X

Sağlıklı kilo vermek için doğru ve dengeli beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmenin yolları

Söz konusu yemek yemek olduğunda, her ne kadar farkında olmasak da, bırakılması güç alışkanlıklara sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu alışkanlıklardan bazıları vücudunuz için faydalıyken (her sabah kahvaltı etmeden evden çıkmamak gibi), bazıları da kötü alışkanlıklar olabilir (tabağınızı silip süpürmek gibi). Beslenme alışkanlıklarının çoğu çocukluk yaşlarında edinilmiş olsa da, yetişkinlik döneminde bu alışkanlıkları değiştirebilmek mümkün.

 

Beslenme alışkanlıklarında ani ve radikal değişiklikler yapmak, söz gelimi kabak çorbasından başka bir şey tüketmemek, yalnızca kısa sürekli bir kilo kaybına yol açacaktır. Kilo vermek adına yapılan bu radikal değişikliklerin sağlıklı olduğu söylenemez; ayrıca beslenme tarzında yapılan ani değişiklikler, uzun vadede başarılı olmazlar.

Beslenme alışkanlıklarını kalıcı olarak değiştirmek içinde beslenme alışkanlıkları üzerine kafa yormayı, bu alışkanlıkları değiştirmeyi, ve pekiştirmeyi kapsayan bir düşünce biçimini benimsemek gerekiyor:

-İyi ya da kötü, tüm  beslenme alışkanlıklarınızı ve sizi kötü beslenmeye iten şeylerin ne olduğu üzerine düşünün.

Kötü beslenme alışkanlıklarınızı iyi olanlarla değiştirin.

-Yeni beslenme alışkanlıklarınızı pekiştirin. 

Beslenme alışkanlıklarını değiştirme sürecinde 3 adım: Beslenme alışkanlarını düşünme, değiştirme ve pekiştirme

Beslenme alışkanlıklarınızı liste halinde yazın. Birkaç gün boyunca ne yediğinizi ve günün hangi saatinde yediğinizi yazdığınız bir günlük tutmak, sağlıksız beslenme alışkanlıklarınızın ortaya çıkmasını sağlar. Mesela öğleden sonraları enerjiniz düştüğünde sizi ayakta tutması için tatlı bir atıştırmalık tükettiğinizi fark edebilirsiniz. Yemek yemeye karar verdiğinizde nasıl hissettiğinizi not etmek, özellikle aç değilken yiyorsanız, oldukça mantıklıdır.

Listede sizi fazla yemek yemeye itmiş olabilecek şeylerin altınıçizin. Kilo artışına sebep olabilecek yaygın beslenme alışkanlıklarından bazıları şunlardır:

–    Çok hızlı yemek

–    Tabaktaki yemeğin tamamını yemek

–    Aç değilken yemek yemek

–    Ayakta yemek yemek (dikkatsiz ya da fazla hızlı beslenmeye neden olabilir.)

–    Sürekli tatlı yemek

–    Öğün atlamak (özellikle kahvaltı).

Altınıçizdiğiniz beslenme alışkanlıklarını inceleyin. Sahip olduğunuz beslenme alışkanlıklarının oluşumunu tetikleyen her şeyi saptadığınızdan emin olun. Öncelikli olarak değiştirmek isteyebileceğiniz beslenme alışkanlıklarınızı tespit edin. Doğru yaptığınız şeyler için kendinizi kutlamayı unutmayın. Belki tatlı olarak meyve yiyor ya da yağ oranı düşük süt tüketiyorsunuzdur. Kendi başarılarınızın farkında olmak, diğer beslenme alışkanlıklarını değiştirmeniz konusunda sizi cesaretlendirebilir.

İpuçları” listesi oluşturun

Ne zaman ve nerede açlıktan başka nedenlerle yanlış beslenme alışkanlıklarınızın tetiklendiğini bulmak için beslenme günlüğünüzü gözden geçirerek topladığınız ipuçlarının bir listesini çıkarın. Yeme isteğinin tetiklendiği zamanlarda genellikle nasıl hissettiğinizi yazın. Genellikle çevresel bir ipucu ya da bazı duygusal durumlar açlıktan kaynaklanmayan besin tüketimini arttırır.

Açlık durumu dışında besin tüketiminin sık görülen nedenleri;

-Buzdolabı açıldığında en sevilen atıştırmalık yiyeceğin orada olduğunu görmek

-Evde oturup televizyon izlemek

-İş yerinde stresli bir toplantı veya durumun öncesi ya da sonrası

-İşten eve gelmek ve akşam yemeği olarak ne yenileceğine karar verilmemiş olması

-Birilerinin sadece “sizin için” yaptığı yemekler

-Tezgahın üzerinde duran tatlı atıştırmalıklar

-Otomatların bulunduğu yerlere yakın oturmak

-Sabahları personel toplantısında masada bulunan pastaları görmek

-Sıkılmış ya da yorgun hissedildiğinde yiyeceklerin canlandırıcı etkisinin olacağı düşüncesi

Günlük ya da haftalık olarak listenizde karşınıza çıkan ipuçlarını yuvarlak içine alın

Bayram tatillerinde eve gitmek, gereğinden çok yemenize neden oluyor olabilir ve siz de beslenmenize dair toplayabildiğiniz tüm ipuçları için bir yok etme planı yapmak isteyebilirsiniz. Ancak, bir süre için öncelikle daha sık dikkatinizi çeken ipuçlarına odaklanın.

Yuvarlak içine aldığınız her ipucu için kendinize şu soruları sorun:

Yanlış beslenmeye neden olacak durumlara girmekten kaçınabilmek için ne yapılabilir?

Bu seçenek en iyi başka insanların yer almadığı durumlarda işe yarar. Mesela, yolunuzun üstünde bulunan fast food restoranında durmamak için farklı bir yolu tercih edebilirsiniz.

Sağlıksız yiyeceklerin olduğu ortamlarda daha sağlıklı olacak ne yapılabilir?

Kötü beslenme alışkanlıklarını tetikleyecek durumların tümünden kaçınmak elbette mümkün değil. Bu gibi durumlarda seçeneklerinizi değerlendirin: Daha sağlıklı içecek ve atıştırmalıklar mı getirirdiniz? Dikkatinizin dağılması için not mu tutardınız? Ulaşılması zor olsun diye yiyeceklerden uzakta bir yere mi otururdunuz? Önceden düşünür ve sağlıklı bir şeyler mi atıştırırdınız?

Sağlıksız alışkanlıklarınızı sağlıklı ve yeni alışkanlıklarla değiştirin

Beslenme alışkanlıklarınız üzerine düşündüğünüzde yalnız olduğunuzda daha fazla yediğinizi fark edebilirsiniz. Bunu dikkate alarak kendinize her hafta öğle yemeğini farklı iş arkadaşlarınızla paylaşma, ya da haftada bir kez akşam yemeğine birilerini çağırma sözü verin. Kullanabileceğiniz stratejiler bir lokma yedikten sonra çatalınızı masaya bırakmak ya da akşam yemeğinde televizyon izlemek gibi dikkat dağıtıcı diğer aktiviteleri en aza indirmek olabilir. Bu, sizin ne kadar hızlı ve ne kadar çok yemek yediğinize odaklanmanızı engeller. 

Sağlıksız alışkanlıklardan kurtulmak için birkaç öneri

Daha yavaş yiyin. Eğer çok hızlı yerseniz, açlığınızın geçmesine odaklanamazsınız ve önünüzdeki her şeyi yemiş olursunuz.

Sadece aç olduğunuzda bir şeyler yiyin. Yorgun, gergin ya da açlık hissetmekle beraber farklı bir duygu durumu içindeyseniz yemeyin. Eğer açlığın yanında sıkıntı ve gerginlik gibi başka duygular da hissediyorsanız, bir şeyler yemektense farklı bir aktiviteyle meşgul olabilirsiniz. Mesela, kısa bir yürüyüş yapabilir ya da arkadaşlarınızı arayabilirsiniz. Bu aktiviteler daha iyi hissetmenizi sağlar.

Yeni ve sağlıklı alışkanlıklarınızı güçlendirin ve kendinize karşı sabırlı olun

Alışkanlıkların yerleşmesi zaman alır, sağlıklı alışkanlıkları bir günde edinemezsiniz. Hayatınızda bir şeyin sağlıksız bir alışkanlığa dönüştüğünü fark ettiğinizde bir dakika durun ve kendinize sorun: Neden bunu yapıyorum? Bunu yapmaya ne zaman başladım? Ne tür değişiklikler yapmalıyım? Kendi kendinizi hırpalamaktan kaçının ve bir hatanın tüm o sağlıklı alışkanlıklarla geçirilmiş günü mahvedeceğini düşünmeyin. 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale