X

Sanatın tüm dallarının iç içe geçtiği eşsiz bir festival deneyimi: Bodrum Müzik Festivali

Yaz akşamları, müzik ve sımsıcak bir atmosfer… Bu kombinasyonu kim sevmez ki? 

Havaların güzelleşmesiyle birlikte içimizi ısıtan rengarenk ve coşkulu festivallerle, hareketli konserlerle ve içinde müziğin geçtiği tüm etkinliklerle uzun bir kış sonrası yeniden buluşuyoruz. Bunlardan bir tanesi de bu yıl 12 -16 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek Bodrum Müzik Festivali.

Doğuş Grubu’nun kurucu destekçiliğiyle 2005 yılından bu yana Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen orkestralarını ve müzisyenlerini Bodrum yarımadasında bir araya getiren Uluslararası D-Marin Klasik Müzik Festivali, 13. yılında Bodrum Müzik Festivali adını alacak. 

Yeni adıyla Bodrum’un tarihi dokusu ve eşsiz doğasına yayılan Bodrum Müzik Festivali, D-Marin Turgutreis Marina, Bodrum Kalesi,  Gümüşlük Akademisi ve Şevket Sabancı Parkı gibi klasikleşen buluşma noktalarının yanı sıra ilk kez TED Bodrum Koleji, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi içinde yer alan şövalye odası ve kuleler, Yalıkavak Marina, The Marmara Bodrum, Midtown AVM Açıkhava Sineması ve Bodrum Mozole Anıt Müzesi gibi mekanlarla gerçekleşecek.

Sabahın ilk saatlerinden gece yarısına kadar sürecek festivalde, 5 gün boyunca klasik müzik etrafında şekillenen farklı disiplinlerden etkinlikler de gerçekleşecek. Yaratıcı düşünce, ritim-dans ve plastik sanatlar içeren çocuk atölyeleri, Başka Sinema ile açık hava film gösterimleri, d.ream Akademi ile tadım etkinliği, Onur Behramoğlu ve Jehan Barbur ile yapılacak müzik ve edebiyat söyleşileri festival takipçilerinin takviminde yer alacak. Ayrıca, Gaia Gallery küratörlüğüyle festival boyunca The Marmara Bodrum’da gerçekleşecek “Social Circus ” isimli sergi herkese Bodrum’u kültür, sanat ve müzik ile deneyimleme fırsatı sunacak.

Sanatsal programlama ve planlamasını Pozitif’in üstlendiği festival, beş gün boyunca Alice Sara Ott, Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Emma Shapplin, Leticia Moreno, Fazıl Say, Rusya Devlet Akademi Senfoni Orkestrası, Kerem Görsev Trio & Karşıyaka Oda Orkestrası, Semplice Quartet, İklim Tamkan & Senem Demircioğlu, Leszek Mozdzer, Nil Kocamangil & Agapi Triantafyllidi, İstanbul Barok Orkestrası ve Borusan Quartet gibi önemli müzisyen ve orkestraları ağırlayacak.

Ayrıca, festival kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müzikoloji Bölümü’nün de kurucusu ünlü besteci, müzikolog ve müzik teorisyeni Yalçın Tura’ya “Onur Ödülü” takdim edilecek.

Festivalin ilk akşamında Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası sahnede

Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası

Bodrum Müzik Festivali 13. yılına Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası’nın (DÇSO) 12 Ağustos Cumartesi 20.30’da Turkcell Sahnesi, D-Marin Turgutreis’te vereceği konserle başlanacak. Doğuş Holding’in bir sosyal sorumluluk projesi olarak başlattığı DÇSO, daimi şefleri Rengim Gökmen yönetiminde ilk olarak Yalçın Tura’nın Karcığar, Nikriz ve Nişâbûr makamlarından esintiler içeren Toccata’sını çalacak. Sonrasında Japon asıllı Alman piyanist Alice Sarah Ott, DÇSO eşliğinde, Çaykovski’nin ihtişamlı 1. Piyano Konçertosu’nu seslendirmek için sahnede olacak. Konserin ikinci yarısında usta oyuncu Selçuk Yöntem’in anlatıcılığında Rus Beşlerinden Mussorgsky’nin başyapıtı Bir Sergiden Tablolar‘ı yer alacak.

Emma Shapplin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’yla sahnede

Opera ve Rock müziğini birleştirdiği sınır tanımayan sesini Orta Çağ İtalyan edebiyatının hamurunda yoğuran Fransız soprano Emma Shapplin, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’yla birlikte 13 Ağustos Pazar akşamı Turkcell Sahnesi, D-Marin Turgutreis’te klasik müzikseverlerle buluşacak. Shapplin, Carmine Meo (1997) ve Etterna (2002) albümlerinden şarkılarını Devlet Çoksesli Korosu’nun yedi yıllık sanat yönetmeni ve şefi Cemi’i Can Deliorman şefliğindeki dünyanın en köklü orkestralarından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde seslendirecek.

Emma Shapplin

Rusya Devlet Akademi Senfoni Orkestrası, Leticia Moreno ve Fazıl Say ile Beraber Bodrum Müzik Festivali’nde

Dünyaca ünlü Rusya Devlet Akademi Senfoni Orkestrası, 14 Ağustos Pazartesi akşamı, 2012 Echo’da “Yükselen Yıldız” unvanını alan Leticia Moreno’ya Turkcell Sahnesi, D-Marin Turgutreis’te eşlik edecek. Çaykovski Perm Akademik Opera ve Balesi’nin müzik direktörü, opera uzmanı Rus şef Valery Platonov yönetimindeki orkestra, geceyi Mozart’ın Don Giovanni Operası uvertürüyle açacak. Leticia Moreno 1762 Nicolò Gagliano yapımı kemanıyla, bestecinin “konçerto içinde saklı bir opera” olarak tabir edilen 5 No.’lu Keman Konçertosu’nu seslendirecek. Konser, Rachmaninoff’un 2 No.’lu Senfoni’siyle devam edecek.

Seksen yıllık geleneğiyle Rusya Devlet Akademi Senfoni Orkestrası, 15 Ağustos Salı 21.00’de Turkcell Sahnesi D-Marin Turgutreis’te, Alman romantik bestecisi Johannes Brahms’ın 2. No.’lu Senfonisi’ni seslendirecek. Konserin ikinci yarısında dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, Rusya Devlet Akademi Senfoni Orkestrası eşliğinde Beethoven 5 No.’lu Piyano Konçertosu’nu yorumlayacak. 

Saffet Emre Tonguç rehberliğinde “Bir Bodrum Hikayesi”

Bu sene ilk kez gerçekleştirilecek “Bir Bodrum Hikayesi” etkinliklerinde, Bodrum’un tarihi mekanlarında klasik müzik ve hikayeler yer alacak.

Bir Bodrum Hikayesi’nin ilki, 14 Ağustos Pazartesi akşamı UNESCO’nun Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan Bodrum Mozole Anıt Müzesi’nin kazı alanında gerçekleşecek. Ödüllü seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç’un anlatımıyla yapılacak Mozole turunun ardından Borusan Quartet, binlerce yıllık kalıntılarının arasında klasik müzikseverlerle buluşacak.

Bir Bodrum Hikayesi etkinliklerinin ikinci adresi 16 Ağustos Çarşamba günü Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi olacak. Saffet Emre Tonguç’un anlatımıyla katılımcıları, İngiliz Kulesi’ndeki Şövalye Odası’nda bir dinleti karşılayacak. Kalenin surları içerisinde gerçekleşecek bu özel deneyim, İtalyan ve Fransız Kulelerinin arasında, bu yıl 23. yaşını kutlayan İstanbul Barok Orkestrası’nın özel repertuvarını seslendireceği konserle son bulacak.

Kerem Görsev Trio, Bodrum Müzik Festivali’nde KODA ile buluşuyor

Kerem Görsev Trio

Bodrum Müzik Festivali akşam konserleri kapsamında, 16 Ağustos Çarşamba akşamı saat 22.00’de Bodrum Kale’de, Kerem Görsev Trio’nun yolu, Oğuzhan Kavruk yönetimindeki Türkiye’nin ilk ilçe belediyesi orkestrası Karşıyaka Oda Orkestrası (KODA) ile kesişecek.

Gün batımı ve sabah konserleri

Klasik müzikseverlerin büyük beğeniyle karşıladığı sabah ve gün batımı konserleri bu yıl da Bodrum Müzik Festivali’nde devam ediyor. Şevket Sabancı Parkı’nda sabahın ilk saatlerinde gerçekleşecek konserlerde Semplice Duo ve Nil Kocamangil izleyicilerle buluşacak. Gün Batımı Konserleri’nde ise Semplice Quartet, Leszek Możdżer, Nil Kocamangil ve Agapi Triantafyllidi, İklim Tamkan ve Senem Demircioğlu D-Marin Turgutreis Amfi Tiyatro’da olacak.

mobilet.com ve mobilet iOS uygulaması üzerinden alınabilecek festival biletleri, 24 Mayıs Çarşamba günü itibariyle satışa çıkacak. Ayrıca festivalin tüm bilet gelirleri Tohum Otizm Vakfı’na ve Bodrum Sağlık Vakfı’na bağışlanacak.

Festivali hakkında daha fazla bilgi almak için web sitelerine göz atabilir, Facebook ve Instagram hesaplarını takip edebilirsiniz.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.

Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.



21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.

Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?



İlgili Makale