X

Çevrimiçi flört uygulamalarında seçenek felci nedir? Nasıl aşılır?

Seçenek felci, çevrimiçi flört dünyası için geçerli olan gerçek bir fenomendir. Bu durum, kısaca çok fazla seçeneğin altında ezilme hissi olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla birinin seçebileceği çok fazla seçeneği olduğunda ve hiçbirini seçmediğinde ortaya çıkar. Çevrimiçi flört uygulamalarında gezerken seçenek felci tuzağına düşmenin de oldukça kolay olduğunu belirtelim. Sonuçta pek çok potansiyel eşleşme var ve onlarca seçeneğin arasından sizin için kimin doğru olduğunu bulmaya çalışmak zor olabilir.

Flört uygulamaları çok fazla seçenek sağlıyor

Seçenek felci ne demek, açıkladık. Bu terim psikolog Barry Schwartz’ın 2004 tarihli “Seçim Paradoksu: Neden Daha Çok Azdır” adlı kitabında tartıştığı bir olgu. Kitapta Schwartz, ne kadar çok seçeneğimiz varsa, karar vermenin o kadar zor olduğunu ve çoğunlukla ne olursa olsun seçimimizden tatmin olmadığımızı savunuyor.

Günümüzde yaygın olarak kullanılan flört uygulamalarını düşününce, seçenek felciyle bağlantı kurmak da son derece anlaşılabilir. Çünkü bu tür uygulamalar bize, kimseyle gerçek bir bağlantı kurmadan sonsuz bir kaydırma döngüsü sunuyor. Hatta biriyle eşleştiğimizde bile, sadece bir mesaj kadar uzaktaki potansiyel seçeneklerin sayısı göz önüne alındığında, bu eşleşmenin bir yere varacağının garantisi yok.

Bununla birlikte, çok fazla seçenek sunulan insanların bunalma ve çeşitli olumsuz duygular yaşama olasılığı daha yüksek. Yani, flört olasılığınız konusunda kendinizi kötü hissediyorsanız, bunun nedeni aşırı sayıda seçeneğe sahip olmanız olabilir. Neyse ki bu olgunun farkına vardığınızda, odağınızı daraltarak ve kendinizi belirli bir kişiye veya uygulamaya adayarak bu döngüden çıkmak nispeten mümkün.

Neden flört konusunda çok fazla seçeneğe sahip olmak sorun olabilir?

Çevrimiçi flörtün yaşamlarımıza girmesiyle, insanlar artık her zamankinden daha fazla flört seçeneğine sahip. Teorik olarak, insanlara uyumlu oldukları bir partner bulmaları için daha fazla fırsat verdiği için bunun iyi bir şey olmasını bekliyoruz.

Ancak araştırmalar, söz konusu çevrimiçi flört olduğunda, çok fazla seçeneğin aslında kötü bir şey olabileceğini gösteriyor. Çevrimiçi flörtün bu kadar zor olmasının nedenlerinden biri, aralarından seçim yapabileceğiniz çok fazla seçenek olması. Biology Letters’da yayınlanan 2011 tarihli bir araştırma, birçok potansiyel partner sunulan kişilerin herhangi bir karar verme olasılığının daha düşük olduğunu gösterdi. Hatta araştırmaya katılanlar, seçeneklerin çokluğundan o kadar bunaldılar ki, seçeneklerini daraltmakta bile zorlandılar!

Seçenek felci örnekleri

Daha önce de belirttiğimiz gibi, seçenek felci sinir bozucu ve bunaltıcı olabilir, ancak çok fazla seçenek sunulduğunda bu şekilde hissetmenin de normal olduğunu hatırlamak önemli. Seçenek felci, çevrimiçi flört dünyasında çeşitli şekillerde kendini gösterebilir. İşte bazı örnekler:

  • Hiç kimseyle bağlantı kurmadan flört uygulamalarında gezinerek saatler harcamak.
  • Bir flört uygulamasında biriyle eşleşmek ama onun doğru kişi olduğundan emin olunmadığı için ona mesaj atmamak.
  • Birden fazla kişiyle buluşmak ama hiçbiriyle devam edememek, çünkü kimle iletişimde kalmak istediğine karar verememek.
  • Flört seçeneklerini daima açık tutmak ve daha iyi birini kaçırmaktan korktuğu için asla bir kişiye bağlı kalmamak.

Eğer bunlardan herhangi biri size tanıdık geliyorsa, siz de flört yaşamınızda seçenek felci yaşıyor olabilirsiniz.

Seçenek felcinin nasıl üstesinden gelinir?

Kendinizi çevrimiçi flört uygulamalarında zaman geçirirken seçenek felci yaşarken bulursanız, bunun üstesinden gelmek için yapabileceğiniz bazı şeyler olduğunu unutmayın. İlişki uzmanı ve lisanslı evlilik & aile terapisti Dr. Marisa Cohen şöyle diyor: “Farkındalık uygulamak ve birlikte olduğunuz kişiyle tam anlamıyla ilgilenmek önemli. Belki de gerçekten birbirinize uygun değilsiniz. Ancak yine de birlikte vakit geçirdiğiniz kişiye tam olarak zaman ve ilgi vermiyorsanız, aslında ona adil bir şans vermiyorsunuz demektir.”

Ayrıca çevrimiçi flört uygulamaları kullanırken seçenek felcini yönetmenin diğer yollarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Öncelikle, kime mesaj atacağınız ve yanıt vereceğiniz konusunda daha seçici olmaya çalışın. Gözünüze çarpan herkese mesaj atmak zorunda olduğunuzu düşünmeyin. Bunun yerine, gerçekten daha iyi tanımak istediğiniz birkaç kişiye odaklanın.
  • İkincisi, kendinize flört uygulamalarına ayırdığınız zamanı sınırlandırın. Profiller arasında gezinmek ve insanlara mesaj göndermek için her gün belirli bir süre ayırın. Süreniz dolduğunda, oturumu kapatın ve bir ara verin. Bu, çevrimiçi flört dünyasında kaybolmaktan kaçınmanıza yardımcı olacak ve olası eşleşmelerle etkileşimlerinize odaklanmanızı kolaylaştıracaktır.
  • Son olarak, çevrimiçi flört uygulamalarının insanlarla tanışmanın yalnızca bir yolu olduğunu unutmayın. Hayatınız için özel birini bulmanın başka yolları da var. Tüm enerjinizi flört uygulamalarında harcamayın ve insanlarla hem yüz yüze hem de çevrimiçi olarak tanışmaya açık olun.

Teknoloji hayatımızın merkezinde olduğu için çevrimiçi flört uygulamaları da yaşamlarımızın bir parçası olabilir. Eğer seçenek felci yaşadığınızı fark ederseniz, yalnız olmadığınızı bilin. Biraz çaba ve farkındalıkla, siz de seçenek felci döngüsünden çıkabilir ve çevrimiçi flört dünyasında başarılı olabilirsiniz.

Karşılaştırmanın memnuniyetsizliği beslediğini bilin

Daha da önemlisi bu olsa gerek! Ne yazık ki filtrelenmiş bir kültürde yaşıyoruz. Yüzümüz, kıyafetlerimiz ya da ilişkilerimiz; hayatlarımızı dünyayla paylaşmadan önce “düzenleme” eğilimindeyiz. Bu yüzden bunu unutmayın ve farkında olmaya çalışın. Partnerinizi diğer insanların partnerlerinin düzenlenmiş versiyonlarıyla ve hatta diğer seçeneklerle karşılaştırmanın ilişkinize hoşnutsuzluk tohumları ekeceğini bilin. İlişkinize ve partnerinize olan bakışınıza nüfuz etmesine izin verdiğiniz şeylere bazı sınırlar koyun.

Konu romantik ilişkiler olduğunda, çok fazla seçeneğe sahip olmak elbette ayrıcalık. Ancak seçme özgürlüğü, fazladan risk ve sorumluluk getirir. Yine de tüm bu tavsiyeleri göz önünde bulundurmak, yeni insanlarla tanışmak ve uyumlu bir partner bulmak konusunda size ilham verebilir.

Kaynaklar: verywellmind, verilymag

İlginizi çekebilir: Tinder kullanmak özgüveninizi olumsuz etkileyebilir

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale