Son zamanlarda sosyal medya hesaplarında özellikle de TikTok mecralarında sık sık karşımıza çıkan bir terim: Şanslı kız sendromu veya orijinal adıyla ‘lucky girl syndrome’. 2023’ün başlarında popülerlik kazanmaya başlayan bu terim veya ‘hayat felsefesi’, hedeflerimizi gerçekleştirmenin yepyeni bir yolu olarak karşımıza çıkıyor. Şöyle ki, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı etkileyen olumlamalar kullanarak zihnimizi istediğimiz şeye/şeylere odaklamak için yönlendirebileceğimizi anlatan bu kavram, istediklerimizi hayatımıza çekebileceğimizi gösteriyor. Peki, nasıl? Tam olarak nasıl işliyor? Gelin, öğrenelim.
Şans, manifesting, çekim yasası, olumlamalar ve dahası
Beyinlerimiz doğal olarak olumsuzluğa eğilimli; ne yazık ki yaratılışımız böyle, beynimiz olumsuza, olumludan daha fazla odaklanıyor. The New York Times’ın en çok satan yazarı ve motivasyon konuşmacısı Mel Robbins’in bu konuda harika bir benzetmesi var. Diyor ki; “Zihnimiz, güneş gözlüğüne benzer, dünyayı nasıl gördüğümüz nasıl ki gözlüklerden etkileniyorsa, zihnimiz de bizim bakış açımızı yönlendirir. Yani, zihnimiz dünyayı nasıl gördüğümüz, nasıl davrandığımızı ve dolayısıyla attığımız adımları büyük ölçüde etkiler.” E öyleyse, yapılması gereken zihni doğru eğitmek.
İlginizi çekebilir: Her şeyi yapabilirim zihniyeti nedir? Bize ne gibi faydalar getirir?
Bu konuda da yardımımıza ‘şanslı kız sendromu’ koşuyor. Şanslı kız sendromu, temel olarak şansa odaklanan bir manifesto ve en güçlü aracı ‘olumlamalar’. Düzenli olarak olumlamaları tekrar etmek, beynimizi aslında bir şeyi ‘yaşıyormuş’ gibi düşünmek için kandırmanın etkili bir yolu. Örneğin, bir iş görüşmesine gireceğiniz için stresli hissediyorsanız kaygılanmak yerine, görüşmenin iyi geçtiğini kendinize söyleyebilirsiniz. ‘Kendimi doğru bir şekilde ifade ediyorum, başarıdan başarıya koşuyorum, istediğim her işi elde ediyorum, insanlarla etkili bir şekilde konuşuyorum…’ gibi affirmasyonları tekrarlayabilirsiniz. Böylesi olumlu söylemleri tekrarlamak, kendi kendinizi sabote eden düşüncelerden, davranışlardan veya alışkanlıklardan kurtulmanıza yardımcı olurken hayatınızda başarılara yer açmanızı da sağlayabilir.
“Etrafımda her şey benim için çalışıyor; çok şanslıyım, istediğim her şey ayağıma geliyor, işimde yükseliyorum, hedeflerime kolayca ulaşıyorum…” ve daha nicesi bu manifest trendinin en yaygın söylemleri. Aslında biz bunu olumlamalardan, çekim yasasından, manifest etmekten, kendi kendini gerçekleştiren kehanetten ve alışık olduğumuz ‘bir şeyi kırk kere söylersen gerçek olur’ inancından çok iyi biliyoruz. Zaten şanslı kız sendromu da bunlardan farklı değil, hepsi tek bir şeye hizmet ediyor: Hayallerimize ulaşmaya. Nasıl ilişkileri var diyecek olursanız, kısaca açıklayalım:
Manifesting, bir düşünce veya inancı sürekli tekrarlayarak, onu gerçeğe dönüştürmeyi amaçlayan bir süreç. Örneğin, sürekli olarak “Ben şanslıyım, her şey bana kolaylıkla gelir.” gibi pozitif bir ifadeyi tekrarlayarak, bu düşünceyi zihinsel ve duygusal olarak benimseyebilir ve sonuç olarak olumlu deneyimleri çekmeye başlayabilirsiniz.
Kendini gerçekleştiren kehanet ise, bir inancın veya beklentinin gerçekleşmesine yol açan bir süreç. Örneğin, bir kişi kendini gerçekleştiren kehanetle “Tüm fırsatlar beni bulur.” gibi bir düşünceye sahipse, bu inanç, kişinin davranışlarını ve seçimlerini etkileyebilir. Bu kişi, olumlu sonuçları çekmek için daha fazla fırsat arayabilir, pozitif bir tutumla sorunlara yaklaşabilir ve kendine güven duyarak daha iyi sonuçlar elde edebilir. Yani, o inandığı şey kendiliğinden gerçekleşebilir.
Çekim yasası da benzer bir şekilde işler. Bu yasa, düşüncelerin ve duyguların enerji olduğunu ve bu enerjinin benzer enerjileri çektiğini söyler. Yani, olumlu düşünceler ve niyetler olumlu sonuçları çekerken, negatif düşünceler ve niyetler de negatif sonuçları çekebilir. Şanslı kız sendromu da aslında bu çekim yasasını uygulayan ve şanslı olmayı; başarılar elde etmeyi, hayallere ulaşmayı hedefleyen bir yaklaşımdır. Diğer bir deyişle kendinizi şanslı hissederek, olumlamaları kullanarak, isteklerinizi zaten elde etmişsiniz gibi düşünerek hayallerine erişebilir, hayatınızda pozitif sonuçlar görmeye başlayabilirsiniz.
‘Şanslı kız sendromunda’ yapılması ve yapılmaması gerekenler
“Peki ben bunu hayatımda nasıl uygulayacağım?” diye merak ediyor olabilirsiniz, hemen bahsedelim. Önce yapmanız gerekenleri paylaşalım:
- Şanslı olduğunuza inanın
- Olumlamaları kullanın
- Kendinizi övün, başarılarınızı kutlayın
- Şükredin
- Her şeyin lehinize işlediğini düşünün
- Vizyon panoları oluşturun
- Negatif insanlardan uzak durun
Yapmamanız gerekenler ise şöyle:
- Mağdur rolü oynamak
- Kendiniz hakkında olumsuz konuşmak
- Hiçbir şeyin hiçbir zaman sizin için çalışmadığını söylemek
- Toksik insanlarla takılmaya devam etmek
- Bir şeyler ters gittiğinde panik yapmak, olumsuz düşünmek
Şanslı kız sendromunun en güçlü aracı olan olumlamalara örnek olarak da şunları sık sık tekrarlayabilirsiniz:
-Her şey her zaman benim için yolunda gidiyor.
-Doğru zamanda doğru yerlerde oluyorum.
-Her istediğimi elde ediyorum.
-Bana gelen harika fırsatlar için gerçekten minnettarım.
-Şans benimle iyi anlaşıyor.
-Her fırsatı kendinden emin bir şekilde değerlendiriyorum.
-İyi enerji her zaman hayatımda iyi sonuçlar getiriyor.
-Başarıyı, mutluluğu gerçekten hak ediyorum.
-Hayatım sevgi, şans ve bollukla dolu.
-Bugün şanslı olmayı seçiyorum.
-Büyümeye, gelişmeye hazırım.
-Her gün hayallerime daha da yaklaşıyorum.
Gördüğünüz gibi aslında şansı, bolluğu hayatınıza çekmek, olumlu olmak, hayallerinize ulaşmak, çok kolay. Her şey iki dudağınızın arasında. Ama ekstra şansın da zararı olmaz, o yüzden Nasıl şanslı olunur: İyi şans, kötü şans ve şansınızı artırmanın yolları yazımıza da mutlaka göz atın!
Şanslı kız sendromu hızla popülerleşen bir manifest tekniği olsa da birtakım olumsuz yanları olduğu gerçeğini de göz ardı etmemek gerek. “Not Just Lucky” kitabının yazarı Jamila Rizvi’ye göre şanslı kız sendromu, imposter sendromunu tetikleyebilir. Yani, kişi elde ettiği başarılarını sahiplenmekte güçlük çekebilir, çünkü bunların şans eseri olduğunu düşünebilir. Öte yandan, şanslı kız sendromunun olumsuz duygu ve düşünceleri kabul etmediği de bir gerçek. Bu noktada biraz ‘toksik pozitiflik’ ile birlikte de değerlendirebilir. Oysa ki, olumsuz duygu ve düşünceler de yok sayılamayacak kadar hayatın gerçek parçalarıdır, bu nedenle onları da görmek, kabullenmek, işlemek ve üstesinden gelmek gerekir.
İlginizi çekebilir: Nasıl şanslı ouruz: Şans kendiliğinden mi gelir, onu biz mi yaratırız?