X

Sanrılar dünyasında bir yaşam mı, gerçeklerle yürüyen bir yaşam mı?

Bazen sandığından farklı ilerler her şey. Çünkü sanmışsındır, yine ve yeniden!
Kum havuzunda beş yaşındaki bebelerle oynayan filim ben. Çocukların da benim gibi hortumları olduğunu “sanan!”
Ya da daha vahimi, hortumunu görmeyip burnu var “sanan!”
Sanırım bu daha doğru.
Birbirimize baka baka kendimizi unutuyoruz. Onları kendimiz gibi sandığımız değil de, kendimizi onlar gibi sandığımızı fark etmeyişimizin girdabındayız. Kendini “görmemek” dedikleri hani, “kendinin farkında olmamak”…
Bunu ilk duyduğumda “Sanki kendim bir “…” da, başkalarını beğenmiyor muyum?” diye algılardım. Öyle değil, aynı cins değiliz sadece…

Filim. Kum havuzundayım ve oraya sığamıyorum. Ve bu yüzden kendimi sakarlıkla, şişmanlıkla, yüksekten bakmakla suçluyorum. Oysa sadece bedenim daha geniş, burun yerine hortumum var. Aynı işlevde olsalar da, benimkinin şekli farklı.
İlişkilerimizde karşılık bulamayan diyaloglarımızda olan şey, aslında farklı yapıların, kendi dünyalarını sanki karşısındakiyle aynı kişiymiş gibi iletişim kurmasından dolayı ortaya çıkıyor. Kendimizi tam olarak bilmiyor oluşumuz, sınırlarımızın farkında olmayışımız bizi karşımızda gördüğümüzle, yani aynadaki aksımızla eş tutmamıza sebep oluyor.
Karşımızdaki kendimize, kendimize davrandığımız gibi davranıyoruz.
Kendimizi sevdiğimiz şekilde seviyor, cezalandırdığımız gibi cezalandırıyor, ilişki kurduğumuz gibi ilişki kuruyoruz. Karşımızdakini kendimiz sanıyoruz.
Buna sebep, kendi sınırlarımızı bilmiyor olmaktan başka bir şey değil.
Benim elim kolum, hortumum nereye kadar uzanıyor?

Burada insanı insan yapan özelliklerden bir giriyor devreye: Soru sormak!

Alışkanlıklarımız gereği soru sormaya değil, sanmaya meyilliyiz. Zihin okumaya, niyet okumaya. Oysa çok net olarak soru sorma hakkına sahibiz pek tabii ki. Ne kadar zor gelirse gelsin!
Zor gelmesinin tek sebebi, alışkanlığımızın bu olmaması. Soru sormayı, akıl ve anlayış eksikliği olarak kaydetmiş zihinlerimizin dışına çıkıp bunun alan belirleme ve olanı tanıma aracı olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bunu kullanmak, insanlığımıza atılmış bir adımdır.
Ne hissediyorsun?
Ne istiyorsun?
Nereye kadar devam edeyim?
Bu seni rahatsız ediyor mu?
Senden bakınca ben nasıl görünüyorum?
Burada ben böyle anladım, sen nasıl anladın?
Burada bir yarış, bir hiyerarşi yok. Burada bulunduğu alanı işaretlemek ve netleştirmek isteyen “olgunluk” var.
Sanmak ise, olgunluktan uzaktır. İma etmek, cesaretten uzaktır. Zarafet içermez ama bir kaçış ve cesaretsizlik içerir.

Bildiğimiz her şeyi ama cidden her şeyi sorgulamakta fayda var. Ancak soru sorarak ayırabiliriz kendimizi bir diğerinden. Ve sonra, tüm cevaplardan sonra birleşmeye başlarız tekrar ve doğru noktalardan. Aksi, bir illüzyon içindeki bağlantıdır. Kırmızı kablo yeşile, yeşil mora bağlanmıştır ve bu yüzden kendimizi güçsüz, hatalı hissederiz. Sebebini kestiremediğimiz bir boşluktan…
Soru sormak, kırmızı kabloyu kırmızıya, moru mora bağlar. Zihnindeki sanrılar yavaş yavaş kaybolur böylelikle. Sanmanı gerektiren bir şey kalmaz ortada. Sorup öğrenmişsindir. Cevaplayıp netleşmişsindir. Gerçekler düzlemindesindir artık.
Gördüğün ve konuştuğun gerçektir ve bu temel üzerinden inşa edersin bir sonraki davranışını, diyaloğunu, düşünceni.

Ve evet, dürüstlüğü, soruyu, gerçek cevapları herkes kaldıramaz. Olsun, sen neyi tercih ediyorsun? Sanrılar dünyasında bir yaşam mı, gerçeklerle yürüyen bir yaşam mı?
Doğal seleksiyonu yaratmaz mı tercihin?

Ben buraya sığamıyorum, sizin de böyle bir derdiniz var mı?
– Hayır yok!
Senden bakınca ben nasıl görünüyorum?
-Kocaman uzun bir hortumun ve dev gibi bir bedenin var!
Hortum mu? Burnum yok mu?!
-Hayır yok! Peki ya benim kocaman hortumum sence de çok ilginç değil mi?
Hortumun mu?
– ???
İşte burada özen ve zarafet… Birbirine dokunarak anlatabilir misin burun ve hortum arasındaki farkı? Ortak bir aynadan aynı anda bakmaya cesaret edebilir misin?
Ve böylelikle ayrışmaya?

Ve bu ortak ayna, zihinlerdeki usta gözlemcidir. Özendir.
Üçüncünün fikri değil, kişilerin ortak paylaşımları ve dürüst soru-cevaplarıdır.
Bu değer ve gerçek zarafettir.
Hepimize en gerekli olan şey!

İlginizi çekebilir: Bu telaş niye: Sakince kendin olmayı dener misin? 

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale