X

Sapyoseksüel nedir: Sapyoseksüel olabileceğinizi gösteren işaretler

Sapyoseksüel veya sapyoseksüellik kelimesini mutlaka duymuşsunuzdur. Peki sapyoseksüel nedir? Bu kelime hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Sapyoseksüellik, kişinin son derece zeki insanlara cinsel olarak ilgi duyması anlamına geliyor. Öyle ki bir sapyoseksüel için bir partnerdeki en önemli özellik zekası. Bu kelime, özellikle son yıllarda giderek daha popüler hale geliyor. Sonuçta her insan karşısındakinin zekasından etkilenebilir. Ama bu herkesin sapyoseksüel olduğu anlamına gelmez.

Sapyoseksüel nedir?

Sapyoseksüel insanlar fiziksel ve duygusal olarak zeka tarafından harekete geçirilir. Sapyoseksüeller, zekanın en çekici özellik olduğunu düşünür ve ona potansiyel bir partnerin görünüşünden ve hatta kişiliğinden bile daha fazla değer verir. Bazı cinsel terapistler sapyoseksüelliği her şeyden önce zeki partnerlere yönelik cinsel ve erotik çekicilikle karakterize edilen bir cinsel yönelim olarak görüyor.

Sapyoseksüellik belirtileri nelerdir?

Sapyoseksüel nedir, açıkladık. Peki sapyoseksüel olup olmadığınızı nasıl anlarsınız? Bunun için sapyoseksüellerin ortak özelliklerini bilmeniz faydalı olabilir.

Sapyoseksüeller, görünüş veya kişilikten çok zekadan etkilenirler: Sapyoseksüel bir insan potansiyel partneriyle ilk buluşmada hemen bir cinsel birliktelik yaşamaktansa sevdiği kitaplar veya siyaset tartışmakla daha fazla ilgilenebilir. Sapyoseksüeller cinsellik yaşayacakları birini bulmaya çalışmaktan çok kariyerlerine veya akademik hedeflerine odaklanan bir profile sahip olabilirler. Eğer kendinizi birinin zekasına kaptırırsanız bu sapyoseksüel olduğunuzun bir işaretidir.

Sapyoseksüelleri tahrik eden şey, entelektüel konuşmalardır: Sapyoseksüeller yalnızca partnerlerinin zekasına çekilmezler, genellikle zeka onları fiziksel olarak da harekete geçirir. Edebiyatla ilgili politik tartışmalar veya buna benzer uzun diyaloglar sizi gerçekten cinsellik havasına sokuyorsa bu sapyoseksüel olduğunuz anlamına gelebilir. Sapyoseksüel insanlar için zeka sadece bir etkilenme faktörü değil, bununla birlikte cinsel uyarılmayı da harekete geçiren bir şey.

Sapyoseksüeller için entelektüel bir tartışma, fiziksel dokunuştan bile daha etkilidir: Çoğu sapyoseksüel insan uzun bir tartışma, fikir alışverişi yapmadan bir insanla yakınlık kuramaz ve kendisini rahat hissedemez. Hatta karşısındakiyle bir tür entelektüel tartışmaya girene kadar cinsel olarak bağlantı kurmasının zor olduğunu düşünür. Sapyoseksüeller için entelektüel iletişim, fiziksel dokunuştan bile daha etkili bir ön sevişme olarak kabul edilebilir. Eğer en sevdiğiniz kitaplar veya siyasi görüşünüz hakkında sohbet etmeden önce karşınızdaki insanla bağlantı kurmakta zorlanıyorsanız, bu sapyoseksüel olabileceğinizin bir işareti olabilir.

Bir sapyoseksüel için entelektüel kıvılcım, duygusal kıvılcımdan daha önemlidir: Sapyoseksüalite, genellikle birisiyle duygusal bir bağlantı kurduktan sonra cinsel çekiciliği deneyimlemekle karakterize edilen bir yönelim olan demiseksüellikle karıştırılabilir. İkisi arasında bazı benzerlikler olsa da belirgin bir fark da vardır.

Sapyoseksüelik cinsel bir çekim meydana gelmeden önce entelektüel bir çekicilik inşa etme ihtiyacıdır. Demiseksüellik ise cinsel bir çekim meydana gelmeden önce duygusal bir bağ kurma ihtiyacıdır. Sapyoseksüeller cinsel bir çekiciliğin başlaması için kendisiyle aynı entelektüel seviyede birisini; demiseksüeller duygularını paylaşacak birini ararlar.

Sapyoseksüellik cinsel bir yönelim midir?

Sapyoseksüellik, cinsel kimlik tartışmalarına gittikçe daha fazla dahil edilen bir konu. Ancak hala bunu gerçek bir yönelim olarak görmeyen kişiler mevcut. Bazıları sapyoseksüel insanların LGBTİ+ şemsiyesine dahil edilmemesi gerektiğini, çünkü kimliklerinin cinsiyet tercihleriyle ilişkili olmadığını savunuyor. Bununla birlikte bazı cinsellik uzmanları da sapyoseksüelliğin geçerli bir yönelim olduğunu ve bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Nihayetinde etiketler, eğer cinselliğiniz konusunda kendinizi daha rahat ve kendinden emin hissetmenizi sağlıyorsa yararlıdır. Sapyoseksüel terimi eğer size doğru ve geçerli geliyorsa, onu kullanmalısınız.

Sapyoseksüel ünlüler kimlerdir?

Kendisini sapyoseksüel olarak tanımlayan ünlülerden bazıları şu şekilde:

  • Lonnie Johnson (Mucit)
  • Terence Tao (Matematikçi)
  • William Kamkwamba (Mucit)
  • Kim Ung-Yong (Mühendis ve deha)
  • Akshay Venkatesh (Matematikçi)
  • Stephen Hawking (Fizikçi)
  • Edward Snowden (Bilgisayar uzmanı)
  • Chris Hirata (Kozmolog)
  • Magnus Carlson (Satranç oyuncusu
  • Kevin Nadal (Yazar)
  • Conan O’Brian (Komedyen)
  • Neil DeGrasse Tyson (Astrofizikçi)
  • Branden Jacobs-Jenkins (Oyun yazarı)

Sapyoseksüel olabileceğinizi gösteren işaretler: Sapyoseksüellik nasıl anlaşılır?

Sapyoseksüel nedir sorusunu detaylı bir şekilde cevapladık. Sizi bir insanda etkileyen şeyin ne olduğunu düşündüğünüzde aklınıza ne geliyor? Çoğu insan zihnini otomatik olarak karşısındakinin gülüşüne veya göz rengine bakarken bulsa da partner seçerken bu bileşenler yerine sadece zekaya odaklananlar da vardır. İşte sapyoseksüel olabileceğinizi gösteren bazı durumlar.

1. Derin konuşmalar ve yüksek zeka sizi tahrik ediyor…

Her insan güzel sohbetten keyif alır, ancak siz bunu partnerinizden her gün, hatta yan yana olduğunuz her dakika talep ediyorsunuz. Birinin düşüncelerinden, sorgulamalarından veya bildiği şeyler hakkında konuştuğunu duyduğunuzda, ona sadece hayranlık duymakla kalmıyor, aynı zamanda kendinizi başka hiçbir şeye benzemeyen bir düzeyde çekici hissediyorsunuz.

2. Seçeceğiniz partnerin kimliği umrunuzda bile değil. İlgilendiğiniz tek şey zekası…

İnsanların derinliklerine inmeyi seviyor ve iyi biliyorsunuz. Eğer yüzeyin altında pek bir şey yoksa, kendinizi sıkılmış ve ilgisiz bulursunuz. Hayatınızın geri kalanında böyle biriyle birlikte olmayı hayal bile edemezsiniz. Zekayı arzuluyorsunuz, bu sizin için oldukça heyecan verici. Öyle ki birinin yaşamak için ne yaptığından veya ne kadar paraya sahip olduğundan bile daha önemli.

3. Tartışmak mı? En sevdiğiniz şey…

Eğer birisi sizi bir tartışmaya davet ederse kendinizi ona daha yakın hissedersiniz. Çünkü böyle olduğunda karşınızdakini, zihninizi her zaman genişletecek ve sizi sınamak veya ikna etmek için bilgilerini kullanmaktan çekinmeyen biri olarak görürsünüz. Bu tür insanları inatçı ya da iddialı da bulmazsınız. Onların zekice konuşmaya olan isteklerini ve susuzluklarını daima takdir edersiniz.

4. Birlikte uzun sohbetler edebilmek, sizin için fiziksel çekicilikten çok daha önemli…

Elbette biriyle birlikte olabilmek için ona fiziksel olarak ilgi duymanız gerekir. Ancak partneriniz sadece güzel bir yüze sahipse ondan kolayca sıkılabilirsiniz. Sizin için sohbet, olmazsa olmaz ve biri ne kadar çekici olursa olsun, eğer bilginizi derinleştiremezse zaman ayırmaya değmez.

5. Birini ne kadar çok tanırsanız, ondan o kadar hoşlanırsınız…

Bazıları bir insanı gördüğünde ondan yeterince etkilenir. Sizse ilişki kurdukça etkilenenlerdensiniz. Çünkü sizinle aynı entelektüel seviyede biriyle sohbet ettikçe her seferinde yeni bir elmas keşfettiğinizi hissedersiniz. Birinin zekasını, duygusal zekasını, konuşma biçimini, çatışmaları çözme biçimini yavaş yavaş keşfettiğinizde ona olan ilginiz artar. Bu yüzden yavaş ve kararlısınız.

6. Sığ ve kısa sohbetlerden nefret edersiniz…

Birisi sizinle derin bir konuşma yapamıyorsa fiziksel olarak rahatsız hissedersiniz. Sığ sohbetler sizin için kabustur ve birinin hava durumu hakkındaki yorumlarına cevap vermek zorunda kalmaktansa sessizce oturmayı tercih edersiniz. Zekasını; konuşmaları ileriye taşımak, fikirleri geliştirmek ve konuşma noktalarını besleyen sorular sormak için kullananlara hayranlık duyarsınız.

7. Aptallığa tahammülünüz yok…

Kendisini saldırganlıkla ya da en üst düzey jestlerle öne süren kişilere tahammül edemezsiniz. Aptal olan ve kolayca çözülen insanlara gerçekten tahammülünüz yok. Birisi zor durumlarla duruşu ve zekasıyla başa çıkabildiğinde bunu çekici bulursunuz. Duygularını rasyonelleştirebilenlere ve işler ters gittiğinde patlamayan veya orayı terk etmeyenlere hayran kalıyorsunuz.

8. Muhteşem bir dinleyicisiniz…

Size bir şeyler öğretebilen insanları seviyorsunuz ve bu, dinleme becerilerinizi geliştirmenize neden oluyor. Sevdikleriniz, öğrendikleri veya büyüleyici buldukları bir şey hakkında konuştuklarında onları zevkle dinliyorsunuz. Bu sadece zihninizi genişletmekle kalmıyor, aynı zamanda bilgi konusunda bu kadar tutkulu ve onu ifade edebilecek kadar yetenekli birini görmek sizde hayranlık uyandırıyor.

9. Her zaman öğrenmekten keyif alırsınız…

Evde oturup evren üzerine belgesel izlemek ve hala öğrenmeniz gereken şeyler olması fikri sizin için tarifsiz! Zihninizi genişleten her şeyi seviyorsunuz ve size gelişme yeteneği sağlayan fırsatları arzuluyorsunuz. Çok bilgili olmadığınız konularla ilgili muhtemelen konferanslara gidiyorsunuz, çünkü bunları bir meydan okuma olarak görüyorsunuz ve kendinizi yeni şeyler konusunda eğitmek istiyorsunuz. İlgilendiğiniz biri, bu entelektüel susuzluğu sizinle paylaşmazsa ona karşı ilginizi hızla kaybederken bulursunuz.

İlginizi çekebilir: Bir sapyoseksüeli etkilemenin yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale