X

Sahip olmadıklarınıza rağmen mutlu olmak mümkün mü?

“Gerçek mutluluk aldıklarında değil, verdiklerinde gizlidir.” Wolfgang Amadeus Mozart

Sahip olmak bir hastalık gibi yavaş yavaş damarlarımıza işler… Önceleri her şey sadece “olsa da olur olmasa da olur, ben zaten olsun diye o kadar da çok istemiyordum” ile başlar. Sonra gözümüz başka bir şey görmez olur. Yıktıklarımızı, incittiklerimizi, kaybettiklerimizi anlayabilmemiz ne yazık ki mümkün değildir… Sahip olmak vardır. Annemizin ihtiyaçlarını göz göre göre görmezden geliriz o çok istediğimiz telefona sahip olabilmek için… Oysa çok kolaydır yardımcı olmak değil mi? O telefonu bu ay değil de gelecek ay almak… Okulda tüm arkadaşlarımızda var diye yeni bir ayakkabı isteriz çocuk aklımızla…

Sevgili babamızın ay sonunu getirmek üzere yaptığı hesapları göre göre inat ederiz… O ayakkabıdır mutluluğumuza giden yol… Bizi kırmamak için her ne olursa olsun yapacaktır ya babamız… Biz böyle biliriz de o geceleri uyku bile uyuyamaz hale gelir; işte bunu bilemeyiz… Sahip olmak üzere tüm hücrelerimiz programlanır o rüyalarda gördüğümüz pahalı çantamıza… Evet ellerimizle onu kavramadan mutluluk mümkün değildir. Oysa ki sokakta geçerken bize çok daha ucuz çok daha sade bir çiçek uzatan sevgili küçüğü görmeyiz bile… Orada kim bilir kaç saattir beklemekte olduğunu, annesine babasına geçimleri için yardım etmek üzere birkaç çiçeği satarak belki o haftaki okul harçlığını çıkartacağını… Bilemeyiz değil mi? O bizim pahalı çantamız vardır ya işte onu ellerimize almadan “dünyayı” görebilmemiz mümkün olmayacaktır…

Ben bu yazımda sizlerle birlikte sahip olmaya bakalım istiyorum. Özellikle son dönemde etrafımda sıklıkla karşılaşmakta olduğum bir “sahip olmak” ile mutlu olmak özdeşliği mevcut. Neden mutlu olmak için sahip olmak gerekir? Neden sadece düşlemenin bile güzel olduğunu idrak etmek bir süre sonra bu derece zorlaşmaktadır? Neden bizler bugün ben olmak, sağlıklı olmak istediğimizi yapabilecek kadar, özgür olmak kadar muhteşem durumlara sahibizdir de bunu görebilmemiz bu kadar mümkün değildir? Neden kendi kendimize bu derece körleşmiş gözlerle bakarız?

Bu sorumuzun cevabı aslında hayatımızda yer etmiş olan “anlam” kavramına biraz daha detaylı bakmamızı gerektiriyor. Cisim çok pahalı bir çanta olabilir. Ben bir anlam yüklemedikçe bu çanta sadece bir objeden ibaret değil midir? Ve evet yine ben anlam yüklediğimde “bugüne kadar sahip olduğum en güzel, belki de en pahalı, belki de en ulaşılmaz, belki de dünyada var olduğuna inandığım en güzel şey” oluverir…

Fakat bizler akışta işte tüm bu “anlamların” bizden geldiğini, bu anlamların yaratıcılarının bizler olduğumuzu unuturuz. Yeni bir ev almak üzere öyle odaklanmışızdır ki bu evimizde var olan huzuru, güzelliği, sessizliği, bu evimizin bize sunduğu onlarca güzel günü, hatıraları unutuveririz… Varsa yoksa sonrası sonrasında gelecek mutluluk, sonrasında edeceğimiz rahatımız ve sonrasında elimize geçecek olan “tapumuz” olur… Mutluluk o “tapu” ile özdeşleşmiştir, mutluluk ne de olsa dışarıda aranacak bir kavramdır…

Ve işte unutuveririz elimizde yüz tane farklı tapu olsa da “gerçek” mutluluğu kalbimize koymanın mümkün olmayacağını… Mutluluğu öyle beklediğimiz gibi, öyle unuttuğumuz gibi dışarıdan tapular ile çantalar ile her neyi çok fazla satın almak istiyorsak, her neye çok fazla sahip olmak istiyorsak o ile “elde edemeyeceğimizi” çoktan unutuveririz. Mutluluğu, yemyeşil bir bahçenin içine kurulmuş, sadece peynir ve ekmek kadar sade bir masada bulacağımızı unutuveririz…

O masada sıcacık çayımız ile eşlik edeceğimiz samimi bir sohbette gerçek mutluluğu bulacağımızı unutmuşuzdur… Mutluluğu dışarıdan değil de sadece “içeriden” üretebileceğimizi unutmuşuzdur… Mutluluğu dünyaları satın alsak da satın alamayacağımızı unutmuşuzdur… Her nerede her nasıl olursak olalım kalbimizin içindekini değiştirebilecek olanın sadece “biz” olduğumuzu unutmuşuzdur… Sahip olduklarımızın mutluluğumuza eşit olmadığını unutmuşuzdur…

Bugün bu yazımda bana eşlik eden sevgili sen, kalbin ne için atıyor? Bugün “sahip olmadığın” yeni evin, yeni araban, yeni çantan, yeni ayakkabıların, yeni tatillerin, yeni seyahatlerin, yeni gömleğin, yeni parfümün için mi üzülmektesin? Bu dünya yaratılırken her şeyin muhteşem bir bollukla yaratıldığının ve aslında tüm evrenin senin o muhteşem güzel kalbine saklandığının farkında değil misin? Sen dışarıdan alacağın ile zenginleşmezsin, sen içeriden gelenin yansıması olarak dünyadan alırsın… Sen kalbine “sahip olduğunda” dünya sana tüm istediklerini sunacaktır… Yeter ki mutluluğun o dışarıdan geleceklerle “gelemeyeceğini” bil… O satın aldığına olan heyecanın bir anda bittiğinde eğer kalbin sığ bir su gibiyse yine içindeki kuraklıkla karşılaşacaksın. Ve mutlaka bakman gerekecek orada ne eksik, ne yoksun… Her ne satın alırsan al orayı doldurmak ancak sen gerçekten içine baktığında mümkün olacak…

Bugün kendine dönmeye ve anlam nedir diye sormaya hazır mısın? Bugün gerçek bir “mutluluk” ile dolmaya gönüllü müsün?

 

İlginizi çekebilir: Eski ilişkilerden yeni umutlara bir yol uzanır mı?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale