X

Her gün koştururken sağlıklı yemeklerle bedenimizin mola vermesinin 3 yolu

Okula git, işe git, arkadaşınla buluş, spora git, alışveriş yap, yemek pişir, topla, o hep sevdiğin müzeyi ziyaret et, yeni bir restoran açılmış görmemek olmaz… Hayatın her anının gerçekten de kocaman bir koşturma olduğunun farkındayım. Okul hayatım boyunca da iş hayatım boyunca da koşturmam bir türlü geçip gitmedi, eminim bir çoğunuz da benzer haldesiniz.

Peki, bize tüm bu hareketli yolculukta destek olan bedenimize zaman ayırmak ver gerçekten sağlıklı tariflerle enerjisine destek olmak mümkün mü? Tabii ki mümkün! İşte çok vakit harcamadan hazırlayabileceğiniz kurtarıcı 3 püf noktası:

1. Kahvaltıda yeşil içecek için

Kahve, cay, poğaça, simit, tost denkleminden tamamen çıkmanızı sağlayacak hem besleyici hem de kolay bir yol var desem inanır mısınız? Sizi hem işe yada okula koşarken bağırsak sistemini mahvedecek ve şekeri fırlatacak opsiyonlar yemekten kurtaracak, hem de hazırlaması sadece 10 dakika. İnanmam derseniz, o halde hala HealthyFoodBreak Yeşil İçecek ile tanışmadınız demektir. Tariften yaklaşık 1.2-1.5 litre çıkıyor, ister 2 kişi bölüşün ister bir kerede hazırlayıp 2 sabah boyunca tüketin. Buzdolabında 48 saat dayanır, çünkü posası içinde.

Malzemeler:

  • 800 ml soğuk su, hem daha lezzetli oluyor hem de blenderın bıçak gücünden ortaya çıkan ısıyı bertaraf ediyor.
  • 3 avuç dolusu yıkanmış yeşillik – çeşit sayısı tamamen zevkinize kalmış. Basit tutup tek çeşit yeşillik de yapabilirsiniz veya olabildiğince farklı mineral almak peşindeyseniz çeşitleri dilediğinizce arttırabilirsiniz. (Ispanak, pazı, kereviz sapı, fesleğen, maydanoz…..)
  • 1 yeşil granny elma, çekirdekleri çıkarılmış.
  • 1 muz – ben muzu donmuş kullanıyorum, yine hem daha lezzetli oluyor hem de blenderın bıçak gücünden ortaya çıkan ısıyı bertaraf ediyor.
  • 2 salatalık
  • 1 limon, dış kabuklarını kesip, çekirdeklerini çıkarıp doğrudan kendisini atmak maksimum fayda ama mide rahatsızlığı olan veya tansiyon problemi olanlar doğrudan suyunu sıkabilir. Baktınız limon hiç tüketmiyorsunuz 1 adet greyfurt suyu eklemeyi öneririm.
  • Opsiyonel: Bir yandan da bağışıklığımı destekleyeyim derseniz tarife birer parca kök zencefil ve zerdeçal da ekleyebilirsiniz.

Yapılışı:

  • Öncelikle su ve yeşillikleri blendera atıyoruz ve tamamen parçalanana ki tüm yeşillikler suya geçsin.
  • Sonra diğer tüm malzemelerin hepsini blendera atıp, içinde katı parça kalmayana kadar yaklaşık 2-3 dk tamamen parçalıyoruz.
2. Sebzelere garnitür değil, ana öğün muamelesi yapın

Sebzeler özellikle doğru yöntemlerle pişirildiklerinde hem çok sağlıklı hem de doyurucu olabilirler. Kocaman bir tabak sebze hazırlamak seçilen sebzeye göre maksimum 15 ile 45 dk alıyor ve tertemiz de bir öğün oluyor. Hem de çoğu sebze “mono” yani tek çeşit beslenmeye çok yatkın ve bu da mide ve bağırsaklarımızı çok yormamak demek.

Haşlanmış Brokoli: Örneğin brokoli, bu işin en kolay yardımcılarından biri. İster salata ister ana yemek… Brokoli hem besleyici, hem de basit bir alternatif.

  • Buharda veya suyun içinde haşlayarak pişiriyorum ben. En güzeli buharda pişirmek. Eğer haşlayarak pişirecekseniz kaynar su içine atıp vitamini suya geçmeden ve rengi solmadan 2 dakika tutup çıkarabilirsiniz.
  • Deniz tuzu, taze karabiber, bol limon, zeytinyağı ve sirke ile lezzetlendirmeyi unutmayın.
  • Ceviz, badem, dolmalık fıstık ise lezzetini arttıran ögeler.

Fırında Tatlı Patates: Tatlı patates; potasyum, A vitamini, C vitamini ve B6 vitamini içerir. Ayrıca tatlı patates, mükemmel bir glütensiz karbonhidrat seçeneği benim için. Düşük glisemik indeks değerlerine sahip yani bu da kan şekerini yükseltmeyecek demektir. Yüksek lif içerir. Ve daha neler neler..  O sebeple, benim için en kolay ve lezzetli sağlıklı alternatiflerden biri. Pişme süresi biraz uzun olsa da “at fırına ve unut” tarzı olduğu için benim için hala en kolay tarifler başında ipi göğüslüyor.

  • Tatlı patatesleri soyup zevkinize göre dilimleyin. Temiz içme suyu, 1 tatlı kaşığı deniz tuzu ve bir kaç damla doğal fermente organik elma sirkesi ile suda bekletin. Ne kadar beklese o kadar iyi, ben 2 saati aşkın bekletiyorum ki nişastası çıksın ve çıtır kızarsın.
  • Baharatlar işin sağlık ve lezzet elementi. Bir kaç yemek kaşığı zeytinyağı, deniz tuzu, taze karabiber, zerdeçal, kekik, zencefil, pul biber, kimyon… Hepsinden yaklaşık 1’er çay kaşığı eklemek iyi bir oran oluyor.
  • 140-145 dereceyi geçirmeden – ki böylelikle zeytinyağını yüksek ısıda bozmadan, yaklaşık 60dk pişiriyoruz.
  • Servis etmeden üstüne biraz daha büyük parçacıklı deniz tuzu… Pişman olmadan kocaman bir porsiyon yiyip, hafif bir öğün geçirmenin keyfini yaşayabilirsiniz.
3. Akşam yemeklerinde şipşak kendi “kase”nizi hazırlayın

Kasede yemekler hazırlamak en kolay, en göze hitap eden ve aslında en sağlıklı opsiyonlardan biri sanırım.

Bir kaç püf noktası var sadece aslında.

  • Kasede en az 1 çeşit karbonhidrat hissi veren malzeme olsun. Kinoa, karabuğday en güzel alternatifler. Bu alternatif kesinlikle glutensiz olsun, kaş yapalım derken göz çıkarmayalım.
  • Taze sebzeler kasenin yıldızı olsun. Renkleri birbiri ile uyumlu sebzeleri, birbiri ile uyumlu olacak şekilde kesip kasenin kenarlarına dizmekle başlayın ise. Limon suyu ve biraz da deniz tuzu ile lezzetlendirmeyi de unutmayın. Ben burada ıspanak, turp, kiraz domates, salatalık ve avokado kullandım.
  • Taze yemişlerin görsel şöleninde, kıtırlığından ve lezzetinden yararlanmayı deneyin. En az 1 çeşit ekleyin. Ben haşhaş tohumu ve ay çekirdeği kullanmayı çok seviyorum.
  • 1 çeşit protein ekleyin. Vegansanız haşlanmış mercimek veya nohut harika gider. Değilseniz çırpılmış yumurta, somon balığı… Sindirim ve organikliği sorgulanır kırmızı et ve tavuk eti çok tercih etmiyorum ben.
  • En son biraz sızma zeytinyağı gezdirip lezzetine lezzet katabilirsiniz.
Sezin Güleryüz: Merhaba ben Sezin! Marmaris'te deniz, güneş ve hayvanlarla büyüdüm, ailem hala orada. Ankara'da ODTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik ile başlayan serüvenim ODTÜ Endüstri Mühendisliği'nde son buldu. Sonrasında da İstanbul'da klasik kurumsal dünyaya adım attım. 9 senedir, tam 30 bin saatimi bir pazarlamacı olarak geçirdim ve halen de geçirmekteyim. Bu zamana kadar P&G, Vodafone, Google gibi dünyanın önde gelen şirketlerinde önde gelen ürünleri tanıtma şansım oldu. Şu anda da Google Türkiye'de Marka Ürün Müdürü olarak bu yolculuğa halen devam etmekteyim. Son 1 senedir ise mesai bittikten sonra, ki bu genelde en erken saat 7’den sonra olur, sosyal medyada sağlıklı ve kolay yemek tarifleri ve püf noktaları paylaşan bir mutfak tutkunuyum. Nam-ı diğer @HealthyFoodBreak. Bu son 1 senede HealthyFoodBreak serüveni benim de yaşayarak öğrendiğim ve öğrendikçe keyif alıp daha çok kişiyle paylaşmak istediğim çok keyifli bir deneyime dönüştü. Koşturmalı hayatın içinde "bi' mola" verip kendinizi dinlemek, bedeninize iyi bakmak, kolay ama sağlıklı tarif ve püf noktaları ararsanız ben buradayım. Ayrıca kurumsal hayatla, hobi de el ele gidince çok da harika bir karışım oluyormuş, hayat bayram oluyormuş benden söylemesi. Görüşmek üzere!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale