Birçok kadının kabusu olan selülit hakkındaki bilgilerin birçoğu kulaktan dolma. Öte yandan hedefiniz bu rahatsız edici görüntüyle mücadele etmekse onu tanımakta yarar var. Bunun için kulaktan dolma bilgilerin ne kadar doğru, geliştirilen karşıt ürünlerin ise ne kadar gerçekçi olduklarına bir göz atalım.
Selülit kimlerde olur?
Selülit yalnızca kilolu ve yaşlı kadınlarda olduğu düşüncesi yanlıştır. Evet kilolu ve yaşlı kadınlar selülite meyillidir. Bunun nedeni selülitlerin aşırı yağdan değil, kasların deriye yapışmasını sağlayan kolajenin lifli yapısından kaynaklanmasıdır. Bu yüzden selülit görüntüsü normal bir yağlanmada da karşımıza çıkabilir. Aslında bu görüntü her kadının sahip olduğu bir şeydir. Kilolu olmanın dezavantajı, yağların lifli kolajen yapısındaki boşlukları doldurması ve onları görünür kılmasıdır.
Selülitten kurtulmak için ne yapabiliriz?
Selüliti engellemek için yeme düzenimize daha çok sebze, sulu yiyecek ve sıvı eklemeliyiz. Aynı zamanda kan dolaşımına etkisi kanıtlamış sigarayı da azaltmalı, hatta hayatımızdan çıkarmalıyız. Sigara kan dolaşımını azaltarak selülit oluşumunda kilit rol oynayan lifli kolajen yapısının bozulmasına etki eder.
Bacak bölgesindeki kasları güçlendirmeli ve deriye elastikiyetini geri kazandırmalıyız. Bu selülitlerin görünürlüğünün etkili bir şekilde azalmasını sağlayacaktır. Selülit odaklı spor yaparken kardiyo ve ağırlık çalışması birlikte yürütülmelidir.
Bu da bizi selülit önleyici krem ve benzeri ürünlerin gerçekçi olup olmadığına götürüyor. Ne yazık ki selülit karşıtı ürünlerin vadettikleri bilimsel değil. Çünkü sözü geçen toksinleri atmak ve deforme görüntüyü törpülemek yüzeyden değil, cildin derinliklerinden yapılabilir. En etkili olanlardan bazıları sadece geçici etkiye sahiptir.
Selülit görünümünün tamamen kaslarla alakalı olduğu, kadın erkek arasındaki fiziksel farklılıklarda da ortaya çıkar. Erkeklerin selülit problemi yok denecek kadar azdır. Bunun nedeni kas oranlarını yüksek ve bacak bölgesindeki yağlanmanın kadınlara göre yok denecek kadar az olmasıdır.
İlginizi çekebilir: Selülitle mücadelede yeni trend, kahve ile masaj deneyimi
Yaşlanma ve genetik birer faktör mü?
Yaşlanmanın selülit üzerindeki etkisi ise östrojen hormonuyla bağlantılıdır. Yaşla birlikte östrojen hormonunun azalması, kan dolaşımda yavaşlamaya ve yeni kolojen oluşumunu azaltmanın yanı sıra, var olanların parçalanmasına da neden olur.
Bir üzücü haber ise selülitin genetik olabileceğine dair. Evet, eğer selülit ailenizdeki kadınların çoğunda, hızla tespit edilen bir şeyse sizde de olacağı kesindir. Fakat vücudunuzun selülit üretmeye meyilli olması selülitle mücadeledeki engellerden biridir. Sadece iyi bir genetiğe sahip olmak yetmez.
Kulağa efsane gibi gelen çözümler ise lazer, titreşim ve masajlarla selüliti azaltmak. Şaşırtıcı bir şekilde bu işlemler etkili. Özellikle krem veya türevi yöntemlerle karşılaştırıldıklarında oldukça uzun ömürlü. Birkaç seansın ardından, 6 ay ile 1 yıl arasında etkileri sürebiliyor.
Sonuç olarak olarak selülit yalnızca bir konuya odaklanarak değil; beslenme, spor ve yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Ancak, bilinmesi gereken, tüm bu mücadelede alınacak sonucun sadece selülitlerin görünümünü azaltmak olduğudur. Selülit kökten yok edilebilecek bir problem değildir çünkü o vücudun doğal yapısıyla bağlantılıdır.
İlginizi çekebilir: Kuru fırçalama ile bedeninizi içten dışa temizleyin
Kaynak: health.com, huffingtonpost.com