X

Sanatsal hobiler için doğa dostu bir anlayış nasıl benimsenir?

“Sanat sanat için midir yoksa insan için mi?” tartışmasına hiç girmeden ‘Sanat, doğa için de olabilir…” desek? Evet; belki resim yapmayı çok seviyor ya da stüdyonuzda eserler yaratmayı, bir sanat atölyesi açabilecek kadar çok sayıda sanat eseri ortaya çıkarmayı istiyor olabilirsiniz. Yaratıcılığınızı ve ruhunuzu besleyecek sanat çalışmalarına diyecek hiçbir şeyimiz yok; ancak, ne kadar doğa dostu olursa hepimiz için o kadar iyi. Sanatınızı icra ederken tüm insanlık, yemyeşil doğa, enerji kaynakları, bitkiler, sevimli hayvanlar, kısaca tüm dünya için barışçıl adımlar atmayı da istemez misiniz? Cevabınız evetse doğa dostu bir sanat anlayışını benimseyebilirsiniz. Birçok alanda sevebileceğiniz farklı hobiler belki doğaya zarar vermiyor olsa da özellikle resim için kullanılan kimyasal boyalar, toksik madde içeren materyaller, plastik ambalajlar hem doğal enerji kaynakları hem de tüm çevre için tehlike oluşturabiliyor. Yapmanız gereken tek şey ise özellikle resim yapmak için kullandığınız malzemeleri seçerken biraz daha dikkatli davranmak ve atıklarınızı doğru bir şekilde dönüştürmek veya imha etmek.

Kullandığınız malzemeleri özenle seçin

İster kağıt ister tuval üzerinde çalışın; organik kaynaklı veya kimyasal içermeyen kenevir, keten veya bambu gibi materyalleri tercih ederek doğa dostu bir yaklaşım sergileyebilirsiniz. Ayrıca, resim çalışmalarınız için şövale kullanıyorsanız üretildiği ahşabın nasıl elde edildiğine dikkat edebilirsiniz. Herhangi bir malzemenin yenisini satın almadan önce elinizdekileri değerlendirip değerlendiremeyeceğinizi gözden geçirerek de önce tüketimini daha sonra olası atıkları ve karbon ayak izini azaltabilirsiniz. Belki eski çalışmalarınızdan artan ahşap parçalar ya da kumaşlar yaratıcılığınızla yepyeni ve başarılı eserlere dönüşebilir.

Doğa dostu fırçalar kullanın

Daha uzun ömürlü olmaları nedeniyle profesyonel sanat için önerilen çoğu fırça, ne yazık ki hayvan kıllarından elde edilmekte. Ancak hem doğaya hem hayvanlara zarar veren bu ürünler, tek seçenek değil. Etik ve çevre dostu bir sanat anlayışını benimsemek istiyorsanız, sentetik kıllardan yapılmış fırçaları da kullanabilirsiniz. Fırçanızın kılları kadar saplarının da üretildiği malzemelere dikkat ederek olabildiğince plastikten kaçınarak doğal materyalleri tercih edebilirsiniz.

Zehirsiz boyalar tercih edin

Pek çok sanat eserinde kullanılan boyalar; akrilik boya, yağlı boya ve aerosoller de dahil olmak üzere çeşitli kimyasallar içerir. İsimleri pek bilinmese de genellikle kadmiyum, manganez ve trikloretilen gibi toksik bileşenleri içeren bu boyalar hem havaya hem toprağa hem de suya zarar verir. Bu nedenle bitki bazlı, doğal ve zararlı kimyasal maddeler içermeyen; geri dönüştürülmüş ambalajlara sahip ve mümkünse kapaklarında plastik kullanılmayan; doğal, ahşap vb. doğa dostu materyallerden üretilmiş boyaları tercih ederek çevrenin, havanın, doğal kaynakların olumsuz etkilenmesini bir nebze olsun önleyebilirsiniz.

Sürdürülebilir ambalajlara yönelin

Sanat eserleri, özellikle de hedeflerine güvenli bir şekilde taşınmalarını sağlamak için büyük çaba sarf eden yaratıcılarının gözünde şüphesiz paha biçilemez. Ancak, güvenli bir ulaşım yolunda tercih edilen balonlu naylon malzemeler, ne yazık ki doğa dostu değil. Eğer yaptığınız sanat eserlerini kendinize saklamak ya da sevdiklerinize hediye etmekten öte profesyonel olarak satmak için de üretiyorsunuz ambalaj konusuna da özen göstermeniz şart. Eserlerinizi paketlemek için doğada çözünebilen ya da geri dönüştürülmüş kartonlardan elde edilen sürdürülebilir ambalajları tercih edebilirsiniz.

Lojistiğin doğayla ilişkisini unutmayın

Yalnızca kendi göndereceğiniz kargolarda sürdürülebilir çözümlere yönelmeniz yetmez. Bir paketin sizden bir başkasına ya da bir başkasından size ulaşırken geçirdiği tüm yolcuğu da ele almak gerekir. Uzak şehirlerden gelen paketlerin yolculukları boyunca sebep olduğu karbon ayak izini hiç düşündünüz mü? Karbon salınımını azaltmak için size en yakın olan yerel ve sürdürülebilir markalardan alışveriş yaparak bu yolculuğu kısaltabilirsiniz. Ayrıca, eğer eserlerini online platformlardan üzerinden satıyorsanız müşterilerinize siparişlerini tek bir kargoda birleştirmeleri için çeşitli teşvikler sunabilirsiniz. Belki birden fazla ürün sipariş ettiklerinde kargo ücreti ödemeyeceklerini belirtebilirsiniz. Elbette ki karbon ayak izini sıfırlamak mümkün değil ama elimizden geldiğince aldığımız önlemlerle karbon salınımını azaltarak doğaya dost alışkanlıklar kazanabiliriz.

Yeniden kullanmaya çalışın

Elinizdeki tüm malzemeleri değerlendirmenin en iyi yollarından biri onları yeniden kullanmaktır. Çöpe atmadan ya da geri dönüştürmeden önce malzemelerinizi yeniden kullanma amacıyla tekrar gözden geçirebilirsiniz. Örneğin, içinize sinmeyen, sizi yansıtmadığını düşündüğünüz eserleri farklı eklemeler yaparak yeniden yorumlayabilir veya üzerini tamamen boyayıp yepyeni bir şeyler çizerek değerlendirebilirsiniz. Ya da fırçanızda kalan ıslak boyayı silmek için hemen bir kağıt havluya uzanmak yerine atık kağıtlarınızı kullanabilirsiniz. Doğa dostu, sürdürülebilir ambalajlar tercih etmenize rağmen bir şekilde elinizde plastik sargılar, balonlu naylonlar ya da strafor gibi malzemeler biriktiyse onları saklayarak ilk fırsatta bir şeyleri kargolamak için kullanabilirsiniz. İşin özü, elinizdeki herhangi bir malzemeye çöp ya da geri dönüştürülecek materyal gözüyle bakmadan önce nasıl değerlendirebileceğinizi bulmak.

Geri dönüşümü ihmal etmeyin

Bunu söylemeye gerek yok, ancak boş boya tüplerinizi, teneke kutularınızı ya da artık işinize yaramayacak fırçalarınızı geri dönüştürerek doğa dostu bir sanatın parçası olabilirsiniz. Elinizdeki atık malzemeleri materyallerine göre uygun bir şekilde ayrıştırdıktan sonra geri dönüşüm merkezlerine ya da toplama alanlarına götürerek çevre kirliliğini önlemenin yanı sıra sürdürülebilirliğe de katkı sağlayabilirsiniz.

Temizliğe dikkat edin

Uygun olmayan şekilde çöpe atılan ya da temizlenen sanat malzemeleri, nihayetinde kanalizasyon hatlarına ve toprağa karışarak hem dış mekanlar hem hayvanlar ve bitkiler hem de doğal enerji kaynakları için olumsuz çevresel tehlikeler yaratabilir. Bu nedenle, öncelikle boyaların doğrudan lavaboya akmayacağından emin olmanız gerekir. Kullanılmış fırçalarınızı boyalardan arındırmak için direkt olarak lavaboda yıkadığınızda su kirliliğe de neden olabilirsiniz.  Boyalı fırçalarınızı bir çözücü içinde durulayabilir; mümkünse toksik olmayan bir terebentin kullananabilirsiniz. Ya da narenciye bazlı çözücüler ve doğal içerikli yağlar (ceviz yağı gibi) da fırçalarınızdaki boyaları çözmek için işinize yarayabilir.

Gerekli malzemeleri mümkünse tamamından faydalanabileceğiniz şekilde seçmeniz ve tekrar tekrar kullanabilmeniz yanlış bir şekilde imha edilme ya da temizlenme riskini ortadan kaldırabilir. Ancak, bu mümkün değilse ve üzerinde çalıştığınız bir eser için doğal alternatifler bulamayıp toksik içerikli malzemeler kullandıysanız işiniz bittiğinde yapılacak en doğru şey kullandığınız malzemeleri toksik atık merkezlerine götürmek olacaktır.

Bonus: Küçük sanatçılara özel

Çocukların bazen kocaman bir kağıdın küçücük bir yerine iki çizgi çizdikten sonra o kağıtla işlerinin bittiğini fark etmiş olabilirsiniz. Tüm o kağıtları bir yerde biriktirerek ilerleyen zamanlarda eklemeler yapmak isteyip istemediklerini sorabilir; doğa sevgisini onlara aşılamak için kağıtların nasıl elde edildiğinden ve neden bilinçli bir şekilde kullanmamız gerektiğinden bahsedebilirsiniz. Eğer eklemeler yapmaya ya da yeniden kullanmaya ikna edemezseniz bu kez farklı bir yol izleyebilirsiniz. Küçük çizimlerini keserek bir araya getirebilir ya da ayrı ayrı sergilemeleri için teşvik edebilirsiniz. Böylece, kağıtların boş kalan kısımlarını da yeniden kullanmalarını sağlayabilirsiniz.

Kaynak: ethicalunicorn, elephantjournal, artistsnetwork

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilirlik, iklim krizi ve çevre kirliliğiyle ilgili farkındalığınızı artıracak en iyi belgeseller

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale