X

Sahtekarlar buraya: Imposter sendromunun 5 türü

Birçok şeyi başarmış olmana rağmen kendini tam bir sahtekar gibi hissettin mi hiç? Sanki onları başaran sen değilsin de, bir eksiklik var da yakalanacakmışsın gibi? Ya da aslında daha iyisini yaparsın, bunun da nesini beğeniyor insanlar gibi?

Eğer bu tarz düşünceler aklından geçtiyse, geçiyorsa, yalnız değilsin. Bir yazı yazdığımda, Instagram’a post hazırladığımda -hele bir de çok beğeniliyorsa-, bir eğitime başladığımda, hatta bazen bittiğinde tebrikleri kabul ederken ben böyle hissediyorum. Hatta bu örnekleri daha da çoğaltabilirim kolaylıkla. Mesela yaptığım bir yemek beğenildiğinde diyorum ki “Aman ne var canım, tarif orada, malzemeler orada. Herkes yapar.” Imposter (sahtekarlık) sendromuna şahane bir örnek bu…

Bir çalışmaya göre insanların yaklaşık %70’i sahtekar olduğunu düşünüyor. Özellikle de kadınlarda bu oran çok daha yüksekmiş.
Genel olarak, imposter sendromu, kişinin yeterince iyi olmadığına inanmasını sağlayan bir şüphe duygusunu ifade ediyor. Imposter sendromu varsa insan, aksini gösteren mevcut bir sürü kanıta rağmen, yetersiz olduğuna inanıyor. Nasıl? Tanıdık geliyor mu?

Uzmanlar, imposter sendromunu beş alt gruba ayırıyor: Mükemmeliyetçi, Uzman, Doğal deha, Süper insan ve Solist.

Imposter sendromunun beş türü

Mükemmeliyetçi

Bu tür bir insan, yaptığı her şeyin mükemmel olmasını bekler. Her şey için yüksek standartlar belirler. Yüksek standartlar kötü bir şey değildir, ancak bazen -hatta çoğunlukla- hep yüksek standartların peşinden koşmak yorucu olabilir ve bazı durumlarda, bu standartlara ulaşmamız her zaman gerçekçi değildir.

Dahası, mükemmeliyetçi kişi bazı görevleri başkalarına devretmeyi de -yani delegasyonu- çok zor bulabilir. Bunu yaptığında, genellikle mikro yönetici olarak adlandırılabilirler, çünkü projenin her küçük ayrıntısının mükemmel olduğundan emin olmak için herkesi tek tek takip ederler. Onlara göre, mükemmel olmayan her şey bir başarısızlıktır. Projenin sadece %0,01’i o kadar da mükemmel olmayan kısım olsa bile.

Uzman

Uzman, bildiklerinin yetkinliğini belirlediğine inanır. Bilinmesi gereken her şeyi bilmediğini bilmek, kendisini bir sahtekar ve bilgisiz gibi hissetmesine neden olur. Bu tür insanlar bir konu hakkında her şeyi bilmediğinde bir sohbete bile katılmaktan kaçınabilir.

Listelenen tüm gereksinimleri karşılamadığı sürece bir işe başvurmaz mesela, kabul edilme şansı olsa bile. İster bilgi ister deneyim olsun, her şeyin daha fazlası için çabalar. Sonuç olarak da, birçok eğitim, sertifika alır çünkü öğrenme ve uzman olma ihtiyacı hisseder. Bir de bunları öğrendiğinin tasdik edilmesini ister, sertifikalar da bunun için… Dışarıda kendisinden daha iyi olabilecek birinin olduğunu bilmek, ona kendini sahtekar gibi hissettirir.

Kendini geliştirmek ve becerilerini iyileştirmek tabii ki kötü bir şey değil. Bununla birlikte, değerinin yalnızca bildiklerine bağlı olduğunu düşünüyorsan, bu ele alınması gereken bir durum olabilir.

Doğal dahi

Bu kişiler yaptığı her şeyde dahi olması gerektiğine inanır. İlk denemede bir görevi nasıl yerine getirdiğine bağlı olarak kendine çok yüklenebilir. Hiçbir şey bilmiyorsa veya yeni bir beceride ustalaşması biraz zaman alıyorsa, kendini sahtekar gibi hisseder. Alanlarındaki uzmanlara ve profesyonellere bakar ve neden böyle olmadığını sorgular. Aradaki tüm tecrübeyi, farklı hayat yolculuklarını görmezden gelerek hem de…

Çok fazla çaba sarf etmek zorunda kalmadan her şeyde mükemmel olmaları gerektiğine inanır bu gruptakiler çünkü onlar dahi olmalı! Genellikle, genç yaşlardan itibaren bu kişilere bir arkadaş grubunda veya kardeşler arasında “akıllı olan” olduğu söylenir. Sonuç olarak da, “akıllı olan” olduğu için her şeyi çaba göstermesine gerek kalmaksızın bilmesi gerektiğine inanarak büyür.
Yeni zorluklar üstlenmekten kaçınır çünkü başarısız olmaktan korkar. Onun için başarısızlık öğrenmeye ve gelişmeye yönelik bir adım olmak yerine, asla karşılaşmaması gereken çok büyük bir gerilemedir…

Süper insan

Bu kişiler, etraflarındaki diğer kişilerle eşleşmek, aynı seviyede olabilmek için aşırı çalışma eğilimindedir. İş arkadaşlarının sahip olduğu niteliklere sahip olmadığını, bu nedenle etraflarındaki herkesle aynı sonuçları elde etmek için ekstra çalışması gerektiğini düşünür.

Değerlerini kanıtlamanın en iyi yolunun herkesten daha fazla çalışmak olduğunu hisseder ve öyle davranır. Sonuç olarak çok fazla çalışır. Aradığı şey ise, çok çalıştıktan sonra başkalarından gelecek olan onaylanmadır. Patronu veya yöneticisi tarafından onaylanmazsa, yeterince iş yapmadığını ve daha fazla zorlanması gerektiğini hisseder. Genellikle ofisten veya kütüphaneden ayrılan son kişidir. Çalışmadığı zaman, vakit kaybettiğini düşündüğü için stresli hisseder. Sonuç olarak, hobilerinin tadını çıkarmak ve ailesi, arkadaşları ve sevdikleriyle vakit geçirmek için zamanı olmaz…

Solist

Solist her şeyi tek başına halletmeye çalışacaktır. Her şeyi tek başına yapabilmesi gerektiğine inanır ve onun için başkalarından yardım veya destek istemek zayıflığın bir işaretidir. Yardım isterse, başkalarının onları yetersiz, bulunduğu yeri haketmeyen, sahtekar olarak göreceğini düşünürler. Bağımsızlığı, öz değerinin kanıtıdır.

Başkalarından yardıma ihtiyaç duyarsa, diğer insanların projenin başarısına onun katkıda bulunduğunun ve diğer kişilerin kendisine yardım değil de projeye destek verdiğinin mutlaka bilinmesini sağlar.

Şu ana kadar okuduklarından gördüğün üzere imposter sendromu, hedeflere ve genel üretkenliğe ulaşmada büyük bir engel olabilir. Çalışmalar ayrıca imposter sendromunun anksiyete ve depresyonu artırdığını bulmuştur. Zaten bu kadar kendinden şüphe anksiyeteyi artırmasa veya depresyonu derinleştirmese insan şaşardı herhalde…

Artık imposter sendromlarını bildiğine göre, bir sonraki adım imposter sendromunu yenmek ve önümüzdeki yazıda paylaşacağım ipuçlarıyla kendine inanmaya başlamak.

Eğer dilersen, bu konuda yaptığım şu videoları da izleyebilirsin bir sonraki yazıda buluşana dek…

 

 

İlginizi çekebilir: Aşırı düşüncelerin girdabından nasıl çıkabilirsiniz?

Dr Eda Uslu: Dr Eda Uslu, yürümek istediğiniz yolda sizi destekleyen, cesaretlendiren, anlayışla ve şefkatle yanınızda yürüyen dost. Siz en harika versiyonunuzu gerçekleştirmek için yolunuzda yürürken yanınızda size yarenlik eden bir “karunamitra”. Aslında bir tıp doktoru iken hayatın akışı içerisinde kendi yolculuğuna çıkan kişilerden Eda. 15 yıl boyunca göğüs hastalıkları ve uyku bozuklukları uzmanı olarak görev yaptı ve Türkiye’nin sayılı akredite uyku laboratuvarlarından birini kurdu. Bir süre sonra Tıp Doktorluğunun da yetmediğini, içindeki insanlara yardım etmek isteğini doyuramadığını hissetmeye başladı. Sorular sormaya başladıkça cevaplar buldu. Çemberin içinde çırpınıp durmaktansa cesaretini topladı ve uzun yıllarını verdiği, çok severek yaptığı ve aşkla bağlı olduğu doktorluk mesleğinden ayrılarak çemberden çıktı. 2009 yılında Mindfulness ile tanıştı ve 2013 yılından beri hem Türkiye hem de İngiltere’de pek çok kurum ve kuruluşta eğitimler veriyor. Bu yolculukta Bangor University UK - Mindfulness Eğitmenliği ve süpervizyonlar, CTI (The Coaches Training Institute) - Profesyonel Koçluk Eğitimi ve Sertifikasyon, Landmark Worldwide - Liderlik Eğitimi, Mindful Schools USA – Çocuklar için Mindfulness Eğitmenliği ve İngiltere Mindfulness in Schools Project’ten .b ve Paws b (çocuk ve gençler için mindfulness eğitmenliği) eğitimlerini almış ve halen de yeni eğitimlere devam etmekte.. Son 8 senedir sadece profesyonel koçluk ve mindfulness eğitmenliğini yapıyor. 2018-2019 eğitim yılı itibariyle Türkiye’de ilk defa Mindfulness’ın müfredata girmesini sağlayarak halen Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde ve Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’nde öğrencilere Mindfulness dersleri veriyor. “Hayatın gerçek anlamda farkında olan insanlar, yaşam yolculuğu sürerken aynı zamanda kendi içlerinde bir yolculuğa çıkmaya hazır ve gönüllü olurlar.” eda@edauslu.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale