X

Sakatlık döneminde sporcular nelere dikkat etmeli ve nasıl yaşamalı?

Sevgili Uplifers okuyucuları, bildiğiniz gibi Likya Yolu Ultra Maratonu’ndan sonra bir sakatlık geçirdim. Altı gün boyunca 250 km koştuğumda yanlış çorap giydiğim için ayaklarım su topladı. Ayaklarımda birkaç yerde cerahat olduğu artık normal basamıyordum. Bu sakatlık 105 km.’lik etapta oldu, demek ki, 105 km boyunca yanlış bir şekilde ayağımı basmışım ve bu yüzden de ayağımda aşırı yük binmesi gerçekleşmiş. Basınç arttığı zaman kemikte ödem oluşuyor ve ağrı yapıyor. Bu ağrının ismi de stres kırığı olarak geçiyor. Aslında gerçek bir kırık değil yorgunluktan veya aşırı kullanımdan meydana gelen bir problem. Normal kırıklarda iyileşme süresi 1 ayken, stres kırığında iyileşme süresi 3 veya 4 ayı bulabiliyor.

Benim için tam 3 ay sürdü. Likya Yolu Ultra Maratonu Ekim ayında bitirdi ve ancak Ocak ayında tekrar koşmaya başlayabildim.

Bugün sakatlık döneminde nelere dikkat etmeniz gerektiğini önerilerimle birlikte paylaşmak istiyorum: 

1. İdmanı bırakın.

Ağrı hissettiğiniz anda koşmayı bırakın

 Eğer ağrı hissediyorsanız her şeyden önce durun. O gün 30 km. koşacaktınız ve 12. kilometrede ağrı hissetiniz diyelim. Birkaç dakika devam ettiniz ve ağrının giderek artığını hissettiniz. Artık malesef yapılacak bir şey yok! Durun, yürüyün ve eve dönünün. Birçok durumda buz tedavisi iyi geliyor. Mutlaka doktora gidin. Birçok koşucu özellikle başlangıçta vücudun verdiği sinyali duymak istemez ve antrenmanlarına devam ederler. Devam edince de daha kötü bir sakatlık geçirirler. O yüzden ağrı varsa demek ki vücutta yıpranmış bir şey vardır ve bunun da tamir edilmesi gerekir. Bir arabanın lastik patladığı zaman yolculuğa devam etmek için önce lastiğin tamir edilmesi gerekir.

2. Sakatlığınızı öğrenin.

Doktora gittiniz ve sakatlandığınızı öğrendiniz, mutlaka uygulanacak tedavi yöntemini de öğrenenin. Genelde spor sakatlıkları için en uygun doktorlar ortopedistlerdir. Mümkünse başka sporculardan da tavsiye alın. Benzer sakatlıklar geçiren arkadaşınız varsa onlarla konuşun. Doktorun size ne anlattığını iyi dinleyin, sorunuz varsa da sorun. Sakatlığı anlamak önemlidir. Hayalinde canlandırmak ve sakatlığı kabul etmek, iyileşme süreci için çok önemlidir.

3. Üzgün olun.

Evet! Üzgün olmak için kendinizi izin verin. Duygunuzu saklamayın. Sporcular için sakatlanmak çok üzücüdür. Daha hızlı iyileşmek için bu durumu kabul etmeli ve duygularınızı hissetmelisiniz.

4. Düşünsel dünyada yaşamayın.

Malesef sakatlandınız ve bir süre boyunca yarışlardan, antrenmanlardan uzak kalacaksınız. Mümkünse yarışlardan sonra sonuçlara bakınca bunları kendinize asla söylemeyin: “Koşsaydım ben de bu sürede bitirecektim” veya “Katılsaydım, 3. olacaktım.” Enerjinizi iyileşmek için kullanın.

5. Yeni ve daha realist hedefi koyun.

İyileşme sürecinde sizin için başarının tanımı değişecektir. Mesela; bastonsuz yürümek ilk başarınız olabilir veya ağrı duymadan yürümek, ileride ise 2 km. koşmak. (belki normalde 30 km koşuyorsunuz, ama tekrar 2 km. koşmak bile bir başarı olabilir). Bu dönemde eski hedeflerinizi unutmalısınız. Belki birkaç yarışa katılmaktan vazgeçebilirsiniz. Bu noktada, iyileştikten sonra ulaşmak istediğiniz hedefinizi sakatlık sırasında koymak size bir motivasyon aracı olarak gözükebilir.

6. Ne olursa olsun olumlu olmaya çalışın.

Zor olacak ama mümkün olduğunca olumlu kalmaya çalışın. Olumlu düşünce, iyileşme sürecini hızlandırabilir ve yaşadığınız duygusal acıyı azaltabilir. Olumsuz düşününce iyileşme sürecini yavaşlatıyor ve daha kötü hissediyorsunuz. Olumsuz düşüncelerden kaçının; çünkü olumsuzluktan iyi sonuçlar doğmaz.

7. İyileşme sürecinde aktif rol oynayın.

Antrenmana gösterdiğiniz özen gibi terapiye de itina gösterin. Mesela antrenman yaptığınızda fizyoterapide de sıkı çalışın. Doktorunuzun tavsiyelerini de dinleyin. Kestirmeden gitmeyin. Kendinize ruhsal terapi de uygulayabilirsiniz. Mesela; kırığınız varsa 5 dakika boyunca kırık kemiğin iyileştiğini hayal edin. Bilimsel olarak bir ispatı yok, ama bazı hastalar gerçekten de bu terapinin olumlu faydalarını gördüler. Bunu yapınca en azından kendinizi daha olumlu hissedeceksiniz.

8. Antrenmanınızı yapmaya devam edin.

Sakatlığını müsaade ediyorsa antrenman yapmaya devam edin.

Sakatlığınız bazı antrenmanları yapmaya müsaade ederse, yapın! Burada kendimden örnekle devam etmek istiyorum. Stres kırığı olunca bot giymek zorundaydım. Core ve üst vücut antrenmanına devam ettim. Aynı zamanda da yüzüyordum. Doktorum zaten aktif olmamı öneriyordu. Ama sizin bir sakatlığınız varsa, herhangi bir antrenman yapmadan lütfen önce doktorunuz ile konuşun çünkü her sakatlık birbirinden farklıdır.

9. Koşu ve spor arkadaşlarınız ile vakit geçirin.

Koşu yarışını izlemeye gidin, maçlara gidin. Yarışlarda başka türlü de faydalı olabilirsiniz. Size kendi tecrübemi paylaşmak istiyorum. Ekin ayında normalde Cappadocia Ultra Trail yarışına katılacaktım. Stres kırığından dolayı koşmak benim için imkansızdı. Yine de Kapadokya’ya gittim ve orada organizasyon için sosyal medya menajerliği yaptım. Yarış esnasında hem foto çektim hem de koşu arkadaşlarıma motivasyonu verdim. Spor çevresindeki çoğu insanın yakın arkadaşları yine sporcular oluyor. Sakatlık döneminde sporda uzak kalsanız bile arkadaşlarınızı görmek, onlarla özlem gidermek için yarışlara gidip onlarla vakit geçirebilirsiniz.

10. Sporda öğrendiklerinizi hayatınızın başka alanlarında da kullanın.

İyi bir sporcu olmak için motivasyon, zaman yönetimi, bağlılık gibi becerileri geliştirmelisiniz. Bunları günlük ve “gerçek” hayatınızda da kolaylıkla kullanabilirsiniz.

11. Sabır olun.

Spora tekrar başlamak için acele etmeyin. İki hafta erkene dönmenize gerek yok. Önemli olan tamamen iyileşmenizdir. Yeterli beklemeseydiniz sakatlınız kronikleşebilir. Yavaş gidin ama sağlam varın!

Ve lütfen şunu hiçbir zaman unutmayın: Kazanmaktan ve başarılı olmaktan önce sağlık için spor yapın. Kendinizi dinleyin, spor yaparken keyif alın, koşarken yüzünüzde gülümseme olsun. Herkese sağlıklı antrenmanlar ve yarışlar dilerim.

Coraline Chapatte: İsviçreliyim ama neredeyse 10 senedir Türkiye'de oturup çalışıyorum. Neuchatel'de 4 sene ekonomi okudum. İsviçre'de doğan her çocuk bütün sporları küçük yaşta öğrenir. Bu yüzden spor hayatım çok yönlüydü ve çok erken yaşta sporcu beslenmesi, dinlemesi ve yaşam felsefesi gibi konular, her çocuk gibi bana da öğretildi. Mezun olduktan sonra dalmaya başladım ve çok hoşuma gitti. İsviçre'de üst düzey bir yöneticiyken her şeyi bırakıp dalmaya gittiğim Kaş'tan çok etkilenip Kaş'a yerleştim ve deniz rehberliği ve sualtı fotoğrafçılığı yaptım. 2011'de İstanbul'a taşındım. 2013 ve 2015 arasında birçok uzun mesafe (50 km ve 80 km) koşu yarışlarına katıldım. Her koşudan yeni şeyler öğrendim. Uzun koşularda kaçış noktası ve erteleme şansı yoktur. Başlarsınız ve bitirirsiniz. Bu, benim için yaşam felsefesi oldu. Ekim 2015 de “Likya Yolu Ultra Maratonu”na katılıp 6 günde 250 km koştum. Bu yolda tek başınadır herkes. Bu yolculuk sadece fiziksel değildir. Vücut ile başlar ama zihinle biter. Mayıs 2016 ilk triatlon yarışına katıldım ve 3. oldum. Dört ay sonra Eylül ayında Kuşadaşı'nda Türkiye Triatlon Şampiyonası'nda 30+ yaş kategorisinde üçüncülüğü kazandım ve Ekim ayında Antalya'da Gloria Ironman 70.3 yarışında 5. oldum. O kadar kısa bir sürede böyle sonuçlara ulaşmak disiplin, azim, sağlıklı ve dengeli bir beslenme ve iyi bir planlama ister. O dönemde istediğim sağlıklı tatlıyı bulamadığım için kendi keklerimi yaratmaya ve pişirmeye başladım; glütensiz ve rafine şekersiz "Cora'nın Kekleri” macerası bu şekilde başladı. Beş dil (Fransızca, Türkçe, İngilizce, Almanca, İtalyanca) konuşuyorum. Çeşitli konularda motivasyon seminerleri veriyor, şirketler için ve bireysel spor koçluğu yapıyor, koscora.com blogunda (Avrupa'nın en iyi 3 koşu blogu arasına seçildi) ve Türkiye'de ve İsviçre'de spor ve sağlıklı yaşam konularında yazılar yazıyor, sosyal medya danışmanlığı yapıyor ve ayrıca çeşitli dillerde tercümanlık yapıyorum. Eylül 2016'den itibaren Marmara Üniversitesi'nde Spor Psikolojisi ve Spor Yöneticiliği yüksek lisans yapıyorum.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale