X

Şehir yaşamının artan sorunu alerji: 7 adımda alerjiyle mücadele

Hapşırma, burun akıntısı, gözlerde sulanma, öksürük, hatta bazen yorgunluk ve halsizlik… Bu belirtiler sana da tanıdık geliyorsa alerjiden mustaripsin demek.

Son yıllarda değişen çevresel etkiler ve yaşam tarzı değişiklikleriyle ilişkili olarak alerjik hastalıklarda ciddi bir artış var. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği, alerjik rahatsızlıkların toplumun yüzde 25-40’ını etkilediğini söylüyor. Aslında sadece Türkiye’de değil; tüm dünyada, alerjik hastalıklar önemli bir sağlık sorunu.

Mevsimsel alerji, saman nezlesi veya alerjik rinit olarak da adlandırılabiliyor ve yaşam kalitesini oldukça fazla etkiliyor. Özellikle hava değişikliğinin fazla olduğu mevsim geçişlerinde çok daha fazla görülüyor. Polenler ve sigara dumanı, bazı otlar, hatta artan hava kirliliği gibi birçok şey alerjiye sebep olabiliyor. Eğer neye alerjin olduğunu biliyorsan işin biraz daha kolay, ama neye alerjin olduğunu bilmiyorsan tedbir konusunda sınırlarını biraz daha açman gerekiyor.

Gebelik dönemi önemli

Alerjiyle ilgili önlemler anne karnındayken alınmaya başlanıyor. Bu madde bizim için artık geç olsa da bebekler için yapabileceğimiz bir şeyler var, çünkü çalışmalar gebelik döneminde annenin beslenmesinin bebeğin alerji riskini etkilediğini gösteriyor. Mesela bazı çalışmalar, gebelikte balık veya balık yağı tüketiminin bebekte oluşabilecek alerjik hastalıklar üzerinde koruyucu etkisi olabileceğini söylüyor.  

Özellikle alerjik anneler için gebelik döneminde hekim kontrolünde probiyotik kullanımı da önemli. Yapılan çalışmalar düzenli probiyotik kullanan annelerin bebeklerinde alerji riskinin daha az olduğunu ortaya koyuyor. Probiyotikler mikrobiyotadaki faydalı bakterileri artırarak bağırsakların normal dengesini sağlamaya yardımcı oluyor. Aynı zamanda bağışıklık sistemini de destekliyor. İş sadece gebelik dönemiyle de kalmıyor. Doğum şeklinin normal doğum olması da bebeğin bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini etkiliyor ve ileri dönemde alerji de dahil birçok hastalık riskinin azalmasını sağlıyor. Tabii doğum sonrasında ilk 6 ay sadece anne sütü almak da çok önemli.

Beslenmeye dikkat

Alerjik rinit her ne kadar besinlerle birebir ilişkili olmasa da bazı besinler semptomları azaltmaya yardımcı olabiliyor. İşte önerilerim…

Bağışıklığı destekle: Güçlü bir bağışıklık sistemi mevsimsel alerjilerle mücadelede en önemli anahtarlardan biri. Alerji semptomları, vücudumuzun bir alerjene cevaben histamin salması durumunda ortaya çıkar ve bu durumda bağışıklık sistemin ne kadar güçlüyse durumu o kadar hafif atlatırsın. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için yeterli ve dengeli beslenmek, yeterli uyku ve egzersiz önemli. Propolis de bağışıklık sisteminin en önemli destekleyicilerinden. Eğer arı ürünlerine karşı hassasiyetin veya alerjin yoksa antienflamatuvar ve antioksidan özelliğiyle özellikle mevsim geçişlerinde destekleyici olarak tüketebilirsin

Probiyotikleri ihmal etme: Bağışıklık sistemi denince akla artık bağırsaklar geliyor. Bağırsaklarını önemse ve probiyotik besinlere beslenmende daha çok yer ver ve gerekiyorsa takviye almayı ihmal etme. Çünkü yapılan çalışmaların birçoğu sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasının alerjileri önleyebileceğini gösteriyor.

C vitamininden zengin beslen: C vitamininden zengin yeşil yapraklı sebzeler, çilek, yaban mersini, limon gibi meyveler her gün tüketilmeli. Yapılan çalışmalar C vitamininden zengin beslenen bireylerin alerjik rinit semptomlarının azaldığını gösteriyor. Özellikle bu mevsimde C vitamini yönünden beslenmeni zenginleştir.

E vitaminini önemse: E vitamininin alerjik rinit semptomlarını iyileştirebilecek bağışıklık etkilerine sahip olduğu biliniyor. Yapılan bazı çalışmalar beslenmeyle yeterli E vitamini alımının veya polen mevsiminde E vitamini takviyesi almanın alerjik rinit riskini azalttığını söylüyor. Özellikle ıspanak, marul, tere gibi yeşil yapraklı sebzeler, badem, ceviz, ay çekirdeği kabak çekirdeği gibi yağlı tohumlar, kivi, muz, avokado gibi meyveler ve bitkisel yağlar E vitamini içerirler.

Zerdeçala yer aç: Son dönemlerin en popüler baharatlarından biri olan zerdeçal, içerdiği kurkumin sayesinde antienflamatuvar özellik de gösteriyor ve alerji semptomlarını azaltıcı bir etkisi olduğu biliniyor. Yoğurtlarını, çorbalarını, hatta fırınladığın sebzelerini bile zerdeçal ile destekleyebilirsin.

Strese karşı savaş!

Konu alerji olunca strese değinmeyen geçemeyeceğim! Stres bağışıklık sisteminde ve alerjinin yönetilmesinde rol oynayan en önemli etmenlerden biri. Yönetilemeyen stresin alerji semptomlarına yol açabileceği düşünülüyor. İngiliz Alerji ve Çevre Terapisi Enstitüsü, stresin alerjileri daha da kötüleştireceğini ve uygun şekilde yönetilip rahatladığında saman nezlesi semptomları azaltabileceğini söylüyor. Strese karşı savaş açmak, düzenli uyku uyumak da bu dönemde alerji semptomlarını azaltabilmek için atabileceğin en önemli adımlardan, unutma!

İlginizi çekebilir: Yetişkin alerjisi nedir, nasıl oluşur?

Betül Karakuş: 2014 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden şeref öğrencisi olarak mezun oldu. Üniversite eğitimi süresince, Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi onkoloji, nutrisyon destek, poliklinik ve dahiliye bölümlerinde ve Özel Ankara Güven Hastanesi’nde yetişkin beslenmesi üzerine; Hacettepe Üniversitesi İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi’nde çocuk beslenmesi üzerine; T.C. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri mutfağında kurum beslenmesi üzerine stajlarını başarıyla tamamladı. Diyabet diyetisyenliği, kardiyoloji diyetisyenliği, sporcu diyetisyenliği kursları başta olmak üzere bir çok eğitim ve kurs programına katıldı. Nisan 2014 tarihinden itibaren Mezura Kliniği’nde diyetisyen olarak çalışmaya başlayan Betül Karakuş; Mezura’nın wellness çalışmalarının yönetimi ve koordinasyonundan sorumludur. Ayrıca Mezura Kliniği’nde hasta tedavi ve eğitimi konularında, bilimsel yayın takip ve uygulama geliştirme konularında Uzm. Dyt Dilara Koçak’a yardımcı oluyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale