X

Savaşın elli tonu ve kişisel savaşlarımız

Hepimizin yüreğini derinden yaralayan, bu dünyaya olan sarsılmış inancımızı hepten sarsan, elimizden gelmeyenler karşısında çaresizliğimize çaresizlik eklediğimiz günler yaşıyoruz. Pandemiyle savaşımız henüz bitmemişken, ekonomik kriz birçok kişi için hayat memat meselesi haline gelmişken, bir “savaş” eksikti gündemimizde.

Rusya-Ukrayna savaşı çeşitli olasılıklarla bizi korkutsa da, dramatik görüntülerle içimizi dağlasa da ateş düştüğü yeri yakıyor. Daha önceki yüz binlercesi gibi. Çocuğuyla vedalaşan asker bir baba, sığınakta sabahlayan emziren bir anne, evinin sıcağından metro istasyonunda hayatta kalmak için yüreği tir tir titreyerek dualar eden bir çocuk olmadıkça onları anlayabilmemiz çok da mümkün değil. Dualar, hashtagler, twitler, kınamalar bu ateşi durdurmaya muktedir değil. Savaşın elli tonunun en koyu renk olanlarından biri daha…

Savaş gerçeğiyle yeni karşılaşmadık. Derslerde sebep sonuç ilişkileriyle, gerekçeleriyle ve taraflarıyla ezberlediğimiz o tarihi savaşları kastetmiyorum. Haberleri izlerken son derece tedirgin olan on iki yaşındaki oğlumu teselli etmeye çalıştığımda, yalnızca benim kişisel tarihime denk gelen savaşların bile oldukça fazla sayıda olduğunu fark ettim. Yakın bölgemizde cereyan edenler ilk aklıma gelenler, uzaklarda bilmediğimiz kim bilir neler var? Yüzbinlerce insanın yaşamını kaybettiği İran-Irak, Körfez, Afganistan, Sudan, Suriye, Bosna ve nicesi. Ve şimdi tam da insanlık dersini aldı, alacak derken savaşın sonunun gelmeyeceğini görüyoruz üzülerek. Salgının acıları dinmeden birileri nükleer saldırıdan söz edecek kadar ileri gidebiliyor.

Hepimizin “Elimizden ne gelir?” diye az veya çok düşündüğüne eminim. Belki elimizden hiçbir şey gelmediğine karar vermekte zorlanmayabiliriz de. Büyük resimleri değiştiremediğimizde kendi küçük dünyalarımızda yeni sorular sormalı ve tüm tondaki savaşları durdurmak için kolları sıvamalıyız. Evet, belki de en açık renk olanlardan başlayarak. Madem ki gücümüz büyük düzeni değiştirmeye yetmiyor, sona erdirebileceğimiz savaş hangisi? Bizler kendi sıcak ve güvenli (!) evlerimizde savaşın neresinde yer alıyoruz? Kişisel iç savaşlarımızda, ailemizle, çocuğumuzla, eşimizle ilişkilerimizde işleri nasıl ele alıyoruz? Şiddet kavramıyla ilişkimiz nasıl? Trafikte canımızı sıkan birine nasıl davranıyoruz, ne söylüyoruz? Evimizde, iş yerimizde şiddetsiz iletişimi başarabiliyor muyuz? Savaş karşıtı mesajlar paylaşırken kendi mecralarımızdaki savaşları körüklediğimiz oluyor mu? Kan dökmemiz gerekmez. Can sıktığımız, kalp kırdığımız, eziyet ettiğimiz, tehdit ettiğimiz, kendimizi dayattığımız oluyor mu? Karıncayı bile incitmeyeceğimizi söylerken göçmenler konusunda şakalar yaptığımız? Şiddetin irili ufaklı tüm versiyonlarını, bazen görünmez olanlarını, bazen sinsi olanlarını da fark edebiliyor muyuz? Fark edersek, kendimizde çekidüzen verebiliyor muyuz?

Babam, “Demokrasi evde başlar” derdi. Sadece demokrasi değil, her kavram önce kendimizde, kendi yuvamızda başlar. “Barış” da öyle. Bir aile kendi evinde demokrasiyi yaşatamıyorsa siyasal olarak demokrasiden yana olmasının, bir baba kendi çocuklarına söz hakkı vermiyorsa insan hakları ve eşitlikten söz etmesinin, bir öğretmen öğrencilerine sözlü ya da fiziksel şiddet uyguluyorsa eğitim konusunda ahkam kesmesinin anlamı yoktur. Öyleyse bir şey yapmalı. Önce kendi içimize bakmalı. Savaşın hangi tonunu yakalarsak yakalayalım onu bir bombayı kimseye zarar vermeden imha eder gibi ortadan kaldırmalı. Çünkü her türlü savaş, Nazım Usta’nın dediği gibi, korku ve sefaletten başka bize ne verebilir ki?

İlginizi çekebilir: Sevmek, her şeyden önce kendini sevmekle başlar

Ela Uysal: Hacettepe Üniversitesi, Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra global firmalarda çeşitli görevler aldı. Kurumsal kariyerine devam ederken bir yandan kişisel gelişimle ilgili çalışmalara başladı. 2000’li yılların başında, Türkiye’de eğitimler veren İngiliz Psikolog Stephen Bray’in eğitim tercümanlığını ve 2005 yılında Amerikan The Coaching Institute’un Türkiye’deki eğitimlerinin çevirilerini yaparken ilişkilerin insan mutluluğundaki temel fonksiyonunu derinden sorgulamaya başladı. 2007 yılında bilişsel-davranışçı ekol ve felsefi danışmanlık gibi etkili sonuçlarını gördüğü metotlarla tanıştı. Felsefenin Pratiği, Davranış ve Duygu Değiştirme Teknikleri, Alışkanlık Değiştirme, Davranış Teorileri, 16 PF Kişilik Envanteri, Stresle Başa Çıkma, Aşılama Teknikleri, İlişkilerde Davranışçılık gibi teorik ve uygulamalı dersler aldı. Bireysel terapi seanslarına co-terapist olarak katıldı. Stonebridge College – Advanced Life Skills Coaching / İleri Yaşam Becerileri Koçluğu ve Psikoterapi diplomalarını aldı, Princeton University "Modern Psikoloji ve Budizm" ve "Uygulamalı Etik" (online) sertifikasyonlarını tamamladı. Gelişim ve bilgelik yolunda çok değerli bulduğu nefes ve mindfulness öğretilerini derinleştirmek için Türkiye'de ve dünyadaki ünlü nefes okullarından (Buteyko, Breatheology, Nefes Okulu) nefes eğitimleri aldı, Mindfulness Academy uluslararası akredite mindfulness eğitmeni oldu. Eğitim, seminer ve atölyelerlerle pek çok kurumsal ve bireysel ortamda ilişkiler, mindfulness, duygu ve davranış değişimi hakkında bilgi ve deneyimini aktardı. 2016 yılında "Mutluluk Atlası" 2020'de "Bulut Olmak" kitapları ile okurlarıyla buluşturdu. Kurucusu olduğu Ela Uysal Pozitif İlişkiler Akademisi’nde (PİA) daha iyi ilişkiler için çalışıyor ve ilkeli, itibarlı ve yetkin ilişki koçlarını dünyaya kazandırmak için eğitim programlarını sürdürüyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale