X

“Sarı çizgiyi geçmeyiniz”

Geçenlerde işe doğru giderken Marmaray beklediğim sırada, gözüm her zaman aşina olduğum yazıya takıldı bir an: “Sarı çizgiyi geçmeyiniz”. Güvenlik amaçlı bu yazıyı yazdıklarını hepimiz biliyoruz. Belli bir mesafeyi geçmememiz gerekiyor ki Marmaray’ın ya da metronun geldiği sırada herhangi bir kaza yaşanmasın, can güvenliğine zarar gelmesin.

Bunu günlük hayatta ne kadar uygulayabiliyoruz peki? O yazıyı gördükten sonra düşündüm de üstümüzde taşıdığımız bir buton olsa ve ihtiyacımız olduğu durumlarda basıp yansıtsak karşımızdaki kişiye: “Sarı çizgiyi geçmeyiniz.” Çoğu zaman karşımızdaki kişilerin görünmez sarı çizgimizi yani sınırlarımızı aştığının farkına bile varmıyoruz ya da çok sonradan anlıyoruz da müdahale etmek için iş işten geçmiş oluyor. 

Toplu taşıma kullanırken gözümüzün içine sokulan sınırlar, kendimizi korumak için neden bu kadar önemsiz peki? Eğer hayatımızdaki kişileri bu şekilde uyarırsak ne olacağından koruyoruz? Verilecek tepki mi, kabul edilmeme mi, uzaklaşma hissi, sevilmemek mi? Belki de hepsi ya da çok daha fazlası. 

Benim hikayemde, sarı çizgiler yok denecek kadar azdı yakın geçmişe kadar. Kendimi bildim bileli; uslu, sakin, her şeye çok fazla ses çıkarmayan, yaşananlara itiraz etmeyen bir çocuk oldum ben. Doğrusunu böyle öğrenmiştim, çünkü farklı bir seçeneğim olduğunu bilmiyordum. Eğer söylenenlere ses çıkarmazsam ve istenenleri yaparsam kabul edilir ve olduğum ortamda sevilirdim. 

Büyüdükçe de hikayem çok farklı ilerlemedi tahmin edebileceğiniz gibi. Ailem çoğu zaman beni de ilgilendiren konularda fikrimi alma ihtiyacı hissetmedi ya da öylesine sordular ve cevabım belliydi “peki”. Öğrencilik yıllarımda sınıf arkadaşlarımın bana diledikleri gibi konuşmasına izin verdim, çoğuna da gülüp geçtim. Ama ben güldükçe, sandılar ki benim aşılmaması gereken sınırlarım yok ve dilediğince dalga geçebilirler.

En yakın arkadaşlarım, herhangi bir konuda en hızlı ikna edebilecekleri ve “hayır” cevabını almayacakları kişinin ben olduğuna emindiler çoğu zaman. Ya da diledikleri gibi hayatımla ilgili yorum yapma hakkını kendilerinde buluyorlardı. Özel hayatımda partnerlerim, benim her zaman çok uyumlu biri olduğumdan bahsettiler mesela marifetmiş gibi 🙂 Ve kabul etmek istemeyecekleri bir cevap aldıklarında şaşırdılar ve benim değiştiğimi iddia ettiler. Sıra iş hayatına geldi, orada da durum çok farklı ilerlemedi. Benim çoğu zaman güler yüzlü ve saygılı olmamı, sınırlarımın aşılabilir olduğuyla karıştırdılar. Ecehan bir şey demezdi çünkü ters bir tepki almazlardı, canları sıkılmazdı.

Hatta bir defasında, çalışma arkadaşlarımdan biri itiraf etmişti. “Ecehan, sana her şeyi söyleyebileceğimi ve senin de bunu kaldırabileceğini düşünüyorum.” demişti. O zaman bu söz üzerine çok düşünmüştüm. Bir yandan bu durum hoşuma gidiyordu çünkü insanlarla daha derin bağlar kurmayı, benimle her şeyi paylaşabilmelerini ve filtresiz konuşabilmelerini seviyordum. Çünkü bu bendim ve daha yüzeysel iş yeri arkadaşlıkları bana göre değildi. Ama bu gerektiği zamanlarda onların sınırlarımı bilmesini ve ona göre davranmasını engellemezdi.

Bunun daha çok farkına vardıkça ve aldığım yaraların etkilerini üzerimde daha fazla hissetmeye başladıkça, artık “dur” demenin vaktinin geldiğini anladım. Evet insanların ne diyeceğine çoğu zaman müdahale edemezdim belki ama kendi üzerimde çalışarak; “Ecehan’a bu şekilde konuşmamalıyım, onun için bile burası sınır aşımı 🙂 ” demeleri benim elimdeydi. Özellikle son zamanlarda yaşadığım örneklerde, bunun üzerine gitmeye başladım. Kimi zaman daha çok hayır demeyi öğrendim, kimi zamansa o görünmez sınıra çarpıp geri dönmelerini ve durmaları gerektiğini hatırlattım.  

Daha fazla sevilmek, kabul edebilmek ve sadece olduğumuz konumu korumak adına sınırlarımızın defalarca aşılmasına göz yumuyoruz. Geri dönüp baktığımızda, birçoğundan çok fazla şey öğrendiğimize ve bizi büyüttüğüne de eminim. Ama görünmez sınırlarımızı hayatımızdaki kişilere gerektiği zaman hatırlatmak, sağlık bir şekilde yolumuza devam edebilmek için kendimize olan en büyük sorumluluklarımızdan biri. 

İhtiyacımız olduğunda üzerimizdeki hayali butona basıp “sarı çizgiyi geçmeyiniz” uyarısını kullanmanın kendimiz için en doğal hakkımız olduğunu unutmadığımız günlere selam olsun!

Sevgiyle kalın.

İlginizi çekebilir: Başarı neydi hakikaten?

Ecehan Kaylan: 1990 Aralık ayında, İzmir’de başladı benim serüvenim. 10 senedir kurumsal hayatta özel şirketlerde çalışan, 33 yaşında beyaz yakalı endüstri mühendisiyim. 30 yaşımla beraber hayatın bana getirdiği değişimlerin, tecrübelerin ve terapi sürecimin de etkisiyle kendimi tanıma yolculuğum başladı. Evet, kendini tanımak konusunda biraz geç kalmış gibiydim ama belki de tam zamanıydı. Görünen toplumsal kimliğimin yanında özellikle son birkaç yıldır gördüm ki ben kendimi en iyi yazarak ve yazdıklarımı paylaşarak ifade edebiliyorum. Bu şekilde ayrı yollarda aynı duygularla yürüyenlerle bağ kurmaktan da çok keyif alıyorum. Kendinize her gün biraz daha yaklaştığınız yolcuklarınızın olması dileğiyle!

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale