Su hayatımızın her alanında var. Bazen aklımıza bile gelmeyecek yerlerde kullanılmakta. Yaşamın vazgeçilmezi; özellikle de direk olarak kullanıldığı günlük işlerimizde. Suyun kullanım alanlarında ilk akla gelenler ise temizlik, yemek hazırlama ve pişirme, duş alma gibi günlük rutin işler.
Her gün, yemek pişirmek veya direk tüketmek için tonlarca su kullanılır. Bu sular sebze, meyve ve diğer besinlerin üzerinde birikmiş tozu, kiri, bakteriyi, kimyasal ve zirai atıkları temizlemek için kullanılır. Bazen de suya birtakım eklemeler yapılarak etkinliği arttırılır.
Yıkama suyu olarak çoğunlukla şehir şebeke suyu kullanılır. Şebeke suyunun tam temizleyip temizlemediğinden bazen emin olunmaz ya da içe sinmez; ancak yine de elden gelenin e iyisinin yapıldığına inanılır. Besin pişecek ise kaygılar biraz azalır, çünkü yemek pişirme sürecinde uzun süre kaynayan suda mikroorganizmanın yaşama şansı olmadığı için içme suyunun yanı sıra şebeke suyu da kullanılabilir.
Besinlerin değeri, tadı ve kalitesi; sulama, yıkama ve pişirme suyu ile doğrudan ilgilidir. Bu süreçlerde kullanılan suyun kalitesi ne kadar yüksek ise sonuç o kadar iyi olacaktır.
Sebze yıkama esnasında dikkat edilmesi gerekenler
Sebze yıkamak bazen tabiri caize ise “işkenceye” dönüşebilmektedir. Toprağın içinde ve çok yakınında yetiştikleri için birçok hastalık yapıcı mikroorganizmanın sebzelerde yaşama ihtimali vardır. Özellikle e.koli gibi bakteriler en çok korkulanlar arasındadır. Bu nedenle sebze yıkarken sadece topraktan değil arındırmak değil, sebzeyi dezenfekte etmek de istenir.
Özellikle ıspanak gibi yapraklı sebzelerde yıkama işlemi hem zahmetli hem de son derece soru işaretlidir. Çünkü sebzenin üzerine bol miktarda toprak vardır ve her bir yaprağı tek tek elden geçirmek uzun süre almaktadır. Ispanak genelde, büyük bir kapta bol su ile 3-4 defa yıkanır. İlk suyuna sirke, limon suyu ya da tuz eklemek suretiyle mikro organizmalar temizlenmeye çalışılır.
Sebze yıkama işleminde daha enteresan yöntemler de kullanılmaktadır; bulaşık makinesinde yıkamak gibi. Sebzeleri bulaşık makinesinde yıkarken, soğuk su ile ve deterjan kullanmadan ön yıkama programı ile yıkama tercih edilir. Bu yöntemin, hem pratik olması hem de daha az su kullanması nedeni ile sıkça tercih edildiği tahmin edilmektedir.
Kabuklu sebzelerde ise iş biraz daha kolaylaşır. Kök sebzeler çoğunlukla toprağından temizlenmiş olarak satılır. Bu sebzeler suyun altında ovmak veya bir fırça yardımıyla fırçalamak yöntemi ile temizlenir ve soyulur. Bu sayede üst tabaka kullanılmamış olsa da, akılda yine de soru işaretleri kalabilir. Bunlardan en önemlisi sebzenin kabuğundaki besinden faydalanamamak, diğeri ise soyma işleminde kabuktan sebzenin iç kısmına bulaşma ihtimali olan mikroorganizmaların varlığıdır.
Restoran, otel gibi büyük işletmelerin bu konuda nasıl bir yol izlediklerini merak edebilirsiniz. Aslında evde yapılan işlemlerden biraz daha farklı olarak tambur şeklinde büyük kazanlara su doldurup sebzeleri yıkarlar. Burada basınçlı su, dönen tambur gibi mekanizmalar sebzeleri eşit, hızlı ve etkili bir şekilde yıkamaktadır. Mikroorganizmalar için ise farklı dezenfektanlar kullanılabilmektedir.
Bununla birlikte sebze yıkama işleminde ileri teknoloji de kullanılmaktadır. Bunlardan en pratiği ozonlu su üreten musluklardır. Ozon, gelişmiş birçok ülkede şebeke suyunu dezenfekte etmek için kullanılmaktadır. Ayrıca tarım ilaçlarının da etkili bir şekilde uzaklaşmasını sağlamaya yardımcıdır. Sadece sebze-meyve değil, et ve balık gibi mikroorganizma içerme oranı yüksek besinler de etkili, sağlıklı ve tadı bozulmayacak bir şekilde temizlemektedir. Mutfaktaki tüm araç gereçler de ozonlu suyun dezenfekte etme özelliğinden de rahatlıkla yararlanabilmektedir.
Peki meyveler nasıl yıkanmalı?
Sebzeler kadar dezenfekte etme kaygımız olmasa da, meyvelerin de güzelce temizlenmesini isteriz. Özellikle zirai ilaç kalıntılarının…
Meyve yıkamada, sebze yıkama sürecinde kullanılan yöntemler uygulanmaktadır. Bununla birlikte, mumsu, yağlı zirai tabakayı (mesela elmaların üzerinde olan ve parlamasını sağlayan tabaka) çıkarmak içinse farklı yöntemler kullanmak gerekmektedir.
Alkalinitesi yüksek maddelerin yağı parçalama özelliği vardır. Tıpkı sabun, şampuan gibi… Elimizdeki, cildimizdeki veya saçımızdaki yağı arındırmak için sabun, şampuan vs. kullanırız. Bu yöntem meyvelerin üzerindeki yağlı tabakayı da çözmeye yardımcı olmaktadır. Ancak, sabun, deterjan gibi dezenfektanları kullanamayacağımız için farklı yöntemler ile giderme işlemini yapmak gerekmektedir. Mesela, sirke kullanımı en pratik yöntemler arasındadır.
Uzak doğuda ise, ileri teknolojinin de yardımıyla su iyonizerleri kullanılmaktadır. Bu cihazlar şebeke suyundan yüksek alkali su üretebilmektedir. Bu sayede sadece sebze, meyve ve diğer gıdalarını yağlı zirai ilaçlardan arındırmakla kalmaz aynı zamanda sterilize de ederler. Çünkü mikroorganizmaların yüksek alkali ortamda yaşayabilme şansları düşüktür.
Su iyonizerlerinin yüksek alkali su üretimi dışında, yüksek asidik su da üretebilmektedir. Bu sayesinde de tüm besin maddeleri (1 dakikadan uzun kalmayacak şekilde) dahil, tüm araç, gereç ve yüzeylerin sterilizasyonunda rahatlıkla kullanılmaktadır.
Yemek hazırlamada kullanılan malzemelerin de düzenli olarak sterilize edilmesi, özellikle et, balık ve tavuk kesilen tahtaların, kesilen bıçakların, pişiren kapların da bakteri üretmemesi adına yine besin sterilizasyonunda kullanılan yöntemler gibi sterilize edilmesi gerekmektedir.
ilginizi çekebilir: Sudan gelen bir yudum nefes