnanışların Ontolojik İyi Olma Değişkenleri İle Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi. T.C.İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı.
İlginizi çekebilir: Yaşamınızı şekillendirin: Kendinize yaşatmak istediğiniz gerçekliği iyi seçin