X

Salgın zamanlarında zihin rahatlatma teknikleri: Anda kalabilmeniz için 3 öneri

Biz insanlar çağlar boyunca, hayatımızı etkilemiş olan birçok salgın hastalıkla mücadele etmek zorunda kaldık. Salgın hastalıklar sağlık çalışanlarının yanı sıra özellikle son yıllarda sosyal bilimcilerin de ilgi alanlarına girmiş bulunmaktadır.

Peki böyle salgın hastalık dönemleri psikolojimizi nasıl etkiliyor? Bazı araştırmalara göre salgın hastalıklar sırasında halkın ve sağlık çalışanlarının kaygıları yükselmektedir (Taylor, Kingsley, Garry ve Raphael, 2008). Örneğin 2003 yılında bazı ülkelerde görülen SARS salgını sırasında Hong Kong’da yapılan bir araştırma yüksek düzeyde stres, çaresizlik ve travma sonrası belirtiler gibi psikolojik tepkilerin yaygın olarak görüldüğünü ortaya koymuştur (Akt. Çırakoğlu, 2011, Lau ve ark., 2005). Jones ve Salathé (2009) ise katılımcıların H1N1 ile ilgili kaygı düzeylerinin salgının başlangıcında arttığını ve zaman içinde beklendiği şekilde azaldığını göstermişlerdir (Akt. Çırakoğlu, 2011).

İlk önce bu tip dönemlerde kaygı ve korku hissetmemizin son derece doğal olduğunu ve hatta bu duyguların bizi koruyucu duygular olduğunu kabul edelim. Eğer korku nedir bilmeseydik kendimizi tehlike altına sokacak davranışlar sergileyebilirdik. O halde kaygımız da korkumuz da aslında bizi korumaya yönelik duygular. Buradaki anahtar kelime denge. Eğer virüs hakkında duyduğumuz kaygımız, korkumuz aşırı boyutlara ulaştıysa, gün içinde sürekli bu konuyu düşünüp, zihnimizin içinden felaket senaryoları yazıyorsak, kaygı ve korku seviyemizi kontrol altına almamız gerekiyor demektir.

Sürekli bu konunun gündemde olması, hayatlarını kaybeden insanlarla ilgili haberler, sosyal medyada dolaşan yalan yanlış bilgiler bir araya gelip bizi kaotik bir ortamın içine çekiyor. Belirsizlik ve kontrolün bizde olmadığı hisleri yakamızı bırakmıyor. Oysa bu dönemi olabildiğince sakin, konu hakkında bilgili ve paniğe kapılmadan, dozunda bir kaygıyla geçirmemiz en mantıklı çözüm. Yine bu dönemde hayatımızı biraz olsun, birçok zihin rahatlatma tekniğinin çıkış noktası olan Zen öğretilerinden ilham alarak geçirmeye çalışalım. Yani ana geri dönelim. Nasıl mı?

5, 4, 3, 2, 1 tekniğini uygulayın

Kafamızın içinde Coronavirüs ve Covid-19 kelimeleri belirmeye başladığında dikkatimizi içinde bulunduğumuz ana verelim. Virüs hakkındaki düşünceleriniz başa çıkamayacağınız bir hale geldiğinde çok kullanılan bir stres azaltma tekniği olan “5-4-3-2-1 Tekniğini” uygulayabilirsiniz. Nasıl mı? Bir daha kendinizi virüs hakkında kaygılı hissettiğinizde aşağıda yazılanları yapın. 

5: Etrafınızda gördüğünüz 5 şeyin farkına varın. Bu, salonunuzdaki vazo ya da koltuğunuzdaki battaniye olabilir.
4: Etrafınızda dokunabileceğiniz 4 şeyin farkına varın. Bu, yastığınız, oturduğunuz sandalye ya da kitabınız olabilir.
3: Etrafınızda duyduğunuz 3 şeyin farkına varın. Bu, üst komşunuzun ayak sesleri, camı açtığınızda evinizin içine giren kuş cıvıltıları olabilir.
2: Etrafınızda koklayabileceğiniz 2 şeyin farkına varın. Bunlar parfümünüz ya da sabununuz olabilir.
1: Etrafınızda tadını alabileceğiniz 1 şeyin farkına varın. Örneğin evinizdeki bir meyveyi dikkatinizi sadece ona vererek tadın.

5, 4, 3, 2, 1 tekniği sayesinde dikkatinizi içinde bulunduğunuz ana, şimdiye getirmeye çalışın. Zihnimiz yapısı itibarıyla ya geçmiş ya da gelecek odaklıdır. Kendinizi virüsle ilgili endişeler girdabında kaybetmeye başladığınızı hissettiğinizde bu tip tekniklerle zihninizi ana geri getirmeyi alışkanlık haline getirin. Ana geri dönmek size kaybettiğinizi hissettiğiniz kontrol duygusunu da geri getirmekte yardımcı olacaktır.

Hareket edin

Fazla çalışan zihni kontrol altına alıp, onu ana geri döndürmenin yöntemlerinden biri de hareket etmektir. Ana dönmekte zorlandığınız zamanlarda evin içinde hareket edebilirsiniz. YouTube’daki yoga videoları eşliğinde yoga yapabilir ya da esneme hareketleri öğrenebilirsiniz. Burada önemli olan dikkatinizi zihninizden bedeninize yöneltmek. Ufak, tefek hareketler bile size kendinizi daha iyi hissettirecektir. Örneğin bu yazıyı okuduktan sonra ayağa kalkın, ellerinizi, kollarınızı ve ayaklarınızı iki, üç dakika sallayın. Kendinizi daha enerjik hissediyorsunuz öyle değil mi?

Bulaşıkları yıkarken sadece bulaşıkları yıkayın

Vietnamlı Budist rahip Thich Nhat Hanh’ın sık sık söylediği gibi bulaşıkları yıkarken sadece bulaşıkları yıkayın. Bulaşık bir sembol. Yani bugün yaptığınız herhangi bir işte sadece o işe konsantre olun. Dikkatinizi o işe odaklayın. Günü otomatik pilota bağlanıp geçirmeyin. Bu arada bulaşıkları gerçekten de elde yıkayıp, dikkatinizi sadece yıkadıklarınıza vererek, bulaşık yıkama gibi basit bir eylemi bile meditasyon haline getirebilirsiniz.

Tüm bu eylemleri yaparken aklınızda yine virüsle ilgili korkular, kaygılar belirdiğinde, kulağa her ne kadar tuhaf gelse de o kaygıları selamlayarak yaptığınız aktiviteye devam edin. Unutmayın bizi rahatsız eden düşüncelerimizle başa çıkmanın en başarılı yöntemlerinden biri, onları durdurmaya çalışmadan varlıklarını kabul etmek, sonra da yaptığımız o anki aktiviteye devam etmektir.

Evet bir daha özetleyecek olursak kaygı ve korku dozunda olduğu müddetçe, bizi bu dönemde korumaya yönelik duygular. Covid-19 hakkında Sağlık Bakanlığımızın 14 kuralına uyun, gerekli bilgileri yine Sağlık Bakanlığımızdan alın ve tüm bu süreçte beden sağlığınızın yanı sıra ruh sağlığınıza da dikkat etmeyi ihmal etmeyin. Hepimize bu zorlu süreci bir an önce geride bırakacağımız sağlık dolu günler diliyorum.

Bu arada size bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz. Hayatı güzelleştirmeyle ilgili psikoloji egzersizlerini ise @ranakutvan Instagram hesabımdanrsolaker@gmail.com  paylaşıyorum.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Çırakoğlu, O, C. (2011). Domuz Gribi (H1N1) Salgınıyla İlişkili Algıların, Kaygı ve Kaçınma Düzeyi Değişkenleri Bağlamında İncelenmesi. Türk Psikoloji Dergisi, Haziran 2011, 26 (67), 49-64.
Jones, J. H. ve Salathé, M. (2009). Early assessment of anxiety and behavioral response to novel swine-origin influenze A(H1N1). Plos ONE, 4, 1-8.
Lau, J. T. F., Yang, X., Pang, E., Tsui, H. Y., Wong, E. ve Wing,
Y. K. (2005). SARS-related perceptions in Hong Kong.
Emerging Infectious Diseases, 11, 417-424.
Taylor, M. R., Kingsley, E.A., Garry, J. S. ve Raphael, B. (2008). Factors influencing psychological distress dur- ing a disease epidemic: Data from Australia’s first out- break of equine influenza. BMC Public Health, DOI 10.1186/1471-2458-8-347.

İlginizi çekebilir: Corona gündeminde ruhsal bakımın önemi: 4 adımda daha sağlam bir psikolojiye kavuşun

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale